Makale Yaz
hakocbb
Bu haberi yazdır
''Zihniyet'' istifa...
 Nis
04
 2016

G.Saray gibi şöhreti ülke sınırlarını çok aşmış bir spor kulübünde forma giyen sporcular mutlak surette belirli bir statünün üstünde olamk zorundadır. Çyle kabiliyetleri sınırlı ,performansları vasat ,potansiyelleri düşük oyuncular için sarı kırmızı forma sadece bir hayal olabilir. Elbette bu kalibrede ki bir kulübün sportif branşlarının başına geçen teknik adamlar ,hocalar da belirli bir çizginin üzerinde olmak ,baskılara dayanmak ,yıldız sporcuları idare edebilmek ,krizleri yönetebilmek zorunda olan ,gerektiğinde B ,C filan değil M ,N hatta V ,Y ,Z planları hazır olan ve Uygulama cesareti olan spor adamlarından seçilir. Bütün bunlar olması gereken doğrular. Ancak büyük takım idarecileri ve büyük takım taraftarları nasıl olmak zorundadır acaba ? 

Büyük takım taraftarıyım diyen insan da bizahmet takımını seyretmek için en yüksek ücreti ödeyecek. Başka takımların formaları hediyelikleri kaça satılıyor ise büyük takımın forması bunun 2 hatta 3 misli fiyata satılacak. Büyük takımın maçı varken o stadyum tıka basa dolacak. Kulübüne katkı yapacak her türlü ticari girişime sorgusuz sualsiz destek olacak. Elbette yanlışı eleştirecek ,kötüyü protesto edecek ama kendi görevlerini eksiksiz yerine getirdikten sonra deteğini de kösteğini de yerinde ,zamanında yapacak. Hiç kimse diyemeyecek ki "kardeşim siz tribünlerin yarısını bile dolduramazsınız ,beklenen forma satışının çeyreğine bile yaklaşamazsınız ,kulübün ticari ,gelir getirici hiç bir girişimine destek olmazsınız ,şimdi konuşmaya ,şikayet etmeye ne hakkınız var ? Sen görevini yaptında biz sporcuları ,hocaları mı suçluyorsun ? " Mesela çıksa Selçuk İnan kendisini yuhlayan güruha " Biz bomboş tribünlere oynayıp bu kulübe 3 kupa kazandırdık geçen sene ,sizi ancak şampiyonluk kutlamalarında gördük yanımızda. Karda ,çamurda yalnız savaştık ,kutlamaya gelmeseniz de olurdu. Sen misin gerçek G.Saray lı yoksa ben miyim ? dese kim buna yalan diyecek ?

G.Saray ın büyüklüğünü tartışmak gereksiz ve yersiz. Bana göre Türkiye de 3 büyük kulüp ve bir de 4. büyük var. Fener ,Beşiktaş ve Trabzon büyükler ,Bursa ise 4. büyük. G.Saray 2000 senesi itibarı ile bu kısır çekişmenin dışına çıkmış ,ülkesinin tek uluslar arası markasıdır. Eğer memlekette ki büyüklerden biri bu kategoriye çıkmak istiyor ise önce 2000 yılına nazaran kazanması çok daha kolay olan UEFA kupasını sonra da Şampiyonlar ligi şampiyonunu yenerek Avrupa Süper kupasını müzesine koyacak. Yok Şampiyonlar ligi kazanan olursa şapka çıkartır ,saygı duyarız.

G.Saray gibi bir markanın sporcusu nasıl olur ,hocası nasıl olur ,taraftarı nasıl olur anlatmaya çalıştım.Elbette ki bütün bu bedensel ve zihinsel yetilerin yanı sıra 100 küsur senenin getirdiği terbiye ,ahlak ,vefa ,geleneklere bağlılık ,sevgi ,saygı ,insanlık ,kültür ,namus ,şeref gibi insani meziyetlerde olmazsa olmazladan. Ancak her birimiyle büyük olan G.Saray ı yöneten insanlar nasıl olmalı acaba ?

G.Saray aşkı damarlarımda dolaşmaya başladığında bir G.Saray yöneticisini gören ayağa kalkar ,ceketini iliklerdi. Bir G.Saray başkanını sevmeyen ,saymayan ,sözüne gözü kapalı itimat etmeyen hiç kimse yoktu ülkede. Çünkü G.Saray başkanı duruşuyla ,hal ve tavırlarıyla ,konuşmasıyla ,yaptığı işlerle ,bıraktığı izlerle saygın ,örnek insan demekti. Bakın Fener i ve Beşiktaş ı dönemin paralı ama vizyonu düşük iş adamları yönetir ve o saygıyı görmezlerdi. Beşiktaş sayın Süleyman Seba ile rotasını G.Saray a çevirdi daha sonra. Ancak bu saygı değer insandan sonra yine inşaatçılar ,tüpçülere peşkeş çekildi. Fener ise Ali Şen ile daha da sertleştirdiği çizgiyi Aziz Yıldırım ile iyice seviyesizleştirdi. Başarı için her yol mübah kabul edildi ki günümüzde ülkenin de en ciddi sorunu aslında bu. Yani toplumda ki ahlaki çöküşün de mimarı ,bayraktarı oldu Fenerbahçe. Elbette rahmetli Seba başkan sonrası özellikle Demirören ile Beşiktaş da dümen suyuna girdi. Ve maalesef Ünal Aysal ile G.Saray da belki tarihinde ilk defa bu denli Fenerlileşti. Gerçi Duygun Yarsuvat ile yeşeren umutlarım vardı ancak Dursun Özbek ile yine karardı ense.

G.Saray ı yöneten insanların belli bir kulüp geçmişleri ,spor idareciliği tecrübeleri olmak zorundadır. Selahattin Bayazıd gibi ,Ali Uras gibi ,Ali Tanruyar gibi ,Alp Yalman gibi ,Faruk Süren ,Mehmet Cansun ,Özhan Canaydın ,Adnan Polat gibi. G.Saray başkanı her fırsatta ekranda ,gazetede görülmez. G.Saray başkanı makamını kullanarak ne şov yapar ne ihale alır. G.Saray başkanının ağzından çıkan sözden hiç kimsenin şüphesi olamaz. Çünkü G.Saray başkanı yalan konuşmaz,iftira atmaz, mazeret üretmez ,hiç kimsenin ya da hiç bir olayın ardına sığınmaz. G.Saray başkanı hata yapar sonra da çıkar aslan gibi karar benim ,hata benim deme cesaretini gösterir. 

Şimdi sayın Dursun Özbek ve yönetimine tutarlı ,doğru ,bilinçli ve öngörü sahibi ,vizyon sahibi diyebilir miyiz ? Bakılınca her bir mesleklerinde başarılı ,önemli ,saygın iş adamları. Ancak spor idareciliğinden duvara tosladılar maalesef. Asıl anlamadığım şey iş hayatlarında bu denli başarılı olmuş ,sosyal hayatlarında da G.Saray başkanlığı ve yöneticiliği gibi zirve yapmış insanların bu kadar hata yapabilmeleri. Belki de ben yanılıyorumdur. Belki de Podolski transferi ile bize burun kıvırmaya başladığımız Burak ın değerin göstermeye çalışmışlardır. Ama bizde ki yabancı hayranlığını yenemeyince varlığında değerini bilmediğimiz adamın yokluğuyla anlatmışlardır. Linnes ile Sabri nin ,Donk ile ,Chedjou nun ,Semih in ,ne denli değerli oyuncular olduğunun altını çiziyorlardır. Mustafa Denizli ile Hamza hocanın nasıl bir değer olduğunu göstermek istemişlerdir belki de ,kimbilir.





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2022
 
Ağustos (1)
 
Haziran (1)
  2020
  2019
  2018
  2017
  2016
  2015
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...