Makale Yaz
hakocbb
Bu haberi yazdır
NEREDE KALMIŞTIK.......
 Şub
26
 2020

Neresinden başlasam bilemiyorum, en güzeli kısa kısa her tarafa pay çıkartalım. En başta G.Saray 20 senedir Kaduköy de galip gelemiyordu. Şimdi kusura bakmayın ama bu 20 küsur maçın en az 10 tanesinde sahada oynanan oyunu kazanan takım sarı- kırmızı forma giyiyordu. Ancak kimi zaman şanssızlığı, direkleri, beceriksizliği daha da ziyade futbolla, sporla hiç alakası olmayan etik dışı, çağ dışı, kural dışı olayları, bunları görmezden gelen yetkilileri ve hakemleri yenemedik. Futbolcularımız maça çıkarken tünelde darp edildi, maç başlamadan, ısınma hareketleri esnasında saldırıya uğradı, kalecimiz ses bombası ile yaralandı, duyma kaybı raporu aldı, teknik adamımızın kafası yarıldı, hakemlerin kafası yarıdı, direk fauller endirek çalındı, olmayan penaltılar olduruldu, olan ofsaytlar görmezden gelindi, saçma sapan kartlar, tahrikler, hatalı ve taraflı faul düdükleri. Ve sonucunda zorla dikte edilen 20 senelik bir kazanamama serisi. İddia ediyorum, aynı rezilliklere TT Arena da çanak tutsunlar biz 40 yıllık seri yaparız.

Maçtan evvel birileri yazılı ve görsel medyada inat ve ısrarla Fener e mutlak 3 puan mecburiyeti, G.Saray a ise beraberliğin yeterli olduğunu dikte ediyorlardı. İşin ilginci bir çok dostum da bu tuzağa balıklama atladılar. Arkadaş Benim amacım Fener le aramda ki 4 puan farkı korumak değil ki, ben şampiyonluk istiyorum ve önümde Sivas, Başakşehir, Trabzon gibi iyi takımlar var. Biz G.Saray isek arkamıza değil önümüze bakarız, ta ki lig sonunda arkamıza baktığımızda 17 takımı görene değin. Neyse ki ısrarla kurulan bu tuzağa düşmeyecek kadar akıllı, tecrübeli ve G.Saraylı bir hoca var başımızda. Maç günü geldi çattı, bir baktık 3 puana mecbur Fener takımı 8 tane defansif ağırlıklı oyuncu ile sahaya çıkarken G.Saray 7 tane ofansif sayılacak oyuncu kullanıyordu. 

Maç kadrosuna baktığım an sinirden ağlayacaktım. Adem i bekliyordum ama Falcao tercih edilmişti. Bu soru işaretleri bıraksa bile makul sayılabilirdi. Falcao son 1- 1,5 ayda sakatlıktan oynamadı, 10 gündür takım çalışmalarına katılmaya başladı ve son maçta sadece10 dk. süre aldı. Böyle maçlarda her ayrıntı önemli, sakatlanıp 10. dk. da beni çıkart dese çok ciddi dezavantaj. Ama hoca bu riski alacak kadar önemli görev yükleyecek belli ki. Ayrıca biraz duygusal bakarsam Adem e de haksızlık gibi geldi bana. Sonuçta kazanan haklıdır ilkesinden hareketle hoca doğru biz yanlış düşünmüşüz. 

Kadroyu görünce ağlayacaktım diye başlamıştım, beni sinirden ağlatan isim elbette Belhanda. Geldiği günden beri bir türlü sevemedim zat-ı muhteremi, doğrusu ya kendiside her oynadığı maç bu antipatime çanak tuttu. Arkadaş, adam  10 değilmiş, giydiği forma taraftarda farklı beklentiler oluşturmuş diyor bir kısım futbol dahisi. Tamam da o vakit gelir gelmez Sneijder in forması ile niye poz veriyorsun. Zorla mı giydiriyorlar, o vakit karakterli bir adam ben bu formanın sahibi buradayken bunu giyemem der. Yok 8 miş, yok yok 6 imiş geçin bunları. Hadi herkes benim gibi Abramczik, Prekazi gibi 8 leri canlı seyretmemiş olabilir de en azından Selçuk İnan ı 6-7 sene evvel ki performansı ile izlemişlerdir. 6 dersen aynı kriterleri Muhammed için, Melo, Suat hatta şanssız Linderoth için söylerim. Hadi bütün bunları geçerim de adamın sahada disiplinsiz, vurdumduymaz, ruh hastası , dengesiz tavırları ile takımı yaktığı büyük maçların sayısını bile unuttum artık. Fatih Terim e bu tercihinden, bu bitmez tükenmez inadından dolayı için için saydırmadım desem yalan olur. Ancak tam hoca haklı çıktı, vay be derken adam yine beni mahçup etmedi, haksız çıkarmadı. Ne diyeyim, daha çekilecek çilemiz var.

Fatih Terim öyle bir oyun planı hazırlamış, öyle bir maç kurgulamış ki spor akademilerinde ders olarak okutulur. Rakibin zaaflarını, eksik yönlerini tek tek ezberletmiş her oyuncusuna. Kendi takımının en zayıf noktalarını tek tek analiz etmiş, her zaafımızı örtüp bir de bunu rakibin kullanacağını hesap ederek karşı stratejiler üretip Fener i kendi silahları ile vurdu. Öyle ki Lemina nın yokluğunu bile Fener e tuzak olarak avantajımıza çevirdi. Takım Falcao ve hemen arkasında Belhanda ile oynadı. Falcao Fener in sadece stoperlerini değil bek ve orta saha tandemini de fazlasıyla meşgul etti. Asıl şaşırtıcı olan ise Belhanda ile birlikte rakip stoperlere değil göbekte ki Ozan ve Tolgay a baskı yapmaları oldu. Elbette Falcao nun Onyekuru ya sürekli alan boşaltmasıi Belhanda nın da pas trafiğine girerek o boş alana gönderdiği uzun toplar da hücum da ki A planımızı oluşturdu. G.Saray ın 2. devre ile birlikte hem oyun hem de skor olarak inanılmaz gelişiminde başrollerden biri olan Emre Akbaba bu tilki tuzağı içinde asla Belhanda nın yaptığı işi yapamazdı yani Sezar ın hakkı da Sezar a.

Maçın yıldızı denildiği zaman renktaşların genel görüşü Onyekuru oluyor elbette. Ancak benim izlediğim, bu maçın baş kahramanı Fatih Terim. Saha içinde ise inanılmaz bir Seri izledim ki işte bu adama Avrupalı 27 milyonda verir 47 milyonda. Arkadaş adam öyle bir top oynadı ki oyunun her anında herkesten fazla gördü, oyunu okudu, doğru pas yaptı, doğru dripling yaptı, doğru yerde durdu, doğru yere koştu. Sanki etten kemikten insan değil bilgisayar gibi mübarek. Arkasından iki numaraya da Donk derim. Kim nerse desin bu adam bu takımın 11 inde her zaman gözü kapalı yer almalıdır. Ardından da isteyen Onyekuru desin, isteyen Falcao, Belhanda, Ömer, Muslera, Mariano hepsine varım. Ama takım olarak, birlikte olarak gerçekten çok güzeliz biz. Marcao nun geneli iyi, güvenli ve başarılı ama yaptırdığı penaltı yine dengesiz güç. Saracchi ise sanırım sakatlık etkisi en zayıf halka gibi göründü.

Bir takım Fener medyasının şu maçı hakeme bağlama çabalarını önce şaşırarak, sonra da gülerek izlemekteyim. Bir camia nasıl bu denli akıl tutulmasına uğrayabilir ? Bu atmosferde, altına bunca zamandır odun değil dinamit atılan bir maçı bir hakem ancak bu kadar adil, dürüst, temiz ve doğru yönetebilirdi. Ama alışırasan 20 senedir ipten alanlara, eyyam yapanlara, kural koyanlara, adalet isteyeceğin son şey olur elbette. Bir takım aklı evvel Ali Koç ile Türk futboluna dostluk geleceği hayallerini satıyordu ya daha maç başlarken asılan ve yayıncı kuruluşun da ısrarla gözümüze soktuğu o iğrenç, ırkçı, nefret söylemli dev pankart kör göze parmak misali zihniyeti soktu görmeyen gözlere. Arkadaşlar yaşım 50, 40 senem tribünlerde geçti. Neler yaşadım, neler gördüm, cilt cilt kitap olur. Ama inanın bana bu güne kadar protokol tribününden kendi taraftarının üstüne atlayacak kadar gözü kararmış bir başkan görmedim, duymadım.

Biz zaten alışmışız Kadıköy de insanlık dışı muamele görmeye, 70-80 metrekare alanda 2500 kişi balık istifi, pis suların içinde saatlerce beklemeye, kapalı, kırılmış, sökülmüş tuvaletlere, kapalı büfelere, aç, susuz bırakılmaya ama bari artık şu iğrenç hoparlör ve kolonlarınızı çevirmeyin üstümüze. Hiç biri önemli değil de çaldığınız müzikler çok berbat. Elbette G.Saray için bu cefaları seve seve çeker bu kalpler, ne yapsanız umrumuzda değil. Bizim G.Saray a olan sevgimizin bir sınırı yok ama kalbimiz o denli büyük ki biz sarı- kırmızı aşkımızın yanında Feneri de Fener i seven kardeşlerimizi de sevecek yer ayırdık bu kalplerde.





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2022
 
Ağustos (1)
 
Haziran (1)
  2020
  2019
  2018
  2017
  2016
  2015
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...