Makale Yaz
avrupa1905fatihi
Bu haberi yazdır
Galatasaray Vefat Ediyor
 Eyl
26
 2014

Derwall…

Sadece Galatasaray’a değil, Türk futboluna çağ atlatmış bir isim… 1984’de gelmiş Galatasaray’a, 1987’de sırasını Mustafa Denizli’ye vermiş.

Yani yıl 1987, Mustafa Denizli Galatasaray’ın hocası… 1989’a kadar kalmış. 1990’da gelip, 1992’de geri gitmiş…

Her neyse, ilk geldiği yıla bakalım;

Aradan 27 sene geçmiş. Neredeyse 28 sene olacak.

 

 

  • Galatasaray, 2014 yılı bitmek üzereyken bir başkan seçecek. Alp Yalman ve Mehmet Helvacı’dan başka aday yok. Helvacı sevilmiyor. Haliyle Alp Yalman gelecek gibi gözüküyor.
  • Alp Yalman çareyi Mustafa Denizli’de arıyor.

 

 

27 sene önce gelip, 25 sene önce gönderilen o Mustafa Denizli…

 

 

  • İşte başka söze gerek yok. Galatasaray’ın şuan ki hali, içler acısıdır. Başka bir açıklaması da olamaz. Alp Yalman 74 yaşında. Yarınları belirsiz söyletmeyin beni…

 

Mustafa Denizli’de, Beşiktaş’ın kariyerinde ki son takım olacağını düşünerek Beşiktaş’ı son şampiyon yaptığı sezon; ‘Ben çocukluğumdan beri Beşiktaşlıyım’ demecini vermişti…

60 yaşına kadar ben bu takımı tutuyorum demeyen Mustafa Denizli’nin, belki de en büyük gafı buydu. Merak ediyorum Galatasaray’a gelse, hangi yüzle neyin açıklamasını yapacak?

 

 

Galatasaray’da başka bir hoca konusuna daha değinmek istiyorum.

 

 

  • 1996’da Fatih Terim gelmiş… Souness’den bayrağı devralmış. Efsane 4 yılın ardından Lucescu’ya bayrağı teslim etmiş.
  • Lucescu efsane 2 yıl daha yaşatmış. Her şey güllük gülistanlıkken durduk yere yollanılmış, yerine tekrar Fatih Terim gelmiş.

 

Çok kötü geçen 2 senenin ardından bayrağı Galatasaray’ın efsanesi Hagi’ye teslim etmiş. Oysa Hagi 1 yıl zor dayanabilmiş… O da bayrağı, Gerets’e bırakmış.

 

  • Gerets 2 yıl kalmış, ilk yılında tarih yazıp, ikinci yılında başarılı olamamış. Bu kadar kötü bir takım ile ilk yıl efsane bir iş başarmasına rağmen kredisi çabuk bitmiş. İkinci yılın ardından gönderilmiş…
  • Ardından Feldkamp gelmiş. 1 yıl bile dayanamamış. Çok yaşlı olmasından ötürü hastalıklar ile uğraşmaktan neredeyse hocalık bile yapamamış.

 

O hasta yatağında yatarken, yerine Cevat Güler bakmış. Son 6 hafta Cevat Güler efsane iş başarmış. Galatasaray Sami Yen’de, Avrupa da çeyrek finale çıkan ve tarihin en iyi oynayan takımı Fener’i devirmiş ve şampiyon olmuş.

 

  • Aynı Cevat Güler bir an önce kovulmuş…  Skibbe gelmiş.

 

Yarım sezondan az fazlasını zor çıkarmış. O da bayrağı Bülent Korkmaz’a bırakmış. Bülent Korkmaz’da çeyrek sezonu tamamlayabilmiş. Sonra kovulmuş…

Yerine Frank Rijkaard gelmiş.

 

  • 2’inci senesinin hemen başında kovulmuş. Sonra yeniden Hagi takımın başına gelmiş.

 

 

Hagi’de 6 ay kalmış.

Kovulmuş… Yerine Bülent Ünder gelmiş. Yarımcısı da bizim Tugay…

Zira  1.5 ay sonra da hem Bülent Ünder, hem de Tugay Kerimoğlu ile yollar ayrılmış.

 

 

Ve yine Fatih Terim gelmiş…

Yıl 96, Fatih Terim gitmiş. Yıl 2011 de başka çare yokmuş ki Galatasaray da yine Terim gelmiş. 15 yıl geçmiş aradan öyle değil mi?

 

Gelir gelmez de2 yıl şampiyon yapmış Galatasaray’ı… Şampiyonluğun ikisi de Kadıköy’de kutlanmış. Biri orada ilan edilmiş. Ertesi sene Kadıköy’e şampiyon gidilmiş.

Arada 2 tane de yine Fener’in elinden alınan Erzurum’da ki kupa finali ve Kayseri’de ki kupa finali kupaları var…

Kısa sürede Avrupa da gruptan çıkıp, tur atlamış ve Madrid’e kafa tutmuş bir Galatasaray var…

 

Ama Terim’de kovulmuş !

Öyle ya da böyle gitmiş işte…

 

Mancini gelmiş… 9 ay sonra o da gitmiş.

 

 

  • Fatih Terim kalmadığı için, Galatasaray çareyi yine yıllar öncelerinde aramış… Lucescu neredesin deyip durmuş.

 

Getirememiş bu sefer Lucescu’yu…

Mancini gitmiş gitmesine de, bu sefer eski biri olmamış… Yerine Prandelli gelmiş…

Şimdi Prandelli’de gidici gibi, 27 sene önce tanıştığımız Mustafa Denizli için tüm şartlar zorlanacak anlaşılan…

 

Bu güne kadar yazmış olduğum çeşitli makaleler de, yazmış olduklarımı bir kez daha ufaktan paylaşmak istiyorum sizlerle…

 

Mancini’nin gideceğini anlamıştım. Gitmesini de en çok ben istemiştim

 

  • Galatasaray’ın sürekli saçmalıklar yaptığını bildiğim için, hayalci de olmayıp uzun uzun düşündükten sonra, aklımda ki birkaç hoca ismini sizlerle paylaşmış fakat ağır hakaretlere maruz kalmıştım. Önemi yok…

Hoca adaylarımdan birisi Lucescu’ydu çünkü Galatasaray’ın bir yapılanmaya gitmesi gerekiyordu ve de bunu en iyi başaracak isimlerin başında tabiî ki de burayı bilen ve tanıyan Lucescu geliyordu…

Lucescu maalesef olmadı. Yoksa izleyeceği transfer politikası ile de, Galatasaray’ı 3 yıl ayaklarının üstünde durabilen bir takım yapardı.

Olmayınca Tekrar Gerets’i istedim.

Çünkü aklıma Fatih Terim geliyordu… Heyecanını yitirmiş, 2 yıl boşta kalmış Terim’in tekrar geri döndüğünde sıfırdan başlayıp efsaneleşmesinin örneği taze taze önümüzde duruyordu…

Gerets için de aynısı olabilirdi ama düşünülmedi bile…

Ralf Rangnick’i de isteyendim.

Sebebi, aşırı disiplinli olmasının yanı sıra çalıştığı takımlarda futbolcuların ona olan üstün sevgisiydi. Ayrıca iyi bir kondisyoner ve çok iyi bir taktik adamıydı… Galatasaray onun için apayrı bir başlangıç olabilirdi. Zaten orta da pekte fazla hoca seçeneği yoktu…

 Hasan Şaş’ı da istedim.

Takımı tanıyor, yapması gerekenleri biliyordu. Terim ve Davala ile beraber kendi kurmuş olduğu bir takımdı…

O da olmadı.

Florya’ya taraftar nasıl hücum ederdi?

Bir heyecan ve apayrı bir hamle ne olabilirdi? Bunu düşünüp duruyordum.

Selçuk’un hayran olduğu isim kimdi? Kim gelse futbolculara heyecan verirdi? Terim sevilse de sevilmese de, gidişin de büyük etki yaratmıştı.

Bütün bu yaşanılanlara, yani bu vücuda hangi iğne yapılabilirdi?

Zidane dedim. Evet o efsane Fransız’a, bütün anahtar teslim edilmeliydi…

Tabi benden başka düşünen yoktu.

Baktım ki Galatasaray yine 3 aylık bir hocanın eline kalacak, bari kenara heyecanlı hop oturan hop kalkan bir hoca gelsin dedim.

Hikmet Karaman’ı yazdım. Zaten başka bir adam da yoktu piyasa da… Aslın da Prandelli varmış ama ben o kadar futboldan anlamıyormuşum çünkü hiç aklıma gelmemiş.

Nereden bileyim İtalyan yollayıp İtalyan alacağını koca Galatasaray’ın? Valla ters köşeye yattım. Ne hamle ama değil mi?

Galatasaray 27 yıldır futbolu bizden iyi bildiğini baştan sona kadar yazdıklarım ile ispatlıyor zaten öyle değil mi?

Düşünüyorum şimdi ne yazsam, ne desem diye… Her gün yeni bir makale yazıyorum. Yine kısa kısa yazayım canım istedi;

  • Haluk Ulusoy ya da Adnan Öztürk başkan olmalı.
  • İkisi de iyi bir yönetim listesi hazırlamalı.

Prandelli denen sistem ve taktik yapmayı bilmeyen ve otoriter yapısı sıfır olan bu adamdan derhal kurtulup stratejik bir hoca hamlesi yapılmalı.

  • O stratejik hamle gelirse Ersun Yanal olmalı. Gelmezse de yine bir Türk isim olmalı.

Sezon sonuna kadar durum değerlendirmesi yapılırken, diğer taraftan da gizli saklı 2 kişi hoca arayışlarına başlamalı… Sır olarak kalmalı.

Galtasaray bu futbolu sezon sonuna kadar sürdürürse, sezon sonu mutlaka Bruma gibi, Sneijder ve Selçuk gibi, Burak ve Telles gibi adamların mutlaka satılması lazım. Yani revizyon artık kaçınılmaz bir gerçek olacaktır.

  • Galatasaray’a da, maliyeti çok düşük ve hatta bonservisi elinde olan futbolculara yönelmek tek seçenek kalıyor.

2011’de Elmander, Melo, Eboue ve Ujfalusi örneğinde olduğu gibi transfer politikası izlemek gerekiyor.

  • Ucuz paralara, iyi işler yapacak adamların gelmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bu işin gidişatının böyle olacağını biliyorum ama yine de yüreğime söz geçiremiyorum. Umarım yanılırım.

  • Hele önce bir yeni ihtiyar başkanımız kim olacak belli olsun da, gerisini konuşuruz artık.

Sakalım olmadığı için sözümü dinletemedim lafını çok seviyorum bu aralar... Sakalım var, sözüm dinlenmiyor gerçi ama olsun.

Şimdilik tüm Galatasaraylılara sevgilerimle…

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2016
  2015
  2014
  2013
  2012
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...