Maçtan önceki tüm umutlarım kadrolar açıklanınca suya düştü. Bir hoca kendi doğrularına bu kadar ihanet edebilir. Maçtan önce kazanmaya gidiyoruz diyordu ama gördük ki Fenev’den korkmuş. Ama çıkardığı kadro rakibin istediği bir kadro bunun farkında değil galiba.

Hamza Hoca’nın takıma katkısını inkar etmiyorum. Oyuncuları çok iyi motive ediyor ve yüksek verim alıyor. Şu an şampiyonluk yarışının içindeysen onun sayesinde.

Lakin dün bir kez daha gösterdi ki taktik bilgisi ve oyun okuma becerisi zayıf. Kendimi çok zorluyorum ama 4-4-2’i neden bıraktığımızı ve Umut ve Telles tercihlerini anlayamıyorum. Amacı Gökhan ve Caner’i çıkarmamaksa çok saçma çünkü sen rakibin iki bekine önlem almak için tüm oyun sistemini feda ediyorsun. Umut ve Telles ile üç pas üst üste yapma şansımız yok. Nasıl olacak da 90 dakikayı rakibe basarak bitireceğiz anlamak mümkün değil. Yasin’i yedek bırakarak Sniejder’i de etkisizleştirdi. Sağ kanattan tek akın yapamadık ve golü de o taraftan yedik. Pozisyonun içinde ne Umut vardı ne de Sabri. Olcan tercihiyse hücum anlamında bir şey vermedi hatta kırmızı karttan zor kurtuldu.

Futbolun bazı doğruları vardır. Bunlar her yerde her zaman geçerlidir. Rakibimiz bence çok riskli bir kadro ile çıktı, üç forvetin arkasına Topal, Emre ve Dieago’yu koydu. Eğer bizde karşılarına Yasin, Selçuk, Dzemaili ve Hamit gibi 4 tane pas yapan, top tutan orta saha ile çıksaydık Fenev’i madara ederdik. Birde bir takımın taktik disiplin olur. Maç berabere gidiyor, dakika 80’i geçmiş rakibin yorulmuş ve bu skor sana yarıyor. Gel gör ki elimizdeki en iyi sağ bek Sabri Reyiz arkasında Kuyt’ı bırakıp hücuma gidiyor. Anlamak mümkün değil.

Sonuçta kaybedilen yalnızca 3 puan ama şampiyonluk havasına girmiş bir takımın ritminin bozmuş olması beni çok üzdü. Umarım tekrar o havayı yakalarız.