CL’nin en kolay kuralarından birini çekmemize rağmen ilk maçı içerde Atletico ile oynamak bir dezavantajdı. Atletico grubun mutlak favorisi olmasına rağmen ilk maçta içeride alınan mağlubiyetler takımı olumsuz etkiliyor. Atletico’nun bu grupta her takımı rahat yenebileceğini düşünürsek aslında gruptan çıkma hesapları adına belirleyici olacak maçlar Benfica maçları o yüzden henüz kaybedilen bir şey yok.   

Atletico mağlubiyeti üzerine pek çok teknik değerlendirme yapılabilir ama işin özü kalitemiz yetmedi. Griezmann’ın gol yaptığı pozisyonları Podoslki yapamadı. 15 Eylül Salı günün oynan CL maçlarında kaleye en çok şut atan ikici takım olduk. Lakin bu şutların yalnızca 3 ü kaleyi buldu. Orta alanda oynayan Emre Çolak maça çok kötü başladı ve taraftarın tepkisiyle beraber oyundan düştü. Melo’nun yerine H.Balta oynadı ki bence Hamza Hoca adına en ciddi yanlışlardan biri bu oldu. Öyle ki Hakan 33 yaşına geldi, bu kadar diri bir takım karşısında orta alanda baskı oluşturması zaten mümkün değildi. Maçın başında Sneijder çok fazla sola yakın oynadı, Podoslki geri gelip pas oyununa katıldı ama sadece Selçuk’un üzerine kalan Galatasaray orta sahası Atletico karşısında çaresiz duruma düştü.

Yediğimiz ilk golde Hakan bir ön libero olmadığı için Griezmann’ın ceza sahası içine yaptığı koşuyu takip etmedi ve çok kolay bir gol yememize neden oldu. İkinci golde pozisyonun başlangıcında Carole topu rahatlıkla uzaklaştırabilecekken adeta bir akıl tutulması yaşadı ve topun kornere çıkmasına izin verdi. Devamında yediğimiz golde Muslera’nın payı büyük ama bu gol çok klasik bir Atletico golü, topu arka direkte bekleyen Godin’e atıyorlar oda içeri çeviriyor. Eğer Hamza Hoca Atletico’yu yeteri kadar analiz edip bu pozisyona hazırlansa, Godin o kafayı o kadar rahat vuramazdı. Vursa bile Muslera topu almak için çıkmaya çalışıp kaleyi boşaltmazdı.   

Sabri 45 dakikada kaç pas hatası yaptı, kaç kere kademeyi bozdu ben sayamadım. Ama Sabri’ye kızamıyorum çünkü yeteneği bu kadar. Bir diğer yetersizliğimiz kanatlar. Podoslki çok önemli bir isim ama fizik ve mental olarak çok geri gitmiş. Yaşı genç ve eski günlerine dönebilir ama en 1 sezon düzenli oynatıp, sabretmemiz lazım. Ama Atletico maçında kaçırdığı goller ile bizim adımıza maçın kader adamı oldu.

İkinci yarı Yasin girince, takımında silkelenmesi ile 15-20 dakika Atletico’yu bayağı salladık. Ama Simeone çok iyi bir teknik adam hemen oyuncu değişiklikleri ile bize cevap verdi. Yasin maçta bir fark yarattı ama 20 dakika koştuktan sonra kalan 25 dakikada ayakta zor durdu. Bu teknik kalitesine rağmen fizik yetersizliği Yasin’i CL seviyesinin çok altında bırakıyor.

Forvette Burak çok istekliydi, elinden gelen tüm mücadeleyi gösterdi. Ama Podoslki’ye çevirdiği top haricinde hiçbir mutlak katkı sağlayamadı. Hatta beğenmediğimiz Umut bile kafa toplarında daha tehlikeli oldu.

İşin özü bu kadromuz CL’in Atletico gibi birinci sınıf takımlarına rakip olamaz. Benfica gibi orta seviye takımlar karşısında ise şansımızı eşit görüyorum. Ama elimizdeki kadroyu maksimum verimde ve doğru taktikle kullanmamız lazım. Hamza Hoca’nın maçlara çok daha iyi hazırlanıp, oyuncuları da hazırlaması lazım. Öyle ki rakip takımın her oyuncunu ezberlemeli ve oyunculara da ezberletmeli.

Bana kalırsa bu grupta şansımız hala yüksek ama taraftarın desteği şart. Sayın Başkan Dursun Özbek tarafından Galatasaray düşmanı ilan edilen taraftar şimdilik küsmüş durumda. Eğer Yönetim ve Hoca kendine çeki düzen verirse bir şeyleri düzeltme şansımız var. Yoksa bu sene sadece CL değil annemizin ligi de hüsranla biter.