Makale Yaz
hakan-girgin
Bu haberi yazdır
42. Hafta, Mancini ve Ünal Aysal...
 Nis
28
 2014

Mancini bu hafta Galatasaray’ın başında 42. Resmi maçına çıktı.

Ve herkesin bildiği gibi bu maçların her birisinde ayrı 11’ler ile sahaya sürdü Galatasaray’ı.

Hatta ayrı 11’leri bir kenara bırakın maçların pek çoğunu değişik saha izi dizilişleri ve taktikler ile oynadı...

Galatasaray’ın bu sezon denemediği taktik kalmadı...

Ve eğer Mancini bize çok büyük bir sürpriz yapmazsa eğer 43. maça da muhtemelen yine değişik bir kadro ile çıkacaktır...

İşte, Galatasaray’ın göz göre göre en büyük iki fovorisinden birisi, hatta birincisi olduğu şampiyonluğu kaçırmasındaki en önemli etken de budur...

Meğer Galatasaray’ın çok rahat kazanabileceği bir şampiyonluğu kaçırmasında sayın(!) Mancini’niye göre çok önemli bir gerekçesi varmış ve Mancini geleceğin takımını kurarken kimseye haksızlık etmemek, herkesin nerede, hangi pozisyonda oynayabileceğini görmek için yapmış tüm bu varyasyonları...

Ve, pek tabi futboldan anlamadığını daha başkan seçildiği gün açıkça itiraf eden sevgili başkanımız(!)  sayın Mancini’nin bu saçma ötesi bahanesini de haklı bularak aradan geçen sürece rağmen futboldan hala anlamadığını, futbola hala Fransız(!) kaldığını açıkça ortaya koymuştur...

Takip eden arkadaşlarımızın da bildiği gibi Manchester United’ın David Moyes'in görevine sön vermesi, yani bir nevi onu kovmasının sebebi de bizim Mancini gibi saçma sapan eylemler ortaya koymasıdır...

Çünkü o da 51 resmi maçın her birisine değişik kadrolar ile çıkmıştı...

Belli ki onunda yılların Manchester’in de kimin nerede daha iyi oynayacağını görmesi(!) gerekiyordu.

İki hoıcanın sonu hakkında tek fark Manchester United olaya hemen müdahale etmiş ve neşteri vurmuştur.

Bizim Galatasaray olarak onlardan tek farkımız ise bizim Başkan’ın Mancini’nin söylediklerini yemiş olmasıdır...

İşte o yüzdendir ki Başkan Mancini’nin ‘DENEME-YANILMA’ yöntemi ile doğruyu bulacağına inanmakta ve onun kredisinin olduğunu söylemektedir...

Bilmiyorum ama gördüğüm kadarı ile bazı (SÖZDE) Galatasaraylı arkadaşlar her ne hikmetse Mancini’ye inanmakta ve Başkan’ın sözlerine destek vermektedirler...       

Üstelik de kendi şirketinde bir şekilde zarara yol açan herkese anında yol vereceğini, çünkü kritelerinin hep ‘BAŞARI, BAŞARI, BAŞARI’ olduğunu her fırsatta deklare eden başkanın Mancini’nin Galatasaray’ı şampiyonluktan kopmasının en önemli sebebi olması, hatta lig ikinciliğini bile tehlikeye sokmasının yanında sadece devre arasında yaptırdığı onca saçma sapan transfer ile Galatasaray’ı milyonlarca lira (BAZILARINA GÖRE 20 MİLYON EURO) zarara sokmasına rağmen Başkan’ın hala Mancini’nin arkasında durmasını normal karşılamaktadırlar... 

Oysa hepimiz biliyoruz ki bu takımı hadi Hasan Şaş ve Ümit Davala ikilisine teslim etmediniz diyelim, en kötü ihtimalle Cevat Güler hocaya teslim etseydiniz, hadi o da olmadı bu takımı bu ülkenin içinden her hangi bir teknik direktöre teslim etseydiniz iddia ediyorum ki bu takım an itibarı ile bırakın ikincilik mücadelesi vermeyi kesinlikle hala şampiyonlukta iddialı durumda olurdu... 

Dikkat ederseniz takımın özgüveni kayboldu...

Takımın ideal, ezbere sayılabilecek bir 11’i hala yok. Hatta bu sezon için olacak gibi de durmuyor...

Takımın belli bir oyun şablonu da yok, herkes her yerde oynuyor, isteyen koşuyor, istemeyen topu ayağına bekliyor...

Takımın maç içinde girmediği kılık(!), oynamadığı şablon, denemediği taktik kalmıyor...

Galatasaray’ın karşısına kim çıkarsa çıksın adeta aslan kesiliyor. Çünkü Galatasaray’da o bildiğimiz baskılı, presli oyunun yerinde yeller esiyor...

Sözde takımın başında bir İtalyan var ve normalde kime sorsanız Galatasaray’ın en azından defans oyununu iyi oynaması lazım diye düşünür belki ama Galatasaray’ın defansı yolgeçen hanı gibi ve özellikle de deneme tahtası sanki...

Ama takımın başında Gökhan Zan gibi bir adamı en sağlam olduğu zamanlarda bile görmeyen, hatta Dany’i beğenmeyip gönderen, buna mukabil Burdisso gibi birisini bize kakalayan Mancini olduktan sonra olacağı da budur...

Bir düşünün ki Ambrabat’ı gönderip de Hayroviç’i getiren, tarık Çamdal gibi adamı beğenmeyip de Salih Dursun’u transfer ettiren bir adam Galatasaray’ın Teknik Direktörlüğünü yapıyor hala...

Bu günkü Galatasaray bir şampiyon takımın nasıl yok edildiğinin en güzel örneği gibi duruyor karşımızda...

Ve bu takımın bu hale gelmesinin en büyük sebeplerinden birincisi Galatasaray Başkanlığı hevesini alan ve sonrasında Galatasaray’ı hayatından çıkaracağını açıkça deklare eden sayın Ünal Aysal ve ikincisi de Sinyor Mancini’dir...

Halbuki Galatasaray bizler için bir tutkudur...

Galatasaray’ı seven, hele hele o kulübün başkanlığını yapan birisinin Galatasaray’ı hayatından çıkarması mümkün müdür...

Belli ki asıl EGO bizim Ünal Aysal’da var...

Şahsen bana sorarsanız eğer Başkan bu kafada giderse Galatasaray’ın sonraki yılları da tehlike altında, şampiyon olması da çok zor...

Neden biliyor musunuz?

Çünkü Beşiktaş kendini toparlamak üzere ve önümüzdeki yıllarda şampiyonlukta daha iddialı hale gelecekler.

Fenerbahçe’nin ise (EĞER DÜŞÜRÜLMEZLER veya PUAN SİLME CEZASI ALMAZLAR İSE) cezaları biteceği ve önümüzdeki sezonlarda Avrupa’ya gitme imkanı olduğu için özellikle şampiyon olmak için çok daha organize şekilde çalışacakları muhakkak...

Ve onların nasıl organize şekilde çalıştıklarını, Şike sürecindeki azimli çalışmaları için seçilen Yıldırım Demirören federasyonundan nasıl da memnun oldukları her hallerinden belli...

Ve belli ki önümüzdeki sezonlarda da bu Federasyonun devam etmesi için ellerinden geleni yapacakları da çok açık...

Buna rağmen bizim Ünal Aysal ise onların şampiyonluklarını kutlamakla meşgul...

Galatasaray’a öyle bir başkan gerekli ki gerektiğinde yumruğunu masaya vurup Galatasaray’ın haklarını koruyabilmeli, arayabilmeli...

Gerektiğinde taraftarların önünde Federasyona kadar yürüyebilmeli...

Gerektiğinde Medya falan tanımamalı...

Adamlar en haksız oldukları konularda bile utanmadan hak arayabiliyorlar, yürüyüşler yapıyorlar fütursuzca ve bizimkilerin sesi çıkmıyor...

Bu kadar kibarlık yetmez mi beyler?

Bizler kimsenin hakkını yemek istemiyoruz ki. Sadece bizim hakkımızın yenmesine müsaade etmesin Başkan. Bunu istiyoruz...

Oysa adamların(!) yaptıkları bundan sonra yapacaklarının da teminatıdır. Muhtemel yaşanabilecek olaylar bu derece açıkça gözler önündedir...

Bunlar bize hep ezeli rakip oldular ama asla EBEDİ DOST olmadılar.... 

Ve ben bu derece taraflı, yandaş, ne için göreve geldiği herkes tarafından açıkça bilinen bir Federasyonun Fenerbahçe’sine bir de ekstradan şampiyonluk hediye etmesine ses çıkaramayan bir BAŞKAN istemiyorum...

Hakemlerin haftalardır yaptığı basit(!) ve masum(!) hakem hatalarına sesini çıkaramayan bir Başkan istemiyorum ben...

Eğer tek bir hata ile deklarasyon yayınlanıyor, basın toplantısı yapılıyor ve Federasyon basılıyorsa bizimkilerin defalarca basması gerekirdi o federasyonu ama bizim başkan her seferinde restaurantta yemek yiyiyor Yıldırım Demirören ile...

Gerçekten doğrunun yanında olmadık, olamadık kulüp olarak. Oysa hepimiz biliyoruz ki Fenerbahçe’nin yerine biz olsaydık onlar aleyhimize her türlü kampanyayı yaparlardı.

Daha önce yaptıkları gibi resmi sitelerinden “SONUNA KADAR TAKİPÇİSİYİZ” görselleri yayınlarlardı...

Aslında bizim de Adaletin yanında olmamız, Adalet için FENERİ yakmamız gerekirdi...

O yüzden diyorum ki Galatasaray’a daha fazla maddi, manevi zarar vermeden lütfen git Başkan...

O CEO’larını, o Danışmanlarını, o Galatasaray’ı deneme tahtasına çeviren Teknik Direktörün Mancini’yi de al git Başkan... 

Elazığ maçından bahsetmeye gerek bile yok.

Neticede Elazığspor küme düşmemek için çırpınan bir takım ve de maçın bir kısmını 10 kişi oynadılar.

Ama, neredeyse pek çok maçta olduğu gibi Galatasaray hele hele 1-0 öne geçtiği bir maçta Elazığspor karşısında da zorlandı...

Daha önce takımına gol gerekirken Drogba’yı çıkarıp Ceyhun’u alan, yine takımına gol gerekirken uzatma dakikalarında İKİ oyuncu değiştirerek uzatma dakikalarını heba eden Mancini yine kafasına göre takıldı. Düşen orta sahayı toparlayacak hamleler yapacağına gidip oyuna forvet aldı...

Daha ne diyeyim ki...

Bu maçta da yine hakem hatası(!) yaşadık ve ne yazık ki yine genelde olduğu gibi bizim aleyhimizeydi o hata...

O penaltıyı verip de kırmızı kartını çıkarsaydı Barış Şimşek bu maç bizim için çok daha kolay olacaktı büyük ihtimalle...

Düşünebiliyor musunuz Galatasaray olarak ikincilik mücadelesi veriyoruz...

Galatasaray’ı bu kadar kısa bir süre içinde bu duruma getiren herkesi tebrik ederim doğrusu...

E-Mail:salih.huroll@gmail.com

 

Saygılarımla,

 

Hakan GİRGİN (Salih HÜROL)





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...