Makale Yaz
hakan-girgin
Bu haberi yazdır
Söylenecek Çok Söz Var...
 Mar
16
 2014

Düşünebiliyor musunuz, son iki yılın şampiyon olmuş kadrosuna sahibiz ve üzerine her kulüpten daha fazla paralar ödeyerek transferler yapıyoruz.

Ama bu transferleri kim yapıyor, hangi kriterlere göre yapıyor, bu transferleri yapan gerçekten futboldan anlıyor mu? Hala yanlış, beş para etmez, asla kadroya giremeyecek transferleri yapmaya neden devam ediyoruz çözemedik bir türlü...

Yoksa 350.000’e başka bir takıma teklif edilen fakat bize 5.000.000 Euro’ya transfer edilen Stancu transferinde olduğu gibi aslında amaç başka mı?...

Çünkü bir yolsuzluk yapılması için önce o yolsuzluğun yapılabilmesini sağlayacak pek çok ihale açılır.

Futbolda da bu durum yapılan saçma sapan transferler ile yapılır...

Galatasaray’ın yaptığı akıl almaz, kabul edilemez transferleri gördüğümüzde de insan bunları düşünmeden edemiyor doğrusu...

Sevgili!!! Başkanımızın o kadar paralar saçarak kurduğu takımı gördükten ve de üstüne Mancini gibi Sneijder’i oynatacak(!) hocayı da getirdikten sonra Galatasaray’ın sıradan rakiplerine mutlaka fark atması gerekirken şampiyonluktan bu derece uzaklaşmak şahsen bir Galatasaraylı olarak beni çok üzüyor...

Ya arkadaş, alt tarafı bütçesi bizimle tartışılamayacak kadar küçük, sıradan bir takım ile oynuyoruz ve bizim normal şartlarda o takımı ezip geçmemiz gerekmez mi?

Ama her ne hikmetse olmuyor ve olacağı da yok gibi görünüyor.

Çünkü takımda assolistler çoğaldı...

Ve biliyoruz ki Galatasaray genelde hep deplasmanda en çok kazanan takım olduğu yıllarda şampiyon oldu...

--------------------------------------------------------------

An itibarı ile her Galatasaraylının isyan etme, yapılan yanlışlarla ilgili olarak hesap sorma hakkı vardır bana göre.

Evet, futbolda yenmek, yenilmek, hakem hataları ile kaybetmek, şansızlık, sakatlıklar vb. her şeyin var olduğunu bilenlerdeniz çok şükür.

Neden isyan etmemiz gerekir biliyor musunuz?

Şu an ligde bulunduğumuz konumda olmak için Galatasaray’ın milyonlarca Euro’sunu heba etmeye, har vurup harman savurmaya, “GENÇLEŞTİRME OPERASYONU, GALATASARAY’IN GELECEĞİNİ KURTARACAĞIZ VB.” diyerek asla Galatasaray formasını giyemeyecek olan bazı futbolcuları transfer etmeye, Kurumsallaşma adına hiç bir iş yapmadığı açıkça ortada olan adamları yüksek makamlardaki göreve getirerek başarının geleceğini düşünen ama Galatasaray’ın gelirlerini çar çur ederek Personel Giderlerini defalarca katlamaya bence kimsenin hakkı yok...

Bugün (ÇOK ÇOK BÜYÜK BİR MUCİZE OLMAZSA) şampiyonluktan kopmuş bir takım olarak Beşiktaş ile kafa kafaya isek belli ki birileri bizi çok fena işletiyor...

Çünkü ŞAMPİYON bir kadronun üzerine o kadar para harcadıktan sonra biz borç batağı içinde olduğu için sözde doğru dürüst transfer yapamayan ama aslında akıllı transferler yapan Beşiktaş ile aynı durumdaysak bu işte bir yanlışlık var demektir...

--------------------------------------------------------------

Demek ki neymiş efendim?

“Sneijder’i de getiririm, onu da oynatacak hocayı da getiririm” demekle olmuyor bu işler...

Biliyoruz ki Fatih Terim’e sadece bir sol bek, belki de kaliteli bir sol açık alsaydın inanıyorum ki bu takım şu anda çok daha iyi yerde olurdu.

Çünkü “At sahibine göre kişner” diye boşuna dememiş atalarımız...

Herkesin gördüğünü bilmem sen de görüyor musun sayın Başkan?

Sneijder’i Mancini de oynatamadı...

Sneijder oynuyor ama verim alamıyorsun oynattığın bölgede. Çünkü genelde okeye dördüncülük yapan biri gibi duruyor sahada.

Neden?

Çünkü adam oynaması gereken ve en başarılı olacağı pozisyonda oynamıyor. Ve bu kadro içinde onu onun istediği yerde oynatamazsın çünkü o zaman da takımın dinamikleri kayıyor....

Biz, zamanında bu takıma Sneijder değil ARDA lazım dediğimizde dudak bükenlerin, akılları sıra alay edenlerin yazdıkları yorumlar yazdığım yazıların altında hala duruyor...

Bu takımın, yani Burak, Drogba, Sneijder’in beraber oynadığı takımın başarılı olması için üçünün de geçen hafta Türk Telekom Arena’da koştukları kadar koşmaları gerektiğini sanırım artık herkes anlamıştır...

--------------------------------------------------------------

Teker kırılınca, araba devrilince yol gösteren çok olur derler. Ama ben bazı şeyleri çok çok önceden söylediğim için şimdi daha rahat konuşabiliyorum...

Ben demiştim diye değil, en azından bundan sonra doğruyu yaparız inşallah diye konuşuyorum,  

Fikirlerimi söyleyip, temennide bulunuyorum sadece.  

Evet, gerçekten de şu anda söylenecek çok söz, isyan edecek o kadar çok şey var ki...

Galatasaray’ın deplasman fobisinden bahsediyor bazıları.

Beyler Galatasaray’dan bahsediyoruz. Galatasaray’ın deplasman fobisi mi olur?...

Her halde Fenerbahçelilerin tamamı bu saatten sonra gerçekten çok büyük bir mucize olmazsa şampiyon olduklarına inanıyorlardır. Hatta eminim bir kısmı şampiyonluk kutlamalarına bile başlamıştır....

Galatasaray, Fatih Terim gelmeden hemen önceki sezon yani 3 sezon önce ligi düşme potasının biraz üzerinde bitirdiğinde bile biz sezon boyunca deplasmanlarda bu kadar puan kaybı yaşamamıştık...

Üstelik o sezon Ahmet Çakar, Erman Toroğlu ve daha pek çok taraflı yorumcuların bile kabul ettiği şekilde aleyhimize SAYISIZ MAÇTA pek çok masum(!) hakem hataları yapılmasına rağmen...

Ama bana asıl koyan Dünya Kulübü yapacağız diyerek ŞAMPİYON GALATASARAY ’ı bu duruma düşürenlerin aymazlığı, utanmazlığıdır ve bunların kimler olduğu ortadadır...

Fenerbahçe’nin bu derece rahat bir şekilde şampiyonluğa koşmasında en büyük etken bana göre bizi Kurumsallaşacağız diyerek daha da karmaşık bir yapıya büründüren sayın Ünal Aysal ve onun çevresindeki danışmanlarıdır...

Bu konuya yine geliriz.

Ama, neden şampiyon olma ihtimalimizin kalmadığına gelince onu biraz daha açalım.

Biliyorsunuz ki bu saatten sonra Galatasaray’ın şampiyon olma ihtimalinin çok düşük olduğunun tespitini yapmak bizler için pek de zor olmasa gerek. Ve inanın ben bu satırları yazdığımda henüz F.Bahçe-K.Erciyes maçına daha çok vardı...

Ve bu tespiti yapmak için müneccim olmaya da gerek yok.

Ama ben daha ligin ilk yarısında oynanan Beşiktaş maçı öncesinde bu tespiti yapmış ve sezon içinde yaşanacaklara dikkat çekmiş idim...

Ama, aslında ben deplasmanlarda bu derece kötü bir futbol ortaya koyup böylesine puanlar kaybedeceğimizi ise asla düşünmemiştim.

Ben, sadece FeNerasyon Başkanı ve onun emir erlerinin Galatasaray’ın önünü kesmek için ve Fenerbahçe’sini şampiyon yapmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını düşünerek yapmıştım bu tahmini...

Şampiyon olabilmemiz ve 4. Yıldızı takabilmemiz için her zamankinden fazla çalışmalı, gerekirse hakemleri de ezip geçecek şekilde takır takır futbol oynayan bir takım kurmalıyız diye de eklemiştim...

Nitekim Türkiye’de hemen hemen her statta taraflı tarafsız (Fenerbahçeliler hariç) istifası istenen, ESPN tarafından ‘Dünyanın En Kötü Spor Adamı’ ödülüne layık görülen Türkiye Futbol Federasyonu sayın(!) Başkanı Yıldırım Demirören ve onun tarafsız(!) kurmayları beni ve benim gibi düşünenleri yanılmadılar ve Galatasaray’ın önüne başta yabancı sayısı olmak üzere her türlü engeli çıkardılar...

Kaç. Sezondur kadınlara ve çocuklara oynama şansına bir türlü erişememiş(!) Galatasaray’a ceza vere bilmek için yönetmelikler ibile değiştirdiler...

Belki çok basit gibi görünüyor ama F.Bahçeli ebedi dostlarımız(!) ile FeNerasyon Başkanı ve ekibi haricinde kimsenin akıl sır erdiremediği ve asla kabullenemediği 6+0+4 gibi bir yabancı sayısı kararı Galatasaray’ımızın elini kolunu o derece bağladı ki bugün bu halde olmamızın belki de en büyük sebebi bu gerçekten saçma yabancı kuralıdır ve biz bunu şimdi daha iyi anlıyoruz...

 

Yıllardır takip ederim bir tane delikanlı da çıkıp sözde Milli Takımımız düşünülerek(!) kabul edilmiş bu yabancı oyuncu sayısı hakkında “Be kardeşim, madem yabancı futbolcu sayısı düşürülürse Milli Takımımız başarılı olacak ve siz de buna inanıyorsanız neden yabancı sayısını daha da azaltmıyorsunuz, ya da sıfırlamıyorsunuz?” diye sormadı bile... 

Nitekim sağ olsun Mancini de her ne düşündüyse bu güne kadar iki maça ard arda aynı kadro ile çıkmayarak, hatta bu yetmiyormuş gibi maçlarda yanlış taktikler uygulayarak, sahaya sürdüğü futbolculara göre taktik uygulamayarak, ya da sahada uyguladığı taktiğe göre takım sahaya sürmeyerek rakibimizin ekmeğine yağ sürdü...

Hani körün istediği bir göz, Allah verdi İKİ göz derler ya Fenerbahçe açısından bu durum aynen o işte...

Fenerbahçeliler Mancini’ye ne kadar şükretseler azdır....

Aslında onlar için yılın Teknik Direktörü Ersun Yanal değil de Mancini olmalı bana göre... 

İnanın bana Mancini eğer bu kafada devam ederse biz önümüzdeki sezon da şampiyon olamayız... 

Çünkü Salih’e bayılan, Dany’i gönderip Budisso’yu transfer ettiren, Hakan Balta’yı yeniden keşfedip Türk Futboluna kazandıran, Ceyhun’u yeniden keşfeden, Kendisine gol lazım iken her saniyesi değerli uzatma dakikalarında İKİ tane oyuncu değiştiren, yine kendisine gerçekten gol lazım iken Drogba’yı çıkarıp Ceyhun’u oyuna alan bu Mancini’nin bize pek fazla bir katkısı olacağını düşünmüyorum.

Çünkü Avrupalıları az çok tanıyan birisi olarak onların olaya  bizler gibi bakmadığını, memur zihniyeti ile çalıştıklarını iyi biliyorum.

Bizlere kazanma hırsı olan, her zaman kazanmak isteyen tipte Teknik Direktörler lazım şampiyon olabilmemiz için... 

Sevgili arkadaşlar, bu kulübün Ünal Aysal zamanında yaptığı transferleri ve maliyetlerini hiç düşündünüz mü?...

Düşünebiliyor musunuz bu ülkede diğer takımların sezon başında, transfer döneminde yaptığı transferlerin çok daha fazlasını biz sezon ortasında, ara transfer döneminde yaptık.

Oysa biliyoruz ki bizim olmazsa olmazımız sol bek transferi idi.

Zaten o transfer zamanında, yani sezon başında yapılsaydı belki de açık ara önde olacak, şampiyonluğa koşacak olan biz olurduk.

Eminim ki Fatih Terim de takımın başında olurdu, kimse de onu gönderemezdi. Hem de her türlü katakulliyi çevirse bile... 

Arkadaşlar,

Bu kulüp defalarca hisse senedi sattı,

Bu kulüp defalarca sermaye arttırımı yaptı,

Bu kulüp Türk Telekom Arena’nın koltuk ve loca satışından milyonlarca Euro gelir elde etti,

Bu kulüp tarihinin en büyük sponsor gelirlerini elde etti,

Bu kulüp tarihinin en büyük Galatasaray Store gelirlerini elde etti.

Bu kulüp İKİ yıldır Şampiyonlar Ligi gelirlerini tek başına aldı. 

Ve son Divan Kurulu toplantısında Galatasaray'ın Mali İşlerden Sorumlu yöneticisi Mete İkiz ’in yaptığı açıklamaya göre  "Galatasaray Sportif AŞ net borcu 555.1 milyon TL yani 260 milyon dolar. Geçen seneden bugüne borçta DOLAR bazında 49 milyon dolar artış var.” 

Yanlış anlamadınız arkadaşlar, adam diyor ki “Geçen seneden bugüne borçta 49 milyon dolar artış var”... 

İçinizde bu paraların nerelere gittiğini, nasıl harcandığını bana anlatabilecek birisi var mı?

Bugün bu ülkede 30’un üzerinde (KİRALIKLAR HARİÇ) futbolcuya sahip başka bir takım var mı?

Sizler de transfer edilen pek çok futbolcunun asla Galatasaray’da oynayamayacaklarını en az benim kadar biliyorsunuzdur her halde.

Peki, bir futbolcudan asla yararlanamayacağınızı bildiğiniz halde neden onu transfer edersiniz ki?

Transferleri yapan her kilerse bu işten o kadar anlıyorlar ki BEŞ LİRA verip de takımın ihtiyacı olan Alper gibi bir oyuncuyu almıyorlar da DOKUZ LİRA verip Ambrabat ’ı alıyorlar...

Elinde Engin BAYTAR gibi hırslı bir oyuncu varken gidip de onun yarısı kadar etmeyecek adamlara para saçıyorlar...

Veysel gibi çok ucuza mal olacak bir oyuncu varken Salih gibi seneye kovacakları(!) bir futbolcuya yaklaşık ÜÇ LİRA veriyorlar...

Onur ya da Tolga’dan birisini elden çıkaracak olan Trabzonspor ile bir transfer görüşmesi yapıp o kalecilerden birisini alıp kalemizi sağlama almıyorlar...

Ya da Olcan gibi bir adam varken gidip de Ambrabat’a yatırım yapıyorlar...

Gökhan Töre gibi adamı en azından kiralamıyorlar. Üstelik de yabancı futbolcu konusunda problem varken...

Üstelik de faka bastıkları yabancı kuralı yüzünden zor günler geçirdiğimiz  bile bile...

Bu rezil FeNerasyon Başkanı karşısında bile koskoca Galatasaray’ı ezdiriyorlar...

Bilmiyorum ama Galatasaraylılar bu yönetime ne söylese haktır...

Çünkü adamlar(!) haksız oldukları herkes tarafından bilinirken herkesi tehdit ediyorlar, Utanmadan Federasyona baskın düzenliyorlar, yürüyüşler tertipliyorlar ortalığı yangın yerine çeviriyorlar...

Koskoca sezonda gerçekten isyan edecekleri bir tek Sivas’da verilmeyen penaltıları var ve ortalığı ayağa kaldırdılar.

Basın toplantısından tutun da Federasyon basmaya kadar götürdüler işleri.

Ne acıdır ki bizim başkan ise maalesef sadece “FEDERASYON İKİ YILDIR ÖNÜMÜZÜ KESMEYE ÇALIŞIYOR” diye yakınıyor....

Oysa bizlerin onlardan çok daha fazla isyan etmemiz gerekmez mi?

Ebedi dostlarımız “Gerekirse Ligden çekiliriz” dediklerinde “Bilmeme nereye kadar yolunuz var” demeleri gerekmez mi?  

--------------------------------------------------------------

Evet arkadaşlar, neden şampiyon olamayız biliyor musunuz?

Bilmiyorum farkında mısınız ama biz yıllardır şampiyon olurken deplasmanda en çok puan alan takım oluyorduk hep.

Bu sezon deplasmanlarda maalesef o kadar nazik, rakibi üzmeyen, korkak, çıtkırıldım bir futbol oynuyoruz ki sırf bu yüzden karşımızda top oynayan her takım ligin en güzel topunu oynayan takım biziz havasına giriyor.

Gerçekten de onları bu havaya sokuyoruz oynadığımız rezil futbol ile...

Ve ne gariptir ki aslında çok daha rahat şampiyon olacağımız bir sezonda kaçırıyoruz şampiyonluğu...

Ve bunun o kadar çok sebepleri var ki say say bitmez.

Gerçekten de içeride başka, dışarıda başka oynuyoruz.

Ama hem içeride ve hem de dışarıda takım oyunu oynamıyoruz.

İçeride biraz da seyirci baskısı ile koşuyoruz ve o koşular da bize galibiyeti getiriyor işte.

Maalesef dış sahada herkes yürüyor.

Buna Mancini ‘nin yanlışları da eklenince şampiyonluk umutları maalesef kaybolup gidiyor...

Ama asıl önemlisi olan bizim yönetimimiz oyunu kurallarına göre oynamıyor...

Tamam kardeşim, Arena’da ceza aldırma ama saha dışında hak mahrumiyeti alsan ne olur?

Görüyorsun işte adamlar yıllardır aynı taktik ile gidiyorlar...

Ama sen elinde Çukulata ve Çiçekle feNerasyon ziyaretine gidiyorsan kulübümüze yapılanlara da ses çıkaramazsın tabi...

Öyle görülüyor ki biz yine sezon sonunda işe yaramaz futbolcu çöplüğüne dönen takımımızı temizlemek ile meşgul olacağız...

Mancini yine pek çok transfer isteyecek.

Tabi kalırsa...

Ve UEFA kriterlerinden dolayı kulübümüze ceza gelmezse...

Ama biliyor musunuz önümüzdeki sezon Galatasaray’ın durumu çok daha zorlaşacak ligde.

Çünkü F.Bahçe’nin cezası bitecek. Tabi UEFA kendilerine gereken cezaların verilmesini bizim FeNerasyondan talep etmezse.

Gerçi etse de bizim F.Bahçe’e gönül vermiş Başbakanımız, FeNerasyon Başkanımız ne kararlar alır muamma değil yani. J

Evet, önümüzdeki sezon çok daha çetin geçecek çünkü bizler DÖRDÜNCÜ yıldızı taktırmak istemiyorlar.

Galatasaray’ın maddi olarak rahata kavuşması engellenmek ve F.Bahçeyi geçmesi engellenmek isteniyor.

Sermaye arttımlarımızda Borsa da önümüze çıkan engeller ve o engelleri ortaya çıkaranlar belli değil mi?...

Ve sizler bilmiyorum farkında mısınız ama bu Başkan ve Ekibi şu ana kadar Galatasaray adına bir tek yatırım bile yapmadılar....

Üstelik de kurumsallaşmadan bahsede bahsede...

Paso harcıyorlar.

Bakalım nereye kadar...

Şahsen ben gerekirse futbol programlarına bağlanarak Galatasaray’ımı koruyacak Teknik Direktör, gerekirse basın toplantısı yapacak, masaya yumruğunu vuracak, gerektiğinde de Federasyona çıkarma yapacak, bazı gerçekleri oradakilerin göZüne sokacak bir başkan ve yönetim istiyorum ben....

Çünkü kibarlık sana kibarlık gösterene yapılır, saygı seni sayana gösterilir...

G.Saray’ın ve Başkan’ın reklamını yapmak için transferler yapılmasını değil, G.Saray’ı başarıya götürecek, şampiyon yapacak transferlerin yapılmasını istiyorum ben...

 

Saygılarımla,

 

Hakan GİRGİN





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...