Makale Yaz
a-scorpion
Bu haberi yazdır
Galatasaray Anayasası
 Eyl
23
 2011

Bu Anayasa'nın hazırlanması Galatasaray'ın futbol aklını ipotek altına alabilmek adına artık kaçınılmaz olmuştur. Çünkü bugüne kadar bütün teknik adamlar bu koskocaman kulübü kendi oyuncakları haline çevirerek bir yıkıma, hatta bir katliama neden olmuşlardır. Bundan sonra bu takım, teknik adamların esiri değil; teknik adamlar Galatasaray Anayasası'nın bir uygulayıcısı, bir hizmetkarı konumunda olacaktır. Transfer politikasından sahadaki dizilişe, ideal oyun anlayışından alt yapının bütün kademelerine kadar artık her şey bu Anayasa ile birlikte güvence altına alınacaktır...

Bundan sonra Galatasaray artık bireylere bağlı olmaktan kurtulacaktır. Teknik adam getirilirken bu Futbol Tüzüğünü bilerek gelecek, ona bağlı olduğunu beyan edeceği takdirde kendisiyle anlaşılacaktır. Böylece saha içindeki ideal futbol anlayışı teknik adamların biri gitse diğeri gelse de, yönetim sürekli yenilense de değişmeyecek, korunmuş olacaktır.

Bireylere bağımlı olma dönemi biteceği için teknik direktöre göre şekil değiştiren transfer politikası da artık sabit kalacaktır. Yapılacak transferler teknik direktörlerin kendi oyun hedefleri doğrultusunda değil, Galatasaray Anayasası'ndaki hedeflenen uzun vadeli futbol anlayışına uygun olarak gerçekleşecektir. Bundan sonra ne kadar yetenekli olursa olsun takım oyunundan uzak, istikrarsız ve temposu düşük futbolcular alınmayacaktır. Galatasaray savunmayı önde kuran hızlı ve dinamik bir hücum futbolunu benimseyeceği için sözgelimi defansı önde kurmayı bilmeyen stoperlerin ismi artık transfer spekülasyonlarında bile geçmeyecektir.

Bu Futbol Tüzüğü, Galatasaray'ın bütün alt kademelerinde de itina ile uygulanacaktır. Alt yapıdan gelen bir futbolcu üst yapıya geçtiğinde alışageldiği düzende devam edecek, sudan çıkmış balığa dönmeyecek ve bu yüzden zorluk da çekmeyecektir. Böylece 10 yıl içinde alt yapının katkısıyla işleyen bu devir daim, makinenin dişlilerini aksatmadan sürekli yenilenecektir. Alın işte size uzun vadeli bir futbol aklı...

İddia ediyorum; Eğer biz bir futbol aklına sahip olabilmek adına 10 sene öncesinden böylesi bir Futbol Tüzüğü'nü hazırlasaydık, şu anda Manchester United misali makine gibi işleyen bir sistem takımına dönüşmüştük. 10 yıl boyunca sadece o ilk 5 maddeyi uygulamaya çalışsaydık, emin olun ki bunu başarırdık...

Peki biz bu 10 yıl boyunca ne yaptık? Herhangi bir futbol aklına sahip olabildik mi? Hayır... Sadece teknik adamları getirdik, teknik adamların istediği futbolcuları aldık. Onlar bu takımı yap-boz tahtasına çevirdiler. Kendilerinden önceki teknik direktörlerin getirdiği futbolcuların birçoğu beğenilmedi ve takımdan zararına gönderildi. Hoş, kendilerinden sonra gelecek teknik adamlar da bunların beğendiklerini istemeyecekti... Böylece her başarısızlıkta takımın yarısı yenilendi. Havada uçuşan milyon Euro'lara, çöpe atılan onca paralara mı yanarsın, yoksa bir futbol aklımızın olmayışına mı...

Kullanıldık... Çünkü her yönetimin tek bir derdi vardı; Kendi dönemleri boyunca başarılı olmak... Bu yüzden yola çıkılırken futbol aklı adına en az 10 yıllık bir yol haritasının çizilmesine de ihtiyaç duyulmadı. Kısa vadeli çözümlemeler, günü kurtarma operasyonları... Tüm bunların sebebi bir vizyonumuzun olmayışıydı. Sistemi ve oyun anlayışı farklı olan teknik direktörlerle anlaşılmasının nedeni de işte bu vizyonsuzluktu. Böylece Lucescu ile defans, Gerets ile ofans yapmayı öğrendik, Rijkaard ile Barcelona'ya özendik, Hagi ile orta çağ futboluna... Bu ''yap-boz'' larla her biri koskoca kulübü resmen kendi oyuncakları haline çevirdiler. Fakat suç onlarda değil, suç; onlara bu ortamı hazırlayan, bu katliama izin veren zihniyetteydi. Yani sadece kendi dönemini düşünen, Galatasaray'ın bir futbol aklına kavuşması için çaba harcamayan yöneticilerdeydi suç...

Ünal Aysal'a seçildiği ilk gün, ilk yapması gereken icraatın sahadaki futbolu teminat altına alabilecek bir futbol tüzüğü hazırlaması olduğunu söylemiştik. Fakat hala bu konuda atılmış ufak bir adım bile yok. Yine her zamanki gibi sadece bir teknik adam getirildi. Bütün komuta da ona verildi...

Şimdi hepinize soruyorum; Diyelim ki bu sene Fatih Terim başarısız oldu ve istifa etti. Biz gelecek sezon ne yapacağız? Yine kariyerli bir isim getirip takımın yarısını gönderecek, gidenlerin yerini de yeni transferlerle mi dolduracağız? Yine paramız önceki yıllarda olduğu gibi çöpe mi atılacak? Yoksa bu sefer de mesela 4-3-1-2 sistemini öğrenmeye mi çalışacağız? Her defasında tek çözüm kaynağımız olan bu sil baştan oluşumlar daha ne kadar sürüp gidecek böyle? Daha ne kadar kısa vadeli politikaların kurbanı olacak bu kulüp? Her defasında bireylere bağımlı olmaktan yine mi kurtulamayacağız?

Ey Galatasaray camiası uyanın!

Artık Galatasaray'ın uzun vadeli bir futbol aklı olmalıdır. Artık bu kulübün parası her sil baştan oluşumlarla çöpe atılmamalıdır. Bu kulüp sürekli rotasını değiştirerek her defasında yeni maceralara girmemelidir. Bireylere bağımlı olmaktan kurtulmanın artık zamanı gelmiştir. Bu ulu çınar, yönetim zihniyetsizliğinin esiri olmamalıdır artık...

Bu yüzden vakit geç olmadan bir Galatasaray Anayasası hazırlanarak, Galatasaray Futbol Takımı'nın geleceği artık güvence altına alınmalıdır. Ünal Aysal, Fatih Terim'le görüşerek mi bir futbol tüzüğü hazırlar, orasını bilemem. Fakat tek bildiğim bu tüzüğün hazırlanmasının artık kaçınılmaz olduğudur. Ve emin olun ki Galatasaray'ın tek kurtuluşu da budur. Çünkü bizim ne Alex Ferguson gibi 25 yıllık bir futbol mantığımız var, ne de Real Madrid gibi dünya yıldızlarını sürekli kadromuza katabilecek kadar paramız...

Barcelona 20 yıldan beri sürekli topa sahip olmaya ve rakip sahada oynamaya çalışıyor. Ki bu düşünce sadece A takımın değil, alt yapının da ilk hedefiydi. Ve sonunda da bu amacına ulaştı. Real Madrid Figo, Ronaldo ve Zidan'lı kadrosunda bile defansif sağlamlığı temel alarak bir çok maça çıkarken, Barcelona Kuman'lı, Luis Enrique'li kadrosunda dahi sürekli öne oynuyordu. Bunun sırrı neydi sizce?

Bunun sırrı uzun vadeli hedeftir arkadaşlar. Eğer başarıyı sürekli bir hale getirmek istiyorsan, bunu alt yapıya aktararak bir devir daime çevirebilmelisin. Aksi halde sadece bireylere bağımlı kalmaktan ve her sene tonlarca parayı kulüp kasasından çıkartmaya razı olmaktan başka şansın kalmaz.

Şimdi siz düşünebiliyor musunuz ki, Barcelona gelecek sene Mourinho ile anlaşsın ve Mourinho'nun futbol felsefesiyle Barcelona'yı yönetmesini istesin... Sizce bu mümkün olabilir mi? 20 yıllık emek çöpe atılabilir mi? Barcelona bireylere bağımlı olmayı aştıktan sonra, tekrar bireylere bağımlı olmak isteyebilir mi sizce? Mourinho'nun Barcelona'yı kendi oyuncağı haline çevirmesine razı olabilir mi?

Tabiki olmaz. Fakat biz Fatih Terim gittikten sonra kendisinden çok farklı oyun anlayışı olan Lucescu'yu getirebiliriz. Rakip sahada pres yaparak rakibi kendi sahasına hapseden felsefemizi, defansif sağlamlığı ilke edinen bir hücum anlayışına dönüştürebiliriz. Lucescu başarılı oldu mu? Oldu. Fakat 2000 rüyasının ve o 4 yıllık emeğin bittiği yer de Lucescu'nun getirilmesiydi.

Bundan sonra Fatih Terim gittiğinde ise Galatasaray'ın başına Ersun Yanal da gelebileceği gibi Otto Rehhagel de gelebilir. Takımın felsefesi tamamen şekil değiştirebilir. 3-4 yıllık anlaşmalarla daha yeni alınan Riera, Eboue gibi futbolcularla birlikte takımın yarısı gönderilip yerlerine de tonlarca para harcanarak yenileri alınabilir. Neden?

Çünkü bizim vizyonumuz yok. Çünkü bizim bir futbol aklımız yok. Çünkü biz sadece kısa vadeli başarıları hedefliyoruz. Yönetimin bütün derdi şu: '' Kendi sürem boyunca nasıl başarıya ulaşırım?'' İşte bu kısır anlayış, Galatasaray'ın geleceğini 2. plana atıyor. İşte bu kahrolası zihniyet, bu koskoca kulübü dar, karanlık bir tünele sokuyor. Önümüzdeki ışığı bir türlü göremiyoruz.

Halbuki bu kadar mı zordur bir nevi bir Galatasaray Anayasası hazırlayarak uzun vadeli bir oluşuma öncülük etmek? Galatasaray'ın geleceğini kurtarabilmek adına bir yol haritası çizmek? 10 yıl sonra da aynı felsefenin devam etmesi için bu maddeleri yasalaştırmak? Şimdi ve 10 yıl sonra ne istediğini bilmek, bu kadar mı zordur?

İlk önce uzun vadede ne istediğine karar verirsin, sonra da bunun için mücadele eder, yılmadan çalışırsın... Futbolu yönetenlerin alması gereken ilk eğitim bu olmalıdır.

Ey Galatasaray Yönetimi; Uyanın! Çünkü artık sözün bittiği değil, sözün başlayacağı yerdeyiz...

...

6- Galatasaray Futbol Takımı'nın savunma ile forvet hattı arasındaki mesafe en fazla 35 m. olacaktır.

7- Galatasaray'ın sağ ve sol bekleri, hücumcu beklerden kurulacaktır.

8- Top Galatasaraylı bir futbolcunun ayağındayken, diğer arkadaşları boşa kaçarak kendisine en az 3 alternatif oluşturacaklardır.

9- İdeal oyun felsefesinden çok uzaklaşmamak kaydıyla, rakibe göre strateji geliştirmek tamamen teknik direktörün inisiyatifinde olacaktır.

10- Galatasaray futbolcusu centilmen olacak, rakibe saygı kavramını bir misyon olarak üstlenecektir.

11- ...

Sevgiler...





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...