Makale Yaz
a-scorpion
Bu haberi yazdır
Ujfalusi'ye soruyoruz
 Kas
04
 2011

Stam'ın geçen hafta ortaya koyduğu performans gerçekten dudak uçuklattı. Zira bütün gözler kendisinin üzerindeyken neredeyse hatasız bir maç çıkarttı bu 20'lik delikanlı... Her ne kadar uzaklaştırmak istediği bir topu ceza sahasına ıskalasa da en azından bile bile lades demedi; ne Gökhan abisi gibi topu rakibin sağ ayak içine servis yaptı, ne de Servet abisi gibi topu ayağında eveleyip geveledi.

Basit oynadı genç Semih... Bir stoperden beklenen neredeyse her şeyi yaptı. Alternatifler arasındaki en doğru tercihi görerek topu biran evvel oyuna soktu ki, isabet oranı hiç de fena değildi. Hava toplarında ise rakibine yapışarak ilk hamleyi yapmaya çalıştı ve biraz şaşırtıcı bir şekilde hepsinde de başarılı oldu. Fakat benim asıl dikkatimi çeken bir durum vardı ki; Semih'in özellikle topsuz alanda Ujfalusi ile beraber sürekli uyumlu hareket etmeye çalışmasıydı. 

Futbolda ikili uyumlar çok önemlidir. Hele ise mevzu bahis bir stoper olunca, bu mevkiyi tek başına ele almak neredeyse mümkün değildir. Eğer Pique gibi üçlü savunmanın tam ortasında oynayabilecek kapasitede bir futbolcuya sahip değilseniz, o halde mevcut en iyi stoperinizin yanına kendisiyle uyum halinde hareket eden bir tamamlayıcı bulmak durumundasınızdır. Çünkü Pique gibi stoperler zaten dünya futboluna 40 yılda bir geliyorlar...

Servet Galatasaray'da bugüne kadar 13 partner değiştirdi ve hiç birisiyle de istenen o ikili uyumu yakalayamadı. Özellikle topsuz alanda savrukça hareket etmesi ve yanındaki adamı da kendisiyle bir bütün değil, bağımsız olarak düşünmesi bunun en temel nedenidir. Fakat bundan da öte aslında Servet'in uyumsuzluğunda ve bugüne kadar vazgeçilemez oluşunda başka bir sır saklıdır. Servet hiç bir zaman savunmada lider rolünü üstlenme hevesinde olmamışken, 2. adam rolüne bürünmeyi de sindiremedi, kabul etmedi. İşte bu durum partneriyle uyumlu olmasını imkansız kılarken, silik stoper olmayışı da kendisini vazgeçilmez kıldı. Ta ki Fatih Terim'e kadar...

Gökhan ise partneriyle daha dengeli hareket etmeye çalışsa da onun problemi Servet'i de aşıyor. Zira bir futbolcu göz göre göre topu rakibin ayağının tam içine atmayı her maç alışkanlık haline getirmişse, bu durum ya anormal bir yeteneksizlik, ya gereksiz bir heyecan ya da ciddi bir konsantrasyon eksikliğinin işareti olmalıdır. Veyahut bunların hepsi, ortaya karışık... Enteresan olan ise Gökhan'ın 20 yaşında değil, 30 yaşında yani bir stoper için istenilen tecrübeyi yakalamış olmasına rağmen bunları yapıyor olabilmesidir.

Benim bildiğim Fatih Terim, bir futbolcuya forma verdikten sonra, eğer görev layıkıyla yerine getirilmişse, o formayı, o futbolcunun sırtından çıkartmaz; Kazanan takımı da bozmaz. Tüm bu doneleri yan yana koyduğumda Semih'in Mersin karşısında da ilk 11'de sahaya çıkması kuvvetle muhtemeldir.

Ancak Milli Takım'a Servet'i hazırlama bahanesi, Semih'in sarı kartını cezalandırma düşüncesiyle desteklenirse, Fatih Terim gerçekten ayıp etmiş olur.

Evet, Semih'in Kayseri maçında bilinçli yaptığı tek yanlış, yay önünde vuku bulan zamanlama hatasıydı. Bu hata hem sarı kart görmesine neden oldu, hem de maçtan sonra Fatih Terim'in azarını işitmesine... Fakat bu tepki de bana kalırsa biraz enteresandı. Çünkü rakibi perdeleyen başka bir Galatasaraylı futbolcu olmadığı için Sefa'nın önü açılmış, kaleye şut çekme ihtimali yükselmişti. Bu yüzden bu pozisyonda Semih'in tek hamlelik düşüncesi bence doğruydu. Zira kaleye düzgün gönderilen bir top, Galatasaray'ı 1-0 geriye düşürebilirdi. Biz de adamı indirmedi diye Semih'i eleştirebilir, Fatih Terim de bu sefer sarı kart görmeyi göze almadı diye kendisini azarlayabilirdi...

Futbol aslında böyle basit gel-gitlerle dönen ilginç bir oyun. Neyi nasıl gördüğünüz, ne şekilde yorumladığınız çok önemli... Ben genç Semih'te büyük bir potansiyel görüyorum ve bu yüzden de sürekli oynamasını arzuluyorum. En büyük endişem ise ilk hatasında kenara alınması olacaktır.

Semih'in Mersin maçında topu eveleyip gevelemeye ve o topu rakibe atmaya en az Servet ve Gökhan ağabeyleri kadar hakkı vardır. Aynı şekilde bunları yapmasına rağmen takım kazanmaya devam ederse, Servet ve Gökhan'ın haftalarca oynadığı gibi, en az Semih'in de haftalarca oynamaya hakkı olduğu unutulmamalıdır. Olayları Fatih Terim'in ''görevini yap, formanı kap'' felsefesiyle yorduğumuzda tüm bu kanılara varmak; son derece ''adaletli'' olsa gerek...

Fakat yine de özellikle Milli maç öncesi Fatih Terim'in işi hiç de kolay değil. Çünkü savunma hattını kurarken, aşağı tükürse bıyık, yukarı tükürse sakal cinsinden çok zor bir sınav verecek Fatih Hoca... Fakat ben kendisinin yerinde olsaydım bu kararı ne Hiddink'e, ne de kendime değil, tamamen Ujfalusi'ye bırakırdım. Zira savunma göbeğinde esas olan ikili uyumdur ve takımın hali hazırda en iyi savunmacısı olan Ujfalusi de hem Servet, hem Gökhan hem de Semih'le beraber oynama fırsatını bizzat yaşamıştır.

 

Fatih Terim: Söyle bakalım Ujfalusi, savunmada genel anlamda en uyumlu olduğun futbolcu kim ve neden?

Ujfalusi: Kesinlikle Semih hocam... Çünkü ben Semih'le oynarken, ne Servet, ne de Gökhan'ın açıklarını kapama derdinde düşmüyorum. Hatta Semih'i maç boyunca hiç bir şekilde kontrol dahi etmiyor, tamamen maça odaklanıyorum. O ise bana uymaya çalışıyor. O bana uyarken de zaten ben onun açıklarını otomatikman kapatmış oluyorum.

Fatih Terim: Gerçekten mi?

Ujfalusi: Gerçekten... Hatta basit oynaması, biran önce topu ayağından çıkartmaya çalışması da çabası... E hava toplarında da iyi. Daha ne olsun. Tüm bu özellikleri sadece bana değil, takıma da son derece yarar sağlıyor.

Fatih Terim: E sen bana Stam'ı anlatıyorsun?

Ujfalusi: Aynen öyle...

Sevgiler...





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...