Makale Yaz
hakan-girgin
Bu haberi yazdır
Aslında Biz Suçluyuz(!).....
 Eki
18
 2012

 

Yine her kafadan ayrı bir ses çıkacak......

Yine, hepimizin bildiği gibi bizlere bu acıları yaşatanlar suçlu sanki kendileri değilmişçesine  "2014 KAÇTI, ARTIK HEDEFİMİZ-2016" diyecektir bizleri bu günlere getirenler.

Acı ama gerçek bu maalesef.....

Ama, korkarım ki biz bu kafayla gidersek ve gerçekten her ne olursa olsun arkasında duracağı, futbolcularımızın gerçekten de kabul edebileceği bir Teknik Direktörü göreve getirmezsek 2016 öncesi bulunduğumuz grupta oynanacak bir kaç maç sonunda bu defa da "HEDEF-2018 veya 2020" diyebiliriz. Çünkü bu ihtimal çok yüksek.....

Bana göre suçlu asla tek başına Abdullah Avcı değil.

Abdullah Avcı sadece suçlulardan, daha doğrusu sorumlulardan bir tanesi....

Kime sorarsanız sorun eminim ki grup maçları başlamadan önce oynanacak dört maç sonunda bizim 3 puanımız olacak, çünkü oynayacağımız dört maçta sadece Estonya'yı yeneceğiz deselerdi her halde kimse buna inanmaz, gülüp geçerdi gibime geliyor....

Düşünebiliyor musunuz arkadaşlar, biz bulunduğumuz grupta çekiştiğimiz iki takım ile (Aslında gerçekçi olmak gerekirse bizim bu gruptaki gerçek hedefimiz ikincilik olmalıydı) yaptığımız maçlardan sıfır çektik.

Galiba buna sebep de Abdullah Avcı'nın dediği gibi rakiplerimizin devamlı sıcak temas yapan(!) gayet KOMPAKT(!) rakipler olmasıydı.:))..

Beyler,

Hepimiz şunu biliyoruz ki eğer tek tek ülkelerin futbolcularını incelersek futbolcularımızın kalite olarak, maddi değer olarak kesinlikle Romanya ve Macaristan'ın üstünde olduğunu rahatlıkla görebiliriz.....

Demek ki hata veya hatalar çok başka bir yerde.

Eğer başarılı olmak istiyorsak da işte o yaptığımız hatalardan arınıp yolumuza öyle devam etmemiz şart.....

Ama o hatalar öylesine çok ki, hangi birisini anlatalım.

Milli Takımın tüm Türkiye'nin takımı olduğunu unutup eşin, dostun kariyer yapması için kullandıranlara mı kızalım?....

Hangi takımlarda futbol oynadığını bilmedikleri, bu güne kadar her hangi bir başarısına tanık olmadıkları birisini (ABDULLAH AVCI) Milli Takımın başına Teknik Direktör olarak atayanlara mı kızalım?.....

Milletin, hatta tüm dünyanın gözlerinin içine bakıp da "ÇOK ŞÜKÜR Kİ ŞİKE SAHAYA YANSIMAMIŞ" diyen Federasyon Başkanımıza ve onun yalakalığını yapan yönetimine, emir eri gibi hareket eden kurullarına mı kızalım?.....

Ya da nasıl ve kimler tarafından yapıldığı apaçık ortada olan ve sahaya yansıdığı açıkça delillendirilmiş olan ŞİKE 'yi gördüğü halde ve daha da ilginci bizzat futbolun içinden geldiği halde yapılan eylemin sonucu verilmesi gereken cezalar açıkça ortada iken "KİŞİLER İLE KURUMLAR AYRI TUTULMALI, KİŞİLER YÜZÜNDEN KURUMLAR CEZA ALMAMALI" diyen ama ve bu işi temizlemesi için başında bir Fenerbahçelinin bulunduğu Federasyonu devirip Yıldırım Demirören Federasyonunu kurduran Recep Tayyip Erdoğan'a mı kızalım?.....

Üç kuruşluk futbolcu olmadıkları halde hasbelkader bugün milyonlarla oynayan futbolcularımızın umursamaz, disiplinsiz, laubali tavırlarına mı kızalım?....

Gerçekler tüm çıplaklığı ile ortada iken gerçekleri görmezden gelen ve genelde belli kesimleri koruma ve kollama görevi yapan, hatta zaman zaman gemiyi azıya alıp kraldan fazla kralcı olan bazı medya mensuplarına ve spor yorumcularına(!) mı kızalım?....

Bilmiyorum, milyonlar sayın(!) Avcı'nın Macaristan maçı sonrası televizyona verdiği demeç esnasındaki sırıtışları hakkında neler düşündü.

Ama eminim ki pek çoğu sevgi ve saygılarını yollamıştır kendisine.....

Evet, aslında kızacak, isyan edecek o kadar çok şeyler yaşadık ki....

İşte bu kızacak, isyan edecek derecede yaşadığımız bu olaylar karşısında sessiz kaldığımız için aslında biz suçluyuz.

O yüzdendir ki önce suçun büyüğünü kendimizde aramamız lazım.

Evet, suçlu biziz.....

Yaşadığımız rezil süreçlerde sesimizi çıkarmadığımız için biz suçluyuz....

Yapılanlar, yaşananlar ayan beyan ortada iken utanmadan, arsızca yürüyüşler tertip edenler kadar, yapılanlardan onur duyan şerefli(!) insanlar(!) kadar olamadığımız için, doğruların yanında yer almadığımız için biz suçluyuz......

Henüz Teknşk Direktörlük kariyerinin başında olan, futbolcu olarak hangi takımlarda oynadığını bile pek çok kişinin bilmediği gibi araştırma ihtiyacı dahi duymadığı, Teknik Direktörlük hayatında ise yaşadığı ve yaşattığı her hangi bir başarısı olmayan (U-17 takımımız ile yaşadıkları çok önemli değil, çünkü neredeyse 20'li yaşlara kadar futbol dahil pek çok spor dalında dünya ile yarışıyoruz) Teknik Direktör olarak ne taraftar baskısı, ne Yönetim kıskacı ve nede medya baskısını asla hissetmeyen Abdullah Avcı'nın göreve getirilmesine ses çıkarmadığımız için suçluyuz.

Not:Futbol hayatı çok başarılı olmadığı halde Teknik Direktörlük yapan ve başarılı olanlar, Futbolcu iken çok başarılı olduğu halde Teknik Direktörlük hayatında başarısız olan futbolcular olduğunu biliyoruz. O ayrı bir konu.....

Suçluyuz, çünkü Abdullah Avcı'nın bu görevin altından kalkamayacağı çok açıktı.

Çünkü seçtiği ekip kendisinden de tecrübesiz, kariyersiz çömez bir ekipti.......

Daha kaliteli birilerini yönetimine alabilirdi ama almadı.

Çünkü daha kariyerli kişiler karşısında kendisi ezilirdi....

Kadroya aldığı futbolcuların çoğu ondan çok değerli Teknik Direktörler ile çalışan futbolculardı..

Futbolcu olarak kendisinin oynadığı kulüplerden çok daha büyük kulüplerde oynamışlardı ve hala oynuyorlardı...

İşte biz, bu Abdullah Avcı'nın göreve getirilişinde taraftar olarak ağırlığımızı koymadığımız için suçluyuz.....

Evet, biz  futbol dünyamızın bu güne kadar görüp görebileceği en büyük şike sürecinde olaya karışan kulüpleri ve yöneticileri aklamak adına "ŞİKE SAHAYA YANSIMAMIŞTIR" gibi yine futbol dünyasında herkesin bırakın bıyık altından gülmeyi kahkahaya boğan bir bahane ile aklanmalarına göz yumduğumuz için suçluyuz.....

Şike yaptıkları belirlenen kulüp ve yöneticilerinin aklanmaları adına bir gecede kanunların değiştirilmesine, yönetmeliklerin değiştirilmesine ve yeni yönetmelikler çıkarılmasına sessiz kaldığımız için suçluyuz.....

Bu süreç boyunca bizlere pompalanan "FUTBOL SEKTÖRÜ ÇOK BÜYÜK DARBE ALIR, KULÜPLERİMİZ BATAR" muhabbetlerine kandığımız ve isyan ederek stadlarımızı en azından bir müddet boşaltıp da protestolarda bulunmadığımız,  LİG TV aboneliğimizi iptal ettirip, Decoderlerimizi iade etmediğimiz için biz suçluyuz....

En basitinden kendi açtığı ihalelerde, ihalelere fesat karıştıran şirket yöneticileri olduğunda kişilerle kurumları ayırmayan ve direk şirkete ceza veren devletimizin Başbakanı RTE'yi her platformda eleştirmediğimiz, aldığı kararları alkışlarla karşıladığımız(!) için biz suçluyuz.....

Arkadaşlar,

Yıllardır Galatasaray'ın Ankaragücü karşısında aldığı 8-0'lık galibiyet ile elde ettiği (Kİ ŞAMPİYONLUK İÇİN O KADAR FARKLI GALİBİYETE GEREK OLMADIĞINI HERKES BİLİYOR) o meşhur maç ile ilgili olarak yanlarında oturan Sinan Engin'e "Konuşsana kardeşim, siz o maçta şike yaptınız mı? Arkadaşların maçı sattımı?" diye sorma cesaretini gösteremeyen ve Galatasaray'ın şampiyonluklarını temize çıkarmak varken sürekli Galatasaray'ımızın şampiyonluklarını gölgelemek için uğraşan Ahmet Çakar ve türevleri gibi sözde yorumculara hala prim verdiğimiz için biz suçluyuz....

EVET, MAALESEF BİZ SUÇLUYUZ BEYLER.....

Arkadaşlar,

lLtfen Dünya üçüncüsü olan kadromuz ile bu günkü kadroyu yan yana koyun ve biraz bakın.

Hatta yakın zamanda Terim'in Avrupa üçüncüsü olan takımı ile yan yana koyun ve dikkatle bir daha bakın kadrolara.

O geçmişteki takımlar ile bugün bize eşik atlatacak takım arasındaki dağlar kadar farkı çok kolay farkedeceksiniz......

Beyler,

Milli Takımımız bundan 10 sene önce Dünya üçüncüsü idi.

Milli takımımız daha bir kaç sene önce Avrupa 'da yarı final oynamıştı.

Ve sayın AVCI, bu takıma eşik atlatmak için geldi....

Galiba biz eşikten düştük(!) ve eşek'ten düşmüş gibi olduk......

Ama bir söz var ki sanki tam da bu durum için söylenmiş.......

Ne demişler?...

'BÖYLE BAŞA BÖYLE TARAK'.....

Fazla söze gerek var mı bilmiyorum....

 

Saygılarımla,

Hakan GİRGİN

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...