Transfer sürecinin her yıl olduğu gibi bu sene de son güne kalacak olmasının yegane sorumlusu Fatih Terim'dir. Yıllardan beri yazdık durduk, oyuncunun meşrebine bakılmaksızın elde hangi futbolcu kalmış zihniyetiyle transfer yapılmaz diye... Bunun malum gerekçesinin 'maliyet' olarak açıklanması da oldukça komik.

Misimoviç'i son dakikada aldık. Ne oldu? 2 milyon dolar kar mı ettik? Bir oyuncunun bu topraklara adapte olabilme hakkı hiç mi yoktur? Arshavin'i son günde al, ilk maçında sahaya çıkar, kötü oynasın faturayı da Arshavin'e kes... Yok böyle bir mantık.

Adamlar Arda'yı alırlarken, geçen seneden beri zaten almak istiyorlardı. Hoş, Arda eğer sakatlıklarla geçirmeseydi koca sezonu, en az 30 milyon Euro'ya da giderdi. Fakat buna rağmen 12 milyon Euro'yu risk olarak görmediler ve aldılar. Peki bizim var mı peşinden en az bir yıl koşup, uğruna riske girip de aldığımız bir futbolcu?

Eğer kriterini Drogba, Forlan, Cambiasso olarak çizersen tabiki son günü beklersin. Çünkü bu isimlerin şip-şak alınamayacağını biliyorsun. Bu yüzden de hazırlık kampına eskilerle devam etmeye ve sezonun ilk 2 ayını da unutmaya mecbur kalırsın. Çünkü bu futbolcular 2 haftada ancak Türk yemeklerine alışacaklardır.

Geçen sene yerin dibine soktuğumuz Adnan Sezgin'in politikasından ne farkı var tüm bu yaşananların? Adnan Sezgin oyuncuyu 50 bin dolar daha az alsın diye 2 hafta beklerdi. Aklı sıra bunun kulübe bir kar sağlayacağını düşünürdü. Oysa hiç akıl etmezdi ki sezon öncesi kampa katılamayan bir futbolcunun akıbeti hiç de parlak olmayacak diye. Şu anda da döndük dolaştık yine aynı noktaya geldik maalesef.

Tek fark ise Ünal Aysal'ın büyük takım kurmak adına bu taraftara verdiği söz. Taraftar da zaten sırf bu yüzden tedirgin bir bekleyişi masumca sürdürüyor. Fakat yetti artık. Bu kulüp transfer politikalarıyla her yıl, her sene hunharca ve bilinçsizce katlediliyor.

Oysaki Fatih Terim, şaşalı isimlerin peşinden koşarak bu kulübe zaman kaybettireceğine ilk önce eldeki yetersiz oyuncuların biletini 2 ay evvelden keserek kendisine gerçekçi hedefler koysaydı, bu kadar beklemek zorunda kalmayacak, alınacak oyuncular mecburiyetten alınmış olacaktı. Şu anda transfer süreci çoktan bitmiş olup, hazırlık kampına da topyekün katılmış olacaktık. Belki Forlan, Drogba, Arshavin alınamayacaktı ama Gökhan Töre ya ada Emana gibi isimler pekala alınabilecekti.

Fatih Terim 2 ay evvelden Ayhan, Mustafa Sarp, Aydın, Pino, Stancu gibi oyuncularla bu sezonun geçmeyeceğini anlasa ve akılcı bir listeyi de verseydi, yönetimin eli kolu bağlanacak, Forlan'larla zaman kaybetme yerine daha gerçekçi adımlar atarak transfer süreci hızlanacaktı. Böylece hem daha az maliyetle bu işin içinden çıkılmış, hem de bütün futbolcular sezon öncesi kampa katılacakları için uyum sorunu halledilmiş olacaktı. Futbolcular yeni sezon öncesi topyekün sistem ve anlayışa hazır olurlarken, biz de en azından bu sene rahat bir nefes alacak ve son dakika stresini de yaşamamış olacaktık.

Bu yüzden tüm bu yaşananların sorumlusu olarak ben Fatih Terim'i görüyorum. Galatasaray'ın futbol aklı eğer yine son dakika transferleriyle gerçekleşecekse, Ünal Aysal'a da başkan olmadan önce yapmış olduğu açıklamaları hatırlatmak isterim.

Benim en büyük endişem ise büyük takım kurma adına Başkan'ın bu taraftara verdiği sözde yatıyor. Sırf bu söz yerine getirilsin diye 2. bir Misimoviç örneğini yaşamaktan kaygılanıyorum. Umarım bize Adnan Sezgin'i hatırlatan bu transfer süreci bir an evvel sonuçlanır. Bunun için ise önümüzde tek şans var. O da 2'ye 3'e bakılmaksızın istenilen oyuncuların ne pahasına olursa olsun alınmasıdır. Aksi halde geri adım atılarak bu dakikadan sonra gerçekçi hedefler belirlenmek istenirse, bu taraftar size şu soruyu sorar;

Bu zamana kadar neredeydiniz? Madem büyük oynadınız, o zaman bunu sonlandırın.

Sevgilerimle...