Makale Yaz
koncerto
Bu haberi yazdır
Bir Dakika Yaa! N'oluyoruz..?
 Nis
23
 2012

Bir yazıyı yazmanın en zor tarafı ne biliyor musunuz? O yazıya başlık bulmak… Başlığı arzu edilen etkiyi yaratacak bir şekilde koyamazsanız büyük ihtimalle yazınız okunmayacaktır! Oysa ben bu yazının bu siteye giren herkes tarafından okunmasını o kadar istiyorum ki…  

Çünkü dün geceki tipik fener maçının ardından yapılan yorumlar ve eleştirilerin çoğuna bakınca Galatasaraylılığa yakışmayacak bir ümitsizliğin pekçok taraftara hakim olduğunu gördüm!

Adamlar amaçlarına ulaşıyorlar neredeyse!

Çünkü en büyük felaket, bir rakibe yenilmek değil, ona psikolojik olarak teslim olmaktır!

Yıllardır Aziz ve çetesinin olağan üstü çabalarıyla bir şey hakim kılındı Türk Sporunda:  

“Fenerbahçe sendromu!”

Bunu kah hakemlerle, kah medyayla, kah şikeyle, her yerde ve her zaman becererek son on yılda müthiş bir üstünlük kurdular... Ve ne yazık ki özellikle de biz Galatasaraylılar bu psikolojik savaşta sürekli mağlup düşüyor ve hiçbir ders de almıyoruz!

Şimdi soruyorum size; Dün gece maçtan önce hafızanızı sıfırlasalar ve tarafsız bir sporsever yapsalardı sizi ve maç bitince de bir taraf seçmenizi isteselerdi ve size düşünmek için de bir gün verselerdi, taraftarı olmak için hangi takımı seçerdiniz? 

Fenerbahçeyi seçerdim diyenler varsa onlar bilsinler ki hiçbir zaman Galatasaraylı olmamışlar! Galatasarayı seçerdim diyenlerinse bu tür yorumlar yapma veya da bu şekilde ümitsizliğe kapılmaya hakları yok!

Hala anlamadınız mı?

Bir Fenerbahçe maçında; asla eşitlerin, asla adil bir oyunun bir tarafı değiliz!

Fenerbahçenin dün kaybedecek neyi vardı? Strese girmelerini gerektirecek ne vardı? Kazandıklarında çok şey kazanacaklar ama kaybettiklerinde altı-üstü -zaten çoktan kaybettikleri şampiyonluğu- bir kez daha kaybetmiş olacaklardı! Ve bu defa da sezon başından beri sığındıkları sözde mağduriyetlerinin arkasına sığınıp kendilerini yine haklı ve zavallı gösterecekler ve yine kazanacaklardı! Yani her durumda o maçın bir tek kazananı olacaktı: ŞİKECİLER…

Bu haliyle işte dün gece onlar, hayatlarının en kolay maçına çıktılar…

Peki ya biz?

Koca bir sezonun bütün emeklerinin bir tek doksan dakikada heba olabileceği,

kazanılan her şeyin yarısının kaybedilmesinin ardından, kalanın da yarısının kaybedilebileceği bir maça çıktık!

Yönetimimiz şikeye bulaşanlara gereğinin yapılması için federasyona bastırırken, muhtemel bir mağlubiyette, kendi sahamızda şikecilere en güzel dersi verme adına yakalanan bu tarihi fırsatın kaçırılması demek olacak olan tarihin belki de en anlamlı ve en zor maçına çıktık!

 Ve kafamızda binlerce soru ile…

 Acaba hakemler düzgün maç yönetecekler mi?

Acaba bu Memet Ali Paşa Turnuvası daha heyecanlı olsun, paracıklar cukkalansın diyenler kazanmamıza izin verecekler mi?

Acaba son maç neden kadıköyde? Son maçı oraya verenler bizim kupayı kaldırmamıza izin verecekler mi?

Acaba bu sezon fenerbahçeyi aklama sezonu olacak da iki kupayı da bunlara mı verecekler?

Ve daha bir ton ACABA…

Ve bu şartlar altında -bir tek derbi mağlubiyeti olmayan ve şampiyonluğu çoktan hak etmiş- bu takım, Tarihin en stresli, en zor ve en sorumluluğu ağır derbisine iteklendi…

Galibiyet her zamankinden daha çok onlara yakındı. Hakemi bağlama ve herkesin gözünün içine bakarak bizi yenme şansları yoktu bu defa ve bu yüzden de sığınabilecekleri tek liman olan "stres limanından" bir kez daha gemilerini kadıköye yüzdürdüler dün gece…

Ve biz hala takımın oyununu, terimin tercihlerini, necatinin yetersizliğini konuşuyoruz! Yani hala bu inanılmaz, bu absürt, bu mantık ötesi yenilgilerin sebeplerini saha içinde arıyoruz!

Dün geceki Galatasarayın -o cansiperane- oynadığı oyunla yenemeyeceği çok az takım vardır Avrupada. Ve fener sizce bunların içinde mi?

O halde bu neyin telaşı?

Hala anlamadınız mı?

Biz bu maçları oynamadan, peşinen, dışarıda kaybediyoruz! Ve dışarıda kaybettiklerimizi sahada kazanmak için 90 dakika yetmiyor, yetmez! 

Çünkü stres topu ağırlaştırıyor!

Stresle vurduğunda top sanki bunu anlıyor! Koca kale dururken gidip koca bir sığırın gövdesine çarpıyor!

Stresle vurduğunda kale küçülüyor, kaleci büyüyor!

Stresle vurduğunda messi bile olsan atamıyorsun çoğu zaman!

Son maça işi bırakan fenerin 2 yıl aynı hüsranı yaşaması ve bir metreden toplara dürtemeyen milyon dolarlık futbolcularını da hatırlamanızı isterim.

Burada klavye şovalyeliği yapmak kolay arkadaşlar! Burada Necatiye, Meloya, Selçuğa sallamak kolay…

Burada Fatih hocayı acımasızca ve haksızca eleştirmek kolay…

Bu klavye şovalyeleri! dün gecekinin yüzde biri kadar stresli bir maçı halı sahada oynasalar da biz de bir izlesek!

Evet elbette haklısınız. Dün gece drogba olsa belki öyle vurmazdı o toplara ama dün gece drogba yoktu! Ama unutmayın ki bu takım buraya gelirken ki süreçte de yoktu drogba!

Evet haklısınız, Necati de, Baroş da, Sabri de, Aydın da bu takımın oyuncuları değiller. Ama unutmayın ki bu takım buraya kadar gelirkenki süreçte, bu oyuncularla başardı bunları…

Ve onların 17 milyon avroluk musasını da gördük dün gece!

Hala anlamadınız mı?

Takımın, saha dışında ve masa başında haklarını korumak ve kollamak görevini yeterince ifa edemeyen yönetim anlayışı yüzünden kaybediyoruz ne kaybediyorsak! Ve bu yönetim anlayışı değişmediği, agresifleşmediği, masaya yumruğunu vurup gerektiğinde ha..strin diyemediği sürece de kaybetmeye mahkumuz!

Hala anlamadınız mı?

Centilmenlik ve rakibe saygı yalnızca arenadaki maçlarda aklına gelen heryeri istila etmiş fenerli yorumcu, yazar ve bu iki yüzlü medya yüzünden kaybediyoruz ne kaybediyorsak! Ve birlik olup tek bir yumruk gibi kafalarına inmediğimiz sürece de kaybetmeye devam edeceğiz!

Hala anlamadınız mı?

Taraftarlar olarak atıp tutmanın dışında,

-bir sivil toplum örgütü gibi hep birlikte hareket etmediğimiz ve kulübümüzün bir tek işareti ile milyonlarca liralık zararları bir gecede gerekli kurum ve kuruluşlara veremediğimiz-

 sürece bu rezillikleri daha çok yaşayacağız!

Son sözüm şudur:

Dün geceki yürekli oyunu görmezlikten gelerek, kahır ve öfke ile hala hezeyan savuranlar…

Dün geceki Galatasarayın, kadıköyde bu defa -stresli taraf olan feneri- yenemeyeceğini, hatta oradan bir beraberlik bile çıkaramayacağını yazan-çizen korkaklar…

Ve şampiyonluk gitti diye ah-vah eden gamlı baykuşlar…

Sizler her şeyden önce bu takımın tarihinden utanmalısınız! Yok eğer utanmıyorsanız bu takımın yakasından derhal düşmelisiniz!

Galatasaray korkakların ve zavallıların takımı değildir!

 

 

(Bir sözümde sitenin edit anlayışına. Buraya gelip yorum yapan Fenerbahçeli provakatörlerin yorumlarını neden yayınlıyorsunuz? Bu sizce sağlıklı ve doğru bir edit anlayışı mıdır? Aynı sorumu küfür içeren yorumlar konusunda da dile getiriyorum! Lütfen en kısa zamanda Galatasaraylılığa yakışır bir edit anlayışını bu siteye hakim kılınız. Selamlar…)

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2015
 
Mayıs (1)
  2014
  2013
  2012
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...