Makale Yaz
bulentkaci
Bu haberi yazdır
İS-TE Mİ-YOR-UZ!
 Ağu
29
 2015

Futbol seyreden ve bir takımı tutan her taraftarın takımından istediği bir takım özellikler vardır. Örneğin her taraftar,takımının sonuna kadar mücadele ettiğini görmek ister. Maçın sonunda mağlubiyet de olabilir. Fakat, oyuncuların ellerinden geleni sahaya yansıtmaları taraftar için yeterlidir. Bir başka istenilen ise takımın göze hoş gelen, estetik, güzel futboldur. Ve tabii ki atılan gol ve goller...

Bir de taraftarın görmek istemediği hususlar vardır. Galatasaray taraftarı olarak görmek istemediklerimi şu şekilde sıralayabilirim:

Öncelikle takımda görmek istemediğim oyuncuları sayalım: Umut Bulut, Sabri, Bilal Kısa ve Jem P.Karaca. Galatasaray şampiyon olmak istiyorsa ve büyük bir takımsa bu oyunculardan bir an önce kurtulmalı. Umut Bulut PTT 1.lig oyuncusu. Sabri'den artık bıktık. Bu adam sağ bek filan değil. Resmen defansa çok az geliyor ve sağ açık oynuyor. Yine, her maçta olduğu gibi son maçta da sağ taraftan, onun yerinde olmaması nedeniyle golü yedik. Bilal 5 yıl önce de bu takımda olamazdı, şimdi hiç olamaz. "Transfer" diye Bilal Kısa'yı Galatasaray takımına koymak, GS'ın büyüklüğünü anlayamamaktır. Takımın vizyonunu küçültmektir. Jem P. karacan için hiç bir şey demeyeceğim. İsraf olur.

Görmek istemediğimiz diğer husus aldığı paraları hak etmeyecek şekilde mücadele etmeyen oyuncular: Burak Yılmaz, Alex Telles, Olcan Adın, Semih Kaya, Selçuk İnan, Emre Çolak. Bu oyuncular 1.sınıf olmalarına rağmen 3.sınıf mücadele ediyorlar. Kendilerinden beklenen mücadeleyi sahaya yansıtmıyorlar. Zaten gerçek birer "profesyonel" bile olamayanlar var. Hocalarına tafra yapmalar, oyundan alınınca gücenenler, kendi mevkiine oyuncu transferini duyunca kapris yapanlar, sıradan bir Avrupa takımından transfer teklif edilince "giderim ha!" diyerek tehdit etmeye kalkışanlar, takımı kendi malı zannedenler, en haif eleştiriye bile tahammül edemeyenler... Bunlar kendilerinin hangi takımda olduklarını hala anlayamamışlar. Büyük takımı küçük düşürdüklerinin de farkında değiller. Bunları artık GÖR-MEK İS-TE-Mİ-YOR-UZ!

GS’da olduğu gibi bir çok takımda teknik direktörle, takım arkadaşlarıyla, taraftarla anlaşamayan veya ıskartaya çıkmış oyuncular var. Bunlardan zaman zaman takımımıza da transferler oluyor. Bunlar içinde Ayhan Akman gibi uzun süreli, Servet Çetin gibi 1-2 sezon veya Gökhan Zan gibi zaman zaman faydalandığımız oyuncular çıkmakta. Fakat ister uzun süreli, ister kısa süreli olsun FB ve BJK’de forma giymiş böyle oyuncuların takımımıza transfer olmakta veya transferi düşünülmektedir. Bu oyuncuların geçmişte forma giydikleri takımlardaki söylemleri ve eylemleri nedeniyle GS’a transfer edilmeyi bile düşünülmesi Galatasaray’a hakarettir. Bu oyuncuların faydadan çok zararı olmakta (Ayhan Akman istisnadır. Ve istisnalar kaideyi bozmaz.) giderken de takımımıza zararlar vermektedir. Engin Baytar güzel bir örnektir. Bugün yedek kaleci olarak BJK’de bile tutunamayan Cenk Gönen’in transferi veya GS varken TS’a transfer olan Uğur Demiroku’un transferini görmek değil, duymak bile İS-TE-Mİ-YOR-UZ!

Son yıllarda sıradan her takım ister kendi sahasında ister TT Arena'da GS ile başa baş mücadele etmeye başladı. Bir takım defans yaptığında biliyor ki, GS'dan puan alabilir. Zira, GS'ın forvetleri çok kötü. Orta sahası yeterince mücadele etmiyor, defansı da ağır. Eğer Muslera da kötü günündeyse ve elinde teknik becerisi iyi bir iki oyuncusu varsa GS'dan puan ve puanlar alabilir. Öyle de yapıyorlar. Geçen senenin muhasebesini iyi yapamamış bir teknik direktör ve yönetime sahip bir takımımız var. Geçen sene çok iyi mücadele, iyi futbol ve bol gollü maçlarla şampiyon olunduğunu zannediyorlar. Oysa FB, BJK ve TS muhasebelerini iyi yapmışlar. Aziz ve muhterem başkan önüne çıkan her oyuncuyu sildi süpürdü. Hesap basit: Bu oyuncuyu alırım. Oynarsa oynar. Oynamazsa en azından rakiplerde de oynamamış olur. Neticede takımı yine geçen seneki kadar iyi oynuyor. Lakin aptalca kaybedilen maçların önüne geçmiş oldu. Ve maalesef bu muhasebeyi yapamamış bir takımın taraftarı olarak böyle bir teknik direktör ve yönetimi İS-TE-Mİ-YOR-UZ.

Galatasaray demek "Avrupa" demektir. Ligde şampiyonlukta rakip takımlar Avrupa'da bir kupa kazanmadıkça istedikleri kadar şampiyon olsunlar bir anlama gelmediğini artık biliyorlar. Bunu onlara Galatasaray öğretti. Geçen yıllarda bizim takımımız kadar Avrupa'da başarılı olmuş bir Türk takımı yokken artık ülkemizi rezil eden bir takımla karşı karşıyayız. Hala alınan 4-0'lı mağlubiyetlet içeride alınan 3 kupanın da tadının çıkarılamamasına neden oluyor. Galatasarayın bir Avrupa takımı olduğunu, taraftarlarının ligde FB ve BJK dışında alınan hiç bir galibiyeti sıradan bir Avrupa takımına karşı bile alınan bir galibiyetten üstün tutmadığını bazıları anlamamış. Galatasaray'ı Avrupa'da sıradan bir takım olarak görmek İS-TE Mİ-YOR-UZ!

Sıradan oyuncular, sıradan futbol, sıradan maçlar... Heyecen yok, mücadele yok, hırs yok, anti futbol var. Bunu artık istemiyoruz. Alt yapıdan çıkan, fundamentali iyi, oynadığı futboldan zevk alan, mücadele ve hırsı Melo ve Chedjou kadar olan 11 oyuncu ve genç, dinamik ve taraftara heyecan veren yedek oyuncular istiyoruz. Değişim zamanı geldi. Bu sezon bu takımdan bir şey olmayacak. En azından gelecek sezon için kolları sıvamak lazım. Uyuyan taraftar ve yatan yöneticiler İS-TE-Mİ-YO-RUZ!





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2019
 
Mayıs (1)
  2018
  2017
  2016
  2015
  2014
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...