Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Forvetsizlik Sendromu
 Eyl
21
 2014

Alınan Balıkesir yenilgisi bilinen bir gerçeğin pekişmesini sağladı. O  da Galatasaray’ın forvetinde bir sorun olduğu gerçeğidir. Bu gerçeği iyi analiz edebilmek için birkaç yıl geriye gitmemiz gerekiyor.

 

Fatih Terim, üçüncü kez takımın başına geçtiğinde takımda iki hazır forvet buldu: Geldiğinde alınmış olan ve başta istemediği Elmander ve Baroş. O dönem, Terim’in başta tek forvette ısrar ettiğini herkes hatırlayacaktır. Hatta Eboue’nin alınmasını eleştirenleri de. Terim başta Elmander’i ve Baroş’u tek forvet, Eboue’yi de sağ ön bölge ve ön liberoda denemiş; fakat bir türlü takım gol kısırlığına son verememişti. Ta ki Terim’in sağ bekte oynatacak oyuncusu kalmayasıya kadar. Sağ bekte denediği oyuncuların hepsi sakatlanınca mecburen Eboue’yi sağ beke çeken Terim; oynatacağı oyuncu kalmayınca mecburen çift forvete dönmüş; o maçta takım patlama yapınca çift forvetten bir daha vazgeçmemişti. Baroş’un sakatlanıp uzun süre sahalardan uzak kalacağı açıklanmasıyla kısa süreli bir şok yaşanmıştı. O dönem devre arasında takıma dönen Necati Ateş gösterdiği performansla “yılın en iyi devre arası transferi” seçilmişti. O yılın geri kalan kısmında oynanan futbol taraflı tarafsız herkesin taktirini kazanmış; hatta federasyonun Fenerbahçe’yi şampiyon yapabilmek için uydurduğu play-off sistemine rağmen şampiyon olunmuştu.

Baroş’un uzun süren sakatlığından sonra forvet sorunu Trabzonspor’dan transfer edilen Burak Yılmaz ile çözüleceği düşünülmüştü. Bir sezon öncenin 34 gollü kralına kimse “hayır” diyememişti. Lige Elmander,Burak ve Baroş forveti ve şampiyon apoletiyle başlanmıştı. Devre arasına kadar da büyük bir sorun yaşanmamıştı. Devre arasında ise takım iki büyük transfere imza atmıştı: Sneijder ve Drogba. Drogba, Elmander’in yerine forvete geçmiş; Burak’la görünürde iyi bir ikili oluşturmuşlardı. Takım ikinci kez şampiyon olunca da defolar derinde kalmıştı.

2013-14 sezonu başlarken Necati Ateş, forvet çokluğunu gerekçe göstererek takımdan ayrılırken, kimse onun mutlaka takımda tutulması gerektiğini düşünmemişti. Ayrıca Terim’in kendi isteği ile transfer edilmemiş olan Elmander’i Drogba varken takımda tutmak istememesi de garip karşılanmamıştı. Elmander, yabancı sınırlaması gerekçe  gösterilerek İngiltere’de sıradan bir takıma kiralandığında onun bu kadar özleneceğini kimse düşünmemişti. Hatta Drogba’nın yaşı gereği artık ağırlaştığını ve ligi götüremeyeceğini de kimse düşünmemişti. Lig başlayınca Terim’in, 4-3-3 saplantısı ortaya çıktı. Drogba ön ortada; sol ileride Terim’e rağmen alınan ve takımda yer açmak için Sneijder; sağ ileide de Burak Yılmaz. Bu sistem ile lige kötü bir futbol ile başlandı. Terim, her zamanki inadıyla sistemine sadık kaldı. Herşey kötü giderken  federasyon, Galatasaray’a çelme takmak için Terim’i milli takımın başına getirme fikriyle ortaya çıktı. Derken Terim milli takımı seçti. Zaten takımın oynadığı kötü futbol taraftarı umutsuzluğa sürüklerken, Terim’in gidişine pek de üzülmemiştik. Mancini ise bir yıl boyunca takımla oynayıp durdu ve bir türlü kazanan 11’i bulamadı. Bunda forvetin etkisizliği de büyük rol oynadı. Zira elinde ülkenin en iyi orta saha oyuncuları olan Selçuk, Sneijder ve Melo varken gol kısırlığı çekilmesini ancak forvetin yetersizliğine bağlamak gerekiyordu.Öyle de oldu. Hatta FB’nin aziz ve muhterem(!) başkanı bile şampiyonluklarını Galatasaray’ın kötü bir sezon geçirmesine bağlamıştı.

Bu durum ve FB’nin şampiyonluğu ile yeni sezona başlandı. Drogba gitmiş; kiralık Umut Bulut’un bonservisi alınmıştı. Fakat nedense forvetteki oyuncuların yeterlilikleri Galatasaray gibi bir takım için kimse tartışmamıştı. Daha çok Cheidju’nun bir önceki yıl gösterdiği kötü performanstan dolayı stopere odaklanılmıştı. Bu da transfer sezonunun stopler arayışı ile boşa geçirilmesine neden oldu. Zaten Cheidju, sezonun ilk maçında FB karşısında ortaya koyduğu futbol ile “ben buradayım” mesajını vermişti. Derken, transfer sezonu biterken son anda forvet adına Pandev takıma katıldı. Yeni teknik direktör Prandelli, Türkiye ligini de bilmediği için “bana sırtı dönük golcü lazım değil. Ben farklı bir sistemle oynayacağım” deme gafletinde bulundu. En az futboldan anlayan kişiler bile (yani ben) bu ligde şampiyon olunacaksa, sırtı kaleye dönük oynayabilen; fizik üstünlüğü olan; defansı meşgul eden ve zorlayan; hava toplarına hakim; kısacası bir pivot santrafora gerek olduğunu bilirken sayın Prandelli bunu düşünememiş. Zira 34 lig mçının 28’inde oyunu rakip kaleye yıkıp tek kale oynamak gerekiyor. Kimse de ona bunu söylememiş. Bunun ötesinde hala Burak’tan tek forvet yapmaya çalışıyor. Burak önüne top isteyen; kafa vuruşu olmayan; top saklayamayan ve ayağında tutamayan; fiziksel mücadelede zayıf bir forvettir. Onu rakibin dört defans oyuncusu arasına sürmek demek, bir oyuncu eksik oynamak demektir. Bunu görmek için Fatih Terim olmaya gerek yok. Ayrıca,geçen yıldan biliyoruz ki, iyi bir forvetin yoksa rakip defansıyla rahatlıkla ileriye çıkabiliyor. Bunu çokça gördük.

Bugün şu gerçeğin Galatasaray dışında tüm takımlar tarafından bilindiğini gösterdi: “Galatasaray’ın çok kötü bir forveti var. Eğer 10 kişi kapanırsak bize gol atamazlar. Biz de biraz dikkatli olursak bir gol atabiliriz.” Bu gerçek geçen yıldan beri değişmedi. Bu yıl da sürüyor. Balıkesir gibi ligden düşmesi lig başında kesin olan; sınırlı kapasiteli bir takım bile bu taktiği başarı ile uyguladı. Bir puana razı iken şans eseri buldukları iki golle galip geldiler. Topla oynama oranı %67-%33’dü. Bu Balıkesir’in aldığı birkaç puandan birisi olarak kayıtlara geçti. Bu takımın ligde kalması çok zor. Fakat Galatasaray’ın kötü forvet tercihi orta sahanın da işlememesine neden oldu. Ligin en iyi defans kurgusuna rağmen iki gol yendi. Futbolun önemli forvet aksiyonları olan çapraz koşu, öndireğe koşu gibi rakip defansı karıştıran bir opsiyon hiç kullanılmıyor. Rakip iki uzun defans oyuncusu ile hava toplarını bir bir toplarken, inatla orta yapmayı hala çözemedik. Zira kimin kafa vuracağı da belli değil. Bu Burak’tan isteniyorsanız futboldan hiç anlamıyorsunuz demektir.

Bu yıl böyle bitecek. Muhtemelen “Seba Sezonu” BJK şampiyon olmayı başaracak. Bu şimdiden kurgulanmışa benziyor. Zira niçin FB’nin müzesinde eski BJK başkanının adıyla anılan bir kupa olsun ki? Bu oyunu bozacak iki takımdan bir olan Galatasaray, bu forvete bunu başaramaz. Görünen o ki devre arasına kadar böyle devam edilecek. Devre arasında Pandev gönderilerek pivot santrafor tipinde (Rennes’den Toivonen olabilir) bir oyuncu alınacak. Fakat o süre zarfında atı alan Üsküdar’ı da geçmiş olur. 

 

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2019
 
Mayıs (1)
  2018
  2017
  2016
  2015
  2014
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...