Makale Yaz
yolac
Bu haberi yazdır
Aşağılık kompleksi
 Mar
12
 2012

Gençlerbirliği'nin hocası Fuat Çapa akıllı adam. Kadıköy'deki hezimetten gerekli sonuçları çıkartarak, takımına deplasmanda oynattığı "Ankara Efesi" rolünün 6 beden büyük geldiğini gördü. "Bir yanlış ilk kez yapılırsa hata ikinci kez yapılırsa aptallıktır" diyerek kimine göre "korkak" kimine göre akılcı strateji ile TT Arena'ya çıktı.

Oyunu kendi sahasında kabul eden ve elinden geldiğince boş alan bırakmayan "Gençler"in bu anlayışı ilk yirmi dakikanın "gazını almaya" yetti.  Taktiğin doğru olduğu Ankara'da ki Atakule'den bile rahatlıkla görülüyordu. Galatasaray'da ilk devre itibari ile en çok göze çarpan Riera'nın top kayıpları olunca tribünlerde Bulutsuzluk Özlemi'ne rakip yeni bir grup kuruluyordu; "Emre Çolak Özlemi"...

Sivasspor maçı sonrasında Emre'yi "çolak" bırakan "sabırlı makas" Gençlerbirliği maçının devre arasında haklı olarak Riera'yı kesti. İmparator'un bu son derece doğru ve yerinde hamlesi orta sahadaki "dörtlü baklava"yı daha da lezzetlendirdi. Başta Melo, Selçuk olmak üzere Emre ve Engin'den oluşan modern orta saha kurgusu "Gençler'in birliğini" bozmaya yetti. Eboue'nin tecrübesi, Elmander' in gayreti oyunun dengesini değiştirdi. Melo'nun milimetrik dokunuşu ilk, "Bay Frikiğin" usta işi ayak içi vuruşu ise ikinci golü kazandırdı. Yedikleri ikinci gol sonrasında "Gençler" için maç tamamen sona erdi.

Her iki takım geriye kalan zamanda oyun disiplininden uzaklaşarak maçı tamamladı. Bu bölümde "garanti skor" ile rahatlayan Galatasaray'lı  oyuncuların Barcelona tarzını hatırlatan pas trafiği takdire şayandı. Sezon başında hazırlık kampları ile başlatılan Terim devrimi, Gençlerbirliği maçı sonunda ulaşılan 459 pas adedi ile meyvelerini toplamaya başladığını gösteriyordu. Özetle maçın zor geçmesini bekleyenlerin yanıldığı bir doksan dakika izledik.

Gençlerbirliği müsabakası ile bir kez daha öne çıkan "Maçın Adamları" Melo ve Selçuk, bana göre açık ara "Sezonun Adamları"dır. Galatasaray taraftarı öncelikle Fatih Terim'le, takiben Melo ve Selçuk ile ne kadar övünse azdır. Gerek sahada ve gerekse kulübedeki "İstikrar Abideleri" özlenen şampiyonluğu getirecektir.

Takımın genel durum değerlendirmesini yapacak olursak; Muslera,Ujfalusi,Melo,Selçuk ve Elmander'den oluşan omurganın tamamen oturduğunu söyleyebiliriz. Ancak Taffarel, Popescu, (her ne kadar adını anmak istemesem de) Emre, Hagi ve Hakan Şükür seviyesine ulaşmak yani presi 90 dakikaya yaymak ve oyun ezberini sağlamak için daha fazla çalışmaya ve birlikte oynamaya ihtiyaç var. Dolayısı ile Avrupa'da sürekli başarı için henüz yolun başındayız.

Başarının mümkünse gol yemeden atmaktan; gol yediysen daha da fazlasını atmaktan geçtiğini düşünecek olursak, günümüz futbolunda özellikle kenar bekler defansif ve ofansif  anlamda bu felsefeyi pekiştiriyorlar. Bu bağlamda sağ bekte Eboue oyunu iki yönlü oynayarak, her geçen maç takımına biraz daha faydalı oluyor. Onun varlığı yukarıda saydığım kilit oyuncular kadar önemli.

Sol kanatta Hakan Balta geçen senelere oranla çok daha etkin. Baros'u saymazsak, 2012 model Galatasaray'da geçmişten kalan, belki de "kalabilmeyi beceren" tek oyuncu olma özelliğini taşıyor. Bu sene lokal lig için tamam; ancak gelecek sene için kesinlikle üzerine koymak zorunda. Özellikle Avrupa maçlarında oynanan çağdaş futbola adapte olabilmesi için çok daha hızlı olmak ve sol kanadın hücum varyasyonlarına katkı sağlamak durumunda. Aksi halde Taye Taiwo gibi kuvvetli transfer adayları ile mücadele etmek durumunda kalacaktır.

Karşılaştırma yapacak olursak, iki bekin rakip takımlara göre daha iyi ve güvenilir olması önlerinde oynayan devşirme kanat oyuncuları Engin ve Emre Çolak'ın performansını arttırıyor. Orta sahanın iki kenar işçisi dörtlü baklava şablonunu ''tıkır tıkır'' işler hale getiriyor. "Tehlikeli dörtlü" (Melo,Selçuk,Emre Çolak,Engin) arasındaki pas alışverişi rakip takımları kısa zamanda yoruyor. Orta sahada ayağa gönderilen çok sayıda kısa ve garanti pas defansı rahatlatırken orta sahadaki topa hakim olma savaşının galibini belirliyor. Melo'nun "Latin damarlarından" çıkarttığı 25-30 metrelik nokta atışı uzun toplar, Selçuk, Emre Çolak ve Engin'in ara topları Elmander ve Necati'yi her zaman istim üzerinde tutuyor.

Yani her yönden açık ara Türkiye'de lideriz.

Gelelim Fenerbahçe maçına...

Olacakları önceden tahmin etmek için alim olmaya gerek yok; "sizi on senedir Kadıköy'de sürekli yeniyoruz; bunlardan birinde de 6-0 yendik ve o tarih 06 Kasım'dı" tematik kuşağı sahnelenecek. Elli bin Fenerli on küsur senedir olduğu gibi yine, yorulmadan, sıkılmadan, bıkmadan Fenerbahçe marşı eşliğinde öncelikle Fatih Terim'e dolayısı ile tüm Galatasaray camiasına artık tekrar etmekten kabak tadı veren gösteriler yapacaklar.

Kadıköy'de ki Galatasaray galibiyetleri dışında övünecek başka bir başarısı olmayan ancak utanacak çok şeyi olanların, türü hepimizce malum olan komplekslerinin nereden kaynaklandığını Platini' nin güzel ve anlamlı sözü ile tespit etmekte var;

"Küçük takımlar yendikleri takımlarla; büyük takımlar aldıkları kupalarla övünürler".

Size son bir kaç sorum daha var;

Ya bu sefer yenilirseniz?

Geriye övünecek neyiniz kalacak?

Ne zaman  Avrupa Şampiyonluğu'nu olabileceksiniz?

Durun söyleyelim;

Asla!

Emrah Yolaç





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2013
  2012
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...