Renktaşlarım merhaba,

Öncelikle bizim için zor bir sezon olan 2015-2016 sezonunu 2 kupa ile kapatmanın zevkini yaşamakla beraber bu sezondan almamız gereken derslerin varlığını unutmamamız gerektiğini belirtmek istiyorum.

Geçen sezon, inancını yitirmiş mental olarak tükenmiş futbolcuları yine Riekerink Bey’e ve yardımcısı olarak Ayhan Akman’a teslim etmek öncelikli olarak çok isabetli ve verilmesi bir o kadar da zor bir karardı. Bu konuda gözünü budaktan sakınmayan yönetime tebrik ve teşekkürlerimizi sunmamız lazım.

İkinci olarak hepimizin gördüğü ortak sorunlara doğru teşhis yapılması ve takımdan gitmesi gereken oyuncuların Nazifoğlu tarafından kadro dışı bırakılması önemli bir gelişmeydi. Hatırlarsanız Fatih Terim’den önceki yıllarda da sırtımızda bir kambur haline gelmiş M.Sarp, Barış Özbek tarzı futbolcularla saç baş yolarak hayatımıza devam etmeye uğraşıyorduk.

Riekerink geldikten sonra öncelikle takım olma duygusu ve oyuncuların birbirini sevmesi, birlikte hareket edebilmesi özelliklerini yeniden kazandığımız hissine sahibim. Tabi 2 maçta 2 galibiyet önemli ama takımımızın ve taraftarlarımızın ruh hali konusunda en belirleyici şeylerden biri takımımızın 2. Yarıya başlarken nerede olacağıdır.

Renktaşlarım, bizim öncelikle takıma güvenmemiz, bunu tribünlerde ve GS Store’larda göstermemiz lazım. Her ne kadar kızsak da, Selçuk İnan, Sabri gibi bu takımın oyuncusu olan, bize katkılar vermiş oyuncularımızı itin g.tüne sokmadan tepkimizi göstermeliyiz. Hatırlarsanız, Selçuk-Burak ikilisi Prandelli döneminde de çok fazla eleştiriye hatta sahada ıslıklanmaya maruz kaldığı halde Hamza Hamzaoğlu ile yeniden takımın en önemli parçaları olmuşlardı.

Şimdilik konjonktüre bakılarak, Selçuk’un yedeğe çekilmesi onun adına da faydalı olacaktır. Ama formunda bir Selçuk’un takım için çok faydalı olacağını ve onun takım kaptanı olarak sahip çıkılması gereken bir figür olduğunu hatırlatmak isterim. Bizim oyuncularımıza bu şekilde hakaret ederek onları demoralize etmemiz en çok rakip kuşları sevindirecektir. Bunun unutulmaması gerekmektedir.

Önümüzde net bir örnek olarak, Diego Ribas’ın taraftarı tarafından itin g.tüne sokulduktan sonra Brezilya’da 2 maç 2 gol 2 asist yapması olarak görebiliriz. Selçuk yeniden takım için faydalı işler yapabilir. Yaşı biraz geçmeye başladı, fiziği 12 Km koşmayı kaldırmıyor, o ayrı mesele. 60. Dk’da kenardan girecek bir Selçuk da iş yapabilir. Zaten en kısa zamanda Çin’e satılması gerektiğiyle ilgili herkes mutabıktır. Benim söylemek istediğim, bu futbolcu kadromuzda kaldığı sürece ondan maximum verimi alabilmek.

Kadro ile ilgili konuya gelirsek, bu yıl gerçekten iyi ve yırtıcı bir kadro kurduk. Bunun için başkana ve Nazifoğluna ayrıca teşekkür etmek lazım.

Bu sezon için ana plan rakibi ilk 30 dk’da bitirmek olmalıdır. Anadolu takımlarına karşı sahamızda 4-4-2, deplasmanda 4-2-3-1 iyi bir taktik dizilişi olacaktır. İleride oynayan oyuncularımızın hepsinin teknik kapasitesi yüksek. Mental eksiklikleri olanlar var sadece. İleride yana pas yerine 2’ye 1 lerle ve tek paslarla (Akhisar maçındaki gibi) ceza sahasına sokacağımız forvetlerimizle (eren-sigthorsson-bruma-podolski biçilmiş kaftan) çok can yakabiliriz.

Bizim takımın en büyük problemi en uç ve en geri arasındaki mesafe uzunluğu. Tolga ve De Jong’un bu konuda takımı ileride basmaya sevk etmesi lazım. Ayrıca topu kaybettiğimiz an 3 kişiyle 30 sn baskı yapacak kadar güce kavuşsa takım, yenemeyeceğimiz rakip kalmaz.

Bu yıl takımımızın iyi ve kötü zamanlarında yanında olmalıyız, çünkü rakipler gittikçe zorlaşıyor. Derbilere ek olarak, Rize, Karabük, Konya, Bursa, Başakşehir bela takımlar gibi gözüküyor. Kayserispor’un bile neler yaşattığını gördük feneve.

Son olarak herkes gibi ben de gönlümde yatan kadroyu paylaşayım:

(4-2-3-1) Muslera – Cavanda – Serdar Aziz – Chedjou – Carole – De Jong – Tolga – Sneijder – Podolski – Bruma Eren

(4-4-2) Muslera – Cavanda – Serdar Aziz – Chedjou – Carole – De Jong – Sneijder – Podolski – Bruma – Eren – Sightorsson

(Türkiye Kupası) Cenk – Sabri – (A2 Takım Genç) – Semih – Hakan Balta – Selçuk – Hamit – Jouse – Yasin – Sinan - Sightorsson