Dünya üzerindeki tüm renkdaşlarıma kucak dolusu selamlar, herkese iyi haftalar.

Sevgili webaslan okurları, yeni hocamızla alınan ilk galibiyetin ardından ligde birbirinden önemli üç maç ve Avrupa Ligi bileti için salı günü oynacağımız bir maç var önümüzde. Öncelikle Galatasaray'ın beşiktaşı yenmek dışında bir seçeneği yok. Süper Lig'de her şey 2-3 haftada değişebiliyor, bunu defalarca gördük. Ancak bu değişimin lehimize olması için rakiplerimizin her puan kaybında onlara biraz daha yaklaşmamız gerekiyor. Kalan derbiler başlı başına birer fırsat. Gerekeni yapmak lazım.

Denizli etkisi

Bursaspor maçında alınan üç puan bizim "yarışta ben de varım"deyişimizdi. Eğer sıkıntılı bir sonuçla ayrılsaydık zaten kaynamakta olan kazan taşacaktı. Galatasaray mükemmel oynamadığı bir maçtan güzel bir skorla galip ayrıldı. Maçın ilk yarısında Bursa golü bulsa şaşırmazdım. Defansımızın error verdiği dakikalar yine yaşandı. Cimbom asıl toparlanmayı maçın 60. dakikasından sonra gerçekleştirdi. Denizli'nin Bilal'i oyuna sokmasından sonra ortasaha hakimiyetini tamamen ele geçirdik. "Son yirmi dakikayı sıkıntılı mı geçireceğiz?" derken, Podolski kalitesini konuşturdu ve rahatladık. Arkası da çorap söküğü gibi geldi. Tartışmasız, maçın yıldızı Lukas Podolski oldu. Galatasaray'da en olumlu şey takımın çok koşması ve yakın oynaması oldu. Haftalardır ortada olan gerçek de buydu zaten: yakın oynarsak, önde basarsak, çabuk dönersek, hücumcular defansa yardım ederse Galatasaray kazanan taraf olur. Zira Galatasaray'ın oyuncu profili dar, kadro derinliği yok. Hamzaoğlu döneminde olduğu gibi Denizli'nin de eldeki malzemeyle takıma oynatabileceği oyun belli (en azından devre arasına kadar). Son maçta Yasin oyundan çıktığı dakikaya kadar sahanın en çok koşan ismiydi ve hücum bölgesinde rakibe kurduğu baskı çok önemliydi. Keza Podolski de müdafaaya hiç yapmadığı kadar çok katkı verdi. Hiç şüphesiz tüm bunlar "Denizli etkisi" idi. Tabiri caizse Mustafa Hoca eli maşalı bir hoca tipi, oyunculara yaptığı uyarılara olumlu karşılık almazsa gerekeni yapmayı bilir. Takımın başında ilk galibiyetini alan Denizli devre arasına kadar takımı kenetleyerek, en az Bursa maçındaki kadar koşturarak, oyuna doğru müdahaleler yaparak kurtarıcı olma yolunda ilk büyük adımını atabilir.

Sabri'ye de bir parantez açmak lazım. Maç günü sözleşmesi Galatasaray lehine tadil edilen Sabri taraftarımızca yuhalandı, ıslıklandı. Açıkçası ben maç oynanırken taraftarın kendi oyuncusunu ıslıklamasında bir bir yarar görmüyorum. Aksine bu durum tek bir oyuncuyu değil takımın genelini üzüyor. Hepimizin de izlediği üzere Sabri Bursa maçında iki gole doğrudan katkı yaptı, tüm tepkilere rağmen işini yapmaya çalışması onun profesyonelliğinin bir göstergesidir. Sabri yeterlidir, yetersizdir bunu tartışabiliriz, gönderilmesini de temenni edebiliriz fakat Galatasaray çocuğunu tribünlerde linç etmek yakışık alan bir hareket değil bence. Sabri de golden sonra hırsla taraftara tepki verdi. Bu durumların yaşanmasına ne gerek vardı anlayamıyorum.

Avrupa Ligi bileti için 90 dakika

Salı akşamı oynanacak maç en azından başladığı skorla biterse yolumuza Kupa-2'de devam edeceğiz. Galatasaray Şampiyonlar Ligi serüvenini galibiyetle kapatmalı. Rakibimizin tek seçeneği bu maçı kazanmak. Astana bu maçta bir gol bulup "Çanakkale geçilmez" defansı yapmaya çalışacaktır. Cimbom yetenekli ayaklarıyla ve disiplinli bir oyunla Avrupa ligi biletini Astana'ya kaptırmayacaktır. Salı gecesini huzurlu kapatacağımıza inanıyorum.

Mustafa Denizli'nin derbi sınavı

Galatasaray ve Mustafa Denizli için asıl sınav Beşiktaş maçı olacaktır. Olası bir Galatasaray galibiyeti puan farkını azalttığı gibi ihtiyaç duyduğumuz moral avantajını da bize getirecektir. Bursa maçındakinden daha iyi performans sergilememiz şart. Hocanın en iyi onbiri belirlemesi, takımın bütün hafta dersine çok iyi çalışması gerekiyor. Oyuncularımıza ve Denizli'ye başarılar diliyorum. Tüm zorlukları aştığımız ve 2016 Mayıs'ına olan inancımızın pekiştiği günler yaşamak ümidiyle...

Yüreği sarı-kırmızıyla çarpan yüce Galatasaray taraftarına saygılarımı sunuyorum.

Yücel Uğur Uçar