Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Sisteme göre değil hocaya göre oyun
 Ara
06
 2014

 Galatasaray...Baba’nın deyimiyle beraber bir halatı çekenlerin; Taçsız Kral’ın söylemiyle sevenlerini üzmeyi göze alamayanların; Taçlı Kral’ın sözleriyle ise ezeli rakibe gitmektense arkadaşlarının kramponlarını temizlemeyi kabul edenlerin takımı...1986’da gözlerimi açtığım şu fani Dünya’da hafızası Neuchatel maçıyla başlayan biri olarak 3 farklı yenilgilerden 2.maçta 5 golle tur atlamayı da gördüm; 3 yabancıyla Avrupa Şampiyonu olanları da...Yani anlaşılacağı üzere en şanslı nesil Galatasaray’lılardanım...

14 yıl şampiyon olamamış bir kadroyu izlememiş olsam da ailemdeki Galatasaray aşkını Fenerli bir babanın 14 sene şampiyon olamayan sarı-kırmızı renklerden koparamadığı bir annenin evladı olmamla örnekleyebilirim...

İşte böyle bir takımın taraftarı ve aşığı olarak son dönemlerde bazı şeylerden rahatsız olmamdır aslında beni nacizane bu yazıyı yazmaya iten...Kutsal parçalı formayı giymenin nasıl bir nimet olduğunu bilmeyen kendini bile bilmezlerden rahatsızım...Topa biraz iyi vurabildiği için 2 milyon euro kazanan ve formasının hakkını veremeyen değil vermeyenleredir serzenişim...

Fatih Terim’in 3.döneminde inanılmaz futbol oynayarak belki bizlerin bile Xavi, Ronaldo gibi yıldızlara benzedikleri hevesine kapılmamıza sebep olanların Mancini ve özellikle de Prandelli dönemlerindeki tam zıttı durumları sadece futbol yeteneği ya da formsuzlukla açıklanamayacak bir durumdur...Roberto Mancini zamanında aldıkları paraları hak eden gerçek Dünya Starları Drogba, Sneijder, Muslera ya da Melo gibi oyuncuların oynadıkları faydalı futbolun yanında aynı formayı giyen bazılarının!! Ani form düşüşleri gerçekten anormal bir durumdur. Özellikle Prandelli zamanında bu durumun ayyuka çıkma sebebi ise Prandelli’nin Mancini’ye nazaran daha yumuşak bir karaktere sahip olmasıdır...

Son dönemi taktiksel açıdan ele alırsak, Prandelli Mancini’nin aksine hücumu daha az düşünen, ancak yaptığı iyi savunma ve doğru çıkışlarla az ama öz hücum yapma düşüncesine sahip bir teknik adamdır. İtalya milli takımında Pirlo’nun yanına yerleştirdiği De Rossi, Marchisio gibi topsuz oyunda sert; toplu oyunda ayağına hakim adamlarla boşa pas yaparak değil doğru ve hızlı kısa paslarla hücuma çıkan sistemini Galatasaray ile uygulamak istemiş, fakat ne Yekta ne de Hamit’ten De Rossi ya da Marchisio olamayacağını anlayamamış;  en çok güvendiği futbolcusu Selçuk’tan en azından yerel ligimiz için bir Pirlo performansı alamamış ya da Selçuk bu performansı kasten vermemiştir!!!.

Savunmada ise bir türlü topla iyi oynayan bir stoper bulamadığı için Hakan Balta’yı zaman zaman stopere çekmiş, en azından biraz ayağı düzgün topu havaya dikmeyen bir oyuncu ile savunmadan oyun kurmayı amaçlamış fakat bu seferde savunmada başarılı olamamıştır.

Prandelli’nin en büyük hatası esnek düşünemeyerek elindeki kadroya göre taktik ayarlamaması, kafasındaki taktiği o taktiğe uymayan oyuncularla uygulamaya çalışmasıdır...Burada Selçuk’un aldığı tepkilerin kendi egosu yüzünden olduğunu, formunun taktikle ilgili olmadığını düşünüyorum, esas bu sistemde kaynayıp giden ve bana göre çok da haketmediği tepkiler alan Burak Yılmaz’dır. Sürekli Selçuk’u yoldan çıkarmakla suçlanan adamın aslında Selçuk tarafından etkilendiğini düşünüyorum...

Son 3-4 yılda 100’den fazla gole imza atan bir golcünün neden bu denli formunun düştüğünü anlamak için oynadığı sistemlere bakmak gerekir... Burak Yılmaz asla tek forvet oynayacak kapasitede değildir. Tüm bol gol attığı sezonlarda yanında mutlaka rakibi dağıtan bir Santrafor olduğu gerçeğini görmek gerekir. Trabzonda Umut ile, Galatasaray’da ise Drogba ya da Umut ile oynadığı dönemlerde attığı gollere bakmak ve düştüğü ofsayt sayılarının bile bugünden az olduğunu farkedebilmek bize Burak’ın aslında 2.forvet olarak serbest oynadığında başarılı olabildiğini göstermektedir. Hakan Şükür’süz bir Arif Erdem’in tek forvet oynadığını düşünebiliyor musunuz??? O sebeple Hamza Hoca’nın özellikle iç sahadaki maçlarda Umut hatta bazen Pandev’li bir çift forvet sistemini Burak’ın yanında kullanması Burak’ın performansını da gollerini de arttıracaktır...

Galatasaray taraftarının Burak’ın çabasını ve istekliliğini görmezden gelmesi ve savunma futbolunda hiç bir varlık göstermeyen!!! , hocaya göre top oynayan Selçuk, Yekta, Emre Çolak gibi adamlara prim vermesi gerçekten artık taraftarın nasıl kızgın olduğunu ispatlamaktadır...Özellikle Selçuk İnan benim de çok sevdiğim bir oyuncu olmasına rağmen, formsuz değildir hoca seçmektedir. Sene başından beri sıfıra inen tüm rakip kanat oyuncularının penaltı noktasına çevirdikleri toplarda yediğimiz golleri gözlerinizde canlandırın; Başakşehir maçında Mossoro’nun golleri veya Avrupa maçlarında yediğimiz bu tip goller savunmanın suçu değil Selçuk’un karşılıklı oynadığı rakip orta alanları takip etmemesindendir. Aynı Selçuk’un Eskişehir kupa maçında üstelik takım 10 kişiyken altı pas içinde Serdar Özkan’ı yakalayıp ayağından gol olmak üzereyken çaldığı top bize Selçuk’un formsuz ya da yeteneksiz değil aksine hocaya göre formunu arttırabilen çok zeki bir oyuncu!!! Olduğunu kanıtlamaktadır....Hamza Hoca ile yeniden eski Selçuk’u izlersek sene sonunda şampiyon olunsa bile ilk gidecek adam bu zihniyetteki Selçuk olmalıdır, zira Galatasaray; Baba’nın deyimiyle beraber bir halatı çekenlerin; Taçsız Kral’ın söylemiyle sevenlerini üzmeyi göze alamayanların; Taçlı Kral’ın sözleriyle ise ezeli rakibe gitmektense arkadaşlarının kramponlarını temizlemeyi kabul edenlerin takımıdır...

SAYGILAR SEVGİLER....





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2015
 
Temmuz (1)
  2014
  2013
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...