Makale Yaz
emre-cem-karaca
Bu haberi yazdır
Samsun maçının ardından; 2011 Galatasaray
 Eyl
19
 2011

Galatasaray Samsunspor maçı ardından kamuoyunda oluşan genel kanı “Galatasaray’ın 4-3-3 dizilişinde vasat bir futbol sergilerken, 70. dakikadan sonra Fatih Terim’in Elmander’i oyuna almasıyla 4-4-2’ye döndüğünde pozisyon zenginliğinin arttığı ve dolayısıyla galibiyetin geldiği” yönünde. Bu görüş, her ne kadar ilk bakışta doğru bir değerlendirme gibi gözükse de 2011 model Galatasaray’ı anlamak için daha derin bir inceleme yapmak gerektiği kanısındayım.

4-3-3 günümüz modern futbolunda çok yaygın kabul gören ve uygun futbolcular ile oynandığında beraberinde çok ciddi başarılar getiren bir diziliş. Ancak futbolun bir diğer klişesi olan “sisteme göre oyuncu değil, elinizdeki oyunculara göre sistemi” de unutmamak gerek. Bu dizilişte Galatasaray’ın elindeki mevcut oyuncu kadrosu ile çok ciddi handikapları var.

Öncelikle 4-3-3 ortadaki üçlünün teknik kapasitesi yüksek ve oyunun her iki yönünü de oynayabilen oyunculardan kurulu olmasını gerektiriyor. Selçuk ve Melo her ne kadar bu görev için ideal oyuncular da olsa, üçüncü ismin eksikliği şu ana kadar Fatih Terim’i bu noktada Eboué ve Sabri’yi oynatmaya mecbur etti. Sonuçta, ikisi de sağ bekten devşirme bu oyuncular son iki maçta normal yeteneklerinin çok çok altında bir futbol ortaya koyabildiler.

İkinci bir sorun ise ileri üçlü. Öncelikle son iki maçta çok eleştiri alan bir Baros var. Baros bu dönem formsuz olabilir, geçen sen sakatlıklar dolayısıyla oynayamamış olabilir, son aldığı tekliflerden ötürü kafası karışık olabilir. Bunlar her futbolcunun başına gelebilecek ve mazur görülmesi gereken şeyler. İyi bir Baros’un da Galatasaray’la gol krallığı yaşadığını ve hala bu takımdaki en kariyerli golcü olduğunu unutmamak lazım.

Buradaki temel sıkıntı son iki senedir ileri üçlünün sağında ve solunda oynayan futbolcuların zaman zaman içeriye çapraz koşular yapmak yerine, sürekli kanatlara açılmayı tercih etmeleri ve bunun sonucunda Baros’un sürekli olarak kaleye sırtı dönük oynamak zorunda kalması. Elinizde Hakan Şükür gibi bir hücum oyuncusu varsa bu şekilde oynamasını tercih edebilirsiniz. Ancak Baros fizik olarak o kadar güçlü olmayan, fakat yüzü kaleye dönük olduğunda oldukça süratli ve çok başarılı bitirici vuruşları olan bir oyuncu. Kaldı ki Kazım ve Reira da futbol yetenekleri tartışılmaz olmakla beraber bu sistemin oyuncusu değiller. İkisi de zaman zaman içeriye çapraz koşullar yapmak yerine hep kanatlara kaçtıklarından Baros ileri uçta daha da yalnız kalıyor. Zaten genelde de Galatasaray atakları arkası dönük Baros’a yapılan fauller ile kesilerek son buluyor.

Bu kadar kaliteli oyuncu kendilerine en uygun olmayan mevkide oynayınca da Galatasaray istekli, çalışkan, topa sahip olan ama bir türlü pozisyon yaratamayan bir takım haline geliyor.

4-4-2 buna uygun çözüm mü derseniz, dünkü maçta da gördüğümüz bunun 2011 Galatasaray’a en uygun çözüm olduğu. İleride defansın arasına koşular yapan iki forvete Selçuk, Melo, Reira gibi kaliteli ayakların atacakları ara toplar, Samsun maçında Sercan, Elmander ikilisinin attığı ikinci gol gibi bu oyuncuların kendi aralarında birbirlerine hazırlayacağı pozisyonlar, kenardan gelecek ortalara iki forvetin farklı direklere yapacakları koşularla yaratacakları boşluklar bu sene Galatasaray’a çok gol kazandırır. Peki ya savunma derseniz onu da bir sonraki yazımda inceleyeceğim.

Son bir paragraf da hazırlık dönemi boyunca 4-3-3 dizilişini deneyen ve belki de bundan sonraki maçlarda da bu sistemi kullanacak olan Fatih Hoca’yı eleştirenlere… Unutmamak lazım takımdaki olumsuzluklar kadar olumlu yönler de Fatih Terim’in eseri. Ayrıca şu veya bu şekilde Galatasaray önceki senelere göre çok daha iyi yolda.  Şu aşamada bize düşen, hocaya da takıma da sonuna kadar güvenmek ve destek vermek olmalı. 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...