Makale Yaz
runforestrun
Bu haberi yazdır
10 Yıldır Özlediğimiz Sevgili
 Mar
16
 2013

 

30 Nisan 2011 akşamı, saat 22.00 civarında inönü stadyumundaki çıkış turnikelerinin önünde bekliyordum. Gözlerim dolu dolu idi, elimdeki sigarayı yakıp derin bir nefes çektim. Gözlerimin doluluğunun nedeni, o akşam deplasmana Beşiktaş'a karşı, 2 farklı kaybetmemiz, lig yarışında çok gerilerde kalmamız, ya da takımın oyunun umut vermemesi değildi. Bir zamanlar, avrupada yılın takımı seçilen bir ekibin, avrupanın hemen hemen bütün büyük kulüplerine karşı galibiyeti bulunan bir camianın, Ali Samiyen atmosferini yaşamış olan her futbolcunun sürekli anlattığı efsanevi taraftarın, bu konuma kadar gerilemesi, dalga geçilir, alay edilir bir hale gelmesi idi. Öyle ki, Galatasaray kelimesinin altında ezilecek olan, bir çok maskara adam, takımımıza dil uzatıyordu. Hayatımın en hüzünlü anlarından biri idi. Ve o hep beklediğimiz, 2000 yılı ruhu yansımasının hiç bir zaman gerçekleşmeyeceği düşüncesine kapıldım. 

Ancak, atladığım bir nokta vardı, bunu şimdi çok daha derinden anlıyorum. Büyük camiaların krizleri de büyük olurdu ve her talandan sonra, yepyeni bir başlangıç yapılırdı. Nitekim öyle oldu, doğrusu hatası bir yana, başarısız olmuş bir yönetim gitti, her zaman çok sevilen ve her zaman çok sevilecek olan, futbolculuğu efsanenin de üzerinde tanımlanabilecek, ancak başarısız olmuş teknik direktörümüz de ayrıldı. Amacını kaybetmiş, özgüvenini yitirmiş futbolcular da yollandı bir şekilde. Ve en doğru şekilde çözüldü bütün sorunlar teker teker. Hal böyle olunca da, bizimle dalga geçmeye çalışanları her maçta ezerek, sahalarında şampiyonluk kupasını aldık. Bu değişim, bir devrimden fazlası gibiydi. Yediği darbeler neticesinde, yere yığılan bir boksorün, kalkıp tüm konsantrasyonu ile rakibini darmadağın etmesi, en iyinin kim olduğunu göstermesi gibi bir şeydi. Galatasaray taraftarı, herşeyden çok memnun, Galatasaray takımı ise, ligde rakipsiz bir konumda idi. Ancak hala bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorduk, kuruluşunun amacında yattığı üzere, Galatasaray, yurdışında Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek durumunda idi. Tıpkı 2000 yılında yaptığı gibi. 

Bugün, 16 Mart 2013, 2 yıldan daha kısa bir sürede, Galatasaray, bir daha asla olmaz dediğimiz şeylerin hepsini teker teker başardı. Gözlerimdeki yaşın sebebi, üzüntü ve pişmanlık değil artık, Galatasarayımızın kazandığı başarılar ve hak ettiği yere geri dönmesidir. Ancak bu da yeterli değil elbette, yeterli dediğimiz zaman kaybediyoruz. 2000 yılında yaşadığımız tam olarak buydu. UEFA kupası bize yetmişti sanki. Ama bu sefer öyle değil, bu sefer bir kez buluşup, 10 yıl boyunca özlemini çekeceğimiz bir sevgili gibi bırakamayacak bizi bu başarı. Eminim ki, kararlı yapısı ile, hepimizin güvenini kazanmış bir yönetim, Adı söylenildiğinde şüphe duyulması bile saçma olan, sahanın kenarında bile oturması yeterli olan bir teknik direktör ve hepsi birbirinden daha değerli Aslan yürekli futbolcularımız, buna izin vermeyecekler! 

Şimdi önümüzde, Real Madrid gibi bir dev var. Kazanılıp kaybedileceği konusunda yorum yapılabilir ama yoruma yer olmayan bir nokta var. O da, Galatasaray'ın bu sene bir tarih yazdığı ve bu maçta da çıkıp aslanlar gibi savaşacağı gerçeğidir. Ben hepsine abim, kardeşim gibi güveniyorum, onlardan tek ricam ise, bu başarılarımız, tatlı bir anı olarak kalmasın geçmişte, hep daim olsun! Bir 10 yıl beklemeye dermanımız yetmeyebilir. O sevgili gitmesin artık, hep bizimle olsun.

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2013
  2012
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...