Makale Yaz
concalir
Bu haberi yazdır
Hoşçakal Ostrava'nın Maradona'sı
 Şub
13
 2013

 

Portekiz'de 2004 yılında düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonasında Nedved'li, Poborsky'li, Smicer'li, Ujfalusi'li kadrosu ile üçüncülüğü yakalayan Çek milli takımında dev forvet Jan Koller'in yanında uzun saçları, hızı ve düzgün gol vuruşlarıyla bir forvet çok dikkatimi çekmişti. Numarası 15, formasında yazan isim ise Baros'tu. O turnuvada attığı beş golle gol kralı olup "Altın Ayakkabı" ödülünü de alınca bilgisayar oyunlarında favori takımım Liverpool, futbolcum ise Milan Baros olmuştu.

                  Liverpool'da  oldukça başarılı bir kariyer geçiren ve İstanbul'da unutulmaz bir final maçı sonrası Şampiyonlar Ligi kupasını da kaldıran Baros'un  Anfiel Road'dan sonraki adresi Villa Park oluyordu. Aston Villa kulübü oyuncu için ciddi bir para ödüyor fakat özellikle ikinci sezonunda beklediği verimi alamayınca Lyon'a satıyordu. Orada da başını Stephane M'bia'ya yaptığı ırkçı hareketlerle derde sokan Baros, tekrar adanın yolunu tutarak Porstmouth'a kiralanıyor. Burada hiç gol atamayıp, taraftarlarca benimsenememesine rağmen takımın FA Cup'ı kazandığı kadroda yer alıyor.

                 Fakat kazanılan bu kupa Baros'un bonservisinin alınmasına yetmiyor ve oyuncunun yeni forma rengi sarı-kırmızı oluyordu. 2008'in Ağustos ayında, belki de çok değil 3-4 yıl önce hayranı olduğum futbolcu, aşığı olduğum takımın kadrosuna dahil oluyor ve bu beni hayli heyecanlandırıyordu.

                 Yaşadığım heyecanı iki maçta Bellinzona ve Kocaelispor ağlarını toplamda 4 kez sarsarak ikiye katlayan Baros, sezonu 20 golle gol kralı olarak kapatıyordu. Bu durumda taraftarın sevgilisi olması ve adına besteler yazılması da kaçınılmaz oluyordu. Özellikle ilk iki sezonundaki hırsı, fizik yapısı ve golün her türlüsünü atabileceğini gösteren yeteneği, herkese bu takımda yıllarca forma giyeceğini düşündürüyordu. Diğer yıllarında sırasıyla 11, 9 ve 9 gol atan Baros'un şampiyonluğu ise en az forma şansı bulduğu son yılında yakalaması, belki de Galatasaray'a şansız bir dönemde geldiğini düşünüdürmüyor değil.

                Bir Fenerbahçe derbisinde ayağı kırıldıktan sonra bir türlü eski formunu yakalayamayan Baros'un, belki sözleşme yeniledikten sonra alacağı parayı garanti etmesi, belki de yaşının ilerlemesinin performansına etkisinden midir bilinmez artık saha içinde rakipleriyle ve hakemlerle futboldan daha fazla ilgilenmesi onun gözden düşmesine neden oluyordu. Fatih Terim tarafından bir kaç kez affedilmesine rağmen bu sezonun kadrosunda düşünülmeyen Milan Baros bir yıla yakın bir istirahatten sonra eski kulübü Banik Ostrava'ya yeniden döndü.

               Bizlere şimdiye kadar yaşattığı onca gol sevinci ve hala bile aklıma gelen "

Milan, Milan Baros" tezahuratları için teşekkür ederim. Hoşçakal büyük golcü, hoşçakal Ostrava'nın Maradona'sı...

 





Etiketler : Milan Baros
Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...