Başlıktaki soru birbirinden bağımsız iki değişkenin bir araya getirilmesi gibi düşünülebilir. Fakat konu futbol olunca bağımsız parametrelerin varlığı, sonucu bariz etkiliyor. Neyse biz konumuza dönelim...

Fatih Terim 1996 yılında teknik direktör olarak takımın başına geldi ve 2000 yılına kadar 4 sene bizlere Galatasaray'ın altın çağını yaşattı. Hâlâ da bu başarı aşılabilmiş değil. Lakin unutulmamalı ki Terim'in en büyük şansı Sepp Piontek gibi bir Alman futbol dehasının yanında çalışmak idi.Bu büyük futbol adamından aldığı dersler  üzerine, Fatih Terim'in Allah vergisi olan antranör yeteneği de eklenince Galatasaray Avrupa kupası kazanabilecek seviyelere kadar yükseldi. Ayrıca bu başarıdan milli takım da faydalandı ve o kadro tarihte ilk defa Türkiye'yi Dünya Kupası'nda üçüncülüğe kadar yükseltti.

Bu kısa hatırlatmadan sonra konu başlığımıza geçebiliriz. Zira verdiğim bu Piontek-Terim ilişkisi az yoğunlukta da olsa Terim-Hamzaoğlu arasında da mevcut. En başta Hamza Hoca bir Galatasaray taraftarı ve tıpkı Terim gibi belli dönem bu takımın formasını da giydi. Diğer bir benzerlik ise Fatih Terim nasıl Piontek gibi usta birinin yanında pişmiş ve dünyada elit hoca seviye tırmanmışsa, Hamzaoğlu da Fatih Terim gibi bir futbol dehası yanında çalıştı. Yani ondan hem futbol adına çok şey öğrendi, hem de Galatasaray'ın işleyişi hakkında  bolca nasihatler,telkinler aldığını düşünüyorum. 

Sonuç olarak yeni yönetimi Hamza Hamzaoğlu tercihinden dolayı tebrik ediyorum. Bu konjonktürde görevlendirilecek en iyi antrönörü getirdiler diye düşünüyorum. Ve camiamız,taraftarımız biraz sabırlı olur, Hamza Hocaya tölerans sağlarlarsa uzun yıllar başarıdan başarıya koşacağımıza yürekten inanıyorum.