Bir önceki makalemde takımımızın Prandelli'nin oynatmak istediği, 4-2-3-1 sistemine uygun oyunculardan kurulu olmadığını belirtmiştim...

İleride Huntelar, Drogba tarzı, top tutabilen, kanatlarda Farfan, Campel tarzı, hızlı gidip-gelen, ortasahada Draxler, tarzı güçlü, hızlı düşünen ve pas verebilen oyuncularınız yoksa bu sistem sizi basit, sıradan bir Anadolu takımına dönüştürür...Oynadığımız süper kupa maçı tam da bunun tesciliydi...Maç boyunca sadece rakip ataklarını karşıladık...

Ancak Prandelli geldiği günden beri ve süper kupa finali sonrası demeçlerine bakarsak bu sistemde ısrarlı...Lucescu ve Feldkamp istisna olmak üzere yabancı hocaları türk hocalardan ayıran en önemli fark bu bence...Adamlar Nuh diyor Peygamber demiyor...Olmayacak elbiseyi olmayacak bedene giydirmeye çalışıyorlar. 

Rijkard da hatırlarsanız Hollanda ekolu denen 4-3-3 elbisesini Servet, Mustafa sarp gibi oyuncularla ısrarla takımımıza giydirmeye çalıştı ve hüsrana uğradı...

Bence beğenmediğimiz Mancini bile arayışları sonucu takıma uygun bazı şablonlar bulmuştu, zaman zaman pozitif futbol oynatmıştı...Onun sorunu kadro istikrarını yakalayamamasıydı.

Türk hocalar ise daha esnek ve yeniliklere açıklar...Bazı spor programlarında yorumcu olarak  dinlediğim Hikmet Karaman ve Bülent Korkmaz Galatasaray'ın 4-4-2 sistemini şahane uygulayacak bir takım olduğunu hep vurguladılar...Ama yabancılar bunu görmek istemiyor...Umarım Prandelli bizi yanıltır.

Maçı kısaca değerlendirecek olursak ilk geldiği sezonu mumla aratan Selçuk; hem hücumda hem savunmada oyunu yavaşlatan faktör olarak öne çıktı, etrafında 360 derece dönmeden pas atamıyor, oluşan boşluklara pas atmak varken, rakibin yerleşmesine katkıda bulunuyor. Yasin; Galatasaray'ın oyuncusu mu tartışılır. Telles; geldiği günden beri bence aradığımız sol bek değil, olmayacak da.Veysel; belli bir standardı aşamıyor. Olcan; Muslera ile birlikte takımın reaksiyon gösteren tek oyuncusuydu ancak o da efektif değil...Burak; çok koştu, mücadele etti ancak bu sistem ona uygun değil, Sneider; ver kaç yapacağı, çabuk düşünen oyunculardan yoksun ne yapsın? Bruma; kendini bir türlü geliştiremedi...

Böyle oyuncu yapınız ve hocanızın yanlış diziliş tercihi varsa, final maçındaki gibi, ne kanatları kullanabilirsiniz, ne savunmayı organize edebilirsiniz, ne de hücümda etkili olabilirsiniz..Rakip futbolun tüm doğrularını maalesef gözümüzün içine baka baka bize gösterdi...Eğer Emre çıkmasaydı ve Webo'yu oyuna alsalardı emin olun bizi Muslera bile kurtaramazdı...Bu mantaliteyle takımımız beraberlik takımı olur ve geri düştüğü hiçbir maçı çeviremez...

Bu yıl bu faktörler yanında yabancı kuralı epey başımızı ağrıtacak gibi duruyor, özellikle oyuncu değişikliklerinde Chejdu ve Telles'in garanti oynayacağı düşünüldüğünde, Sneijder oyundan alınacak ilk oyuncu olacak, bu da ileride oyuncuda huzursuzluk yaratacak...Diğer türlü Chejdu veya Telles'i oyundan alıp yeni yabancı sokacaksanız, 2 oyuncu hakkınızı birden kullanmış gibi olacaksınız...Mesela Bruma oyuna girecekse Chejdunun yerine Koray veya Gökhan'ı  Telles'in yerine Hakan'ı almak zorunda kalacaksınız...

Yönetimin Fatih hocanın gönderilmesinden sonra yaptığı bir sürü yanlış transferleri de maddi açıdan ve oyuncular açısından sorun teşkil ediyor, aldığımız oyunculara şans vermeden yenisinin peşine düşmek bizi daha da zarara uğratacak...Koray G., Umut G., E. Çolak, Furkan bu çocuklar daha çok şans bulmalı...Sonra söyleyeceğimi baştan söyleyecek olursam bu takım Gökhan Zan, Eboue ve Sabri'ye de muhtaç kalacak gibi duruyor...

Karamsar bir tablo çizgiğimin farkındayım ancak realite zamanından çok erken ortaya çıkmaya başladı..Özetle işimiz çok zor, yeni transferler de doğru ilaç olmayabilir...maalesef 4. yıldız çok uzaktan parlıyor...