Arkadaşlar..

Ben kısa keseceğim.

Artık başkandan ümidimi kesmeye ve de sıkılmaya başladım.

Her gün yeni bir dedikodu-her gün yeni ama arkası gelmeyen konuşmalar, demeçler.

Ne yapıldığı yada ne yapılacağı belli olmayan hareketler, ordan oraya koşuşturmalar.

Rakiplerin en kötü zamanlarında bile kendimizi düze çıkaramadık.

Ve durup dururken ast-üst, eleman-patron gibi suni gündemler yaratarak kendi tekerimize çomak sokup egolarımızı tatmin için GS mizi bir belirsizliğin içine attık.

En iyi yaptığımız şey sidik yarışı..

Kurumsallaşma desen tam bir fiyasko.

İş bilen adamlar yerine ahbap-çavuş ve sonunda yeni Ribery olayları..

Her halde Avrupa görmüş ve de halen orada yaşayan başkan GS mizi kendi şirketleri ile karıştımaya yada GS mizi kendi şirketlerinden biri gibi görmeye başladı..

Eğer başımıza seçtiğimiz Avrupa görmüş başkan böyle ise ya diğerleri nasıl olur ?

Atıp-tutmakla, konuşmakla bu işler olmuyor.

Öncelikle tutarlı olacaksın.

GS başkanı olarak gittiğin yerde ve konuşmalarında bir ağırlığın olacak. Ancak bizim başkan gittikçe ağırlığını yitirmeye başladı.

Ve en tehlikelisi " her şeye atlamaya.."..

Geldiğinde " ben bu futbol işlerinden anlamam o işi ehline bırakacağın " diyen kişi şimdilerde hoca seçiminden topçu alımına kadar her işe karışmaya başladı aynen şirketlerine eleman alımında yapıldığı gibi " mülakat yapmadan kimseyi almam " diyerekten.

Umarım başkan kendisine trübünlerden hoşa gitmeyen uğultular yükselmeden GS mizi bırakır..

Ama geldiğinde dediği gibi " düzlükte.." ..

Çukurda ve karmaşanın içinde değil. borç batağında değil.

Şu anda sadece umutlu olmak istiyorum..etraf ne kadar bulutlu olsa da.

Bakalım bu başkanı nasıl anacağız..

Ve ne kadar arayacağız..

İnşallah, görevi bitene kadar, hiç olmaz ise bundan sonra o da gereği gibi hareket eder ve arkasına teneke bağlanmasını istemez elbette..