Futbol , onbirerden iki takımın topla oynadığı  ve tarhi Asya Hunlarına kadar dayanan muhteşem bir oluşumdur. Ayrıca futbol , futboldan anlamayanların yönettiği taraftarların cefası oyuncuların ve patronların sefa çektiği bir endüstriyel alan olarak ta tarif edilebilir. Almanların muhteşem oynayıp sonunda İngilizlerin ve İspanyolların kazandığı bir oyundur.Türkiye'de  de Anadolu takımlarının oynayıp sonunda İstanbul takımlarının kazanması olarak ta adlandırılabilir. Bukadar fazla anlamı olan çok heyecan yaşanan ve aylık asgari ücretle geçinmeye çalışan futbolseverin dahi " Ya ver abi 10 milyon euro al Sneijder'i " diyebileceği bir alandır. İnsanın egosunu tatmin etmenin en iyi yoludur. Takımı başarılı olan birinin ertesi güne başlayışı veya takımı başarısız olan birisinin ertesi gün işe dahi gitmek istememesi bunun en açık örneğidir.


Her konuda olduğu gibi futbolda da yalnız olan Türkiye'mizde de , Franklin Edmunda Rijkaard , Vicente Del Bosque , Luis Aragones , Joahcim Löw , Guus Hiddink gibi şuan dünyanın en elit kategorisinde bulunan teknik direktörler çalıştı ve bu isimlerin futboldan anlamadığını söyleyen duayenler(!)  oldu. Yeni bir yola girmesi gereken Türk Futbolu şuan ki yolunu değiştirmesi gerekirken sürekli şoför değiştiryor. Bunun sonucunda da bizim 2000 - 2001 yıllarında Galatasaray'ın 2008 yılında Fenerbahçe'nin , 2002 ve 2008 yıllarında da milli takımımızın başarılarıyla övünmekten başka birşey kalmıyor üstelik bu saydığım başarıların sonunda da sadece 2 kupa var. Ne mutlu bize(!)


Olur ya birgün dünya derbisi(!) diye tabir edilen GS-FB maçları enazından Avrupa derbisi olarak adlandırılırsa işte ogün bu başarılara bir yenisi daha eklenmiş olacak .Dikkat edin bizim başarılı olduğumuz dönemde futbol bukadar ENDÜSTRİYELLEŞMEMİŞTİ!!!  Uzun lafın kısası endüstriyel futbola Karşıyız ULTRAS'ın yanındayız arkadaş!!!