Herr Grüne Kravatte (*)

Bu sezonla beraber son 7 sezonun 3’ünde ligin 33. haftası İnönü deplasmanına çıkacak takımımız..Hafızalarımızı tazeleyecek olursak 2002-03 sezonunda yenilerek İnönü’yü terk etmiş ve Beşiktaş’ın son kez şampiyon olmasını alkışlamıştık..3 sezon önce ise Hasan Kabze’nin yarattığı mucize hemen ertesi hafta daha da büyüyerek “alnımızın hakkı” olan şampiyonluğu getirivermişti bize..Kaderin cilvesi yine aynı sezon şampiyonluğa oynayan(!) diğer bir takımın Anadolu’nun köklü kulüplerinden birine karşı deplasmanda “elle” gol atarak “bisiklet pistinin ortasındaki sahadan “3” puanla dönmesi idi..Bu filmi biz görmüştük demekten biz bıktık; onlar başrol oyuncularını değiştirerek sahnelemekten bıkmadılar...Bu noktada dileğim 2004-2005 sezonundan beri olduğu gibi bu sene de “ligin sonunda gerçekten hakettiğine” ulaşmasıdır.

 

Lige verilecek aradan önceki son virajı dönmemiz ve sezonun ikinci yarısının ilk haftasından itibaren “liderlik” koltuğuna oturabilmemizi sağlaması açısından çok önemli bir galibiyet aldı takımımız Beşiktaş karşısında..6 sezon önce bizi yine bir Aralık akşamı dünküne benzer yağmurlu bir havada İbrahim Üzülmez’in Emre Aşık’ı çalışlayarak sağ ayakla attığı golle 1-0 yenerek sezon sonundaki şampiyonluk yolunda en önemli engeli aşan rakibimiz dün aynı “İbrahim’e” çok ama çok ihtiyaç duydu..Belki de 2 takım arasındaki farkı en iyi anlatan nokta; rakibimizin kendi seyircisi taraından bile çok sık eleştirilen bir emektar oyuncusunu bile mumla arıyorken, bizim Baros’la, Lincoln’le Arda ile Onların yaratamayacakları bir futbol resilati sunmamız idi..

(*) Bay yeşil kravat

Diğer derbide ne olursa olsun yükselen ve bir türlü azalmaya başlayaman yüksek tansiyondan ziyade daha centilmen bir ortamda geçmesini diliyor insan Beşiktaş maçlarının..Maçtan önce “Dünya Şampiyonu Engelsiz Aslanlar” Eski Açık’ın önünden tribünleri selamlamaya çıktıklarında Beşiktaş’lı taraftarların hep bir ağızdan “Helal olsun size, helal” diye tezahürat yapmaları inanın futbol ve centilmenlik adına beni çok mutlu etti sevgili okurlar..

Skibbe aslanlarını sahaya aynı dizilişle çıkarırken yine uğurlu yeşil kravatını takmış idi.. İnanın taktiğimiz; çoğu basın organında yer aldığı gibi gibi Denizli’nin bize 20 yıl önce oynattığı 3-5-2 değil..Çift forvetten ödün vermeden Lincoln’ü ve Arda’yı daha etkin kullanmamıza yol açan bir sistem oynadığımız..Dün aksayan tek yön diziliş gereği sağ kanatta tek başına görev yapan Barış’ta idi, dün bilhassa maçın ilk yarım saatinde defansif anlamda hatalar yaptı Barış..Rakip o bölgede Seric’le çoğalamazken, Denizli Tello’yu o bölgeye kaydırmayı düşünemeyince rakip bize üstünlük sağlayabileceği tek avantajı bile kullanamamış oldu..

Gençlerbirliği maçında yapamadığımız “Arda’yı etkin bir şekilde topla buluşturma”yı etkin yaptıkça Arda’da döktürmeye başladı ve çoğu pozisyonda rakibin en az 2 oyuncusunu oyundan düşürerek rakip sahada çoğalmamızı sağladı..Rakip zaten 5’li defansı tercih etmiş olduğundan dolayı orta sahada bir türlü çoğalamadı ve göbekteki Ayhan- M.Topal ikilisine karşı koyamadı ve “üstün” bir oyundan sonra ezeli rakibimizi “haklı” bir şekilde yendik...
 
2008’e bu güzel galibiyetle “veda” etmemizin 2009’un bilhassa ilk 5 ayında yaşayabileceğimiz büyük başarıların ön sinyalleri olduğunu düşünüyorum..
 
Saygı ve sevgilerimle,

Ant İpek.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın