"Seyrantepe bizimdir"

 

Fanatik
Galatasaray'ın başarılı yöneticisi Refik Arkan gelecek için taraftarlara önemli ve ilginç mesajlar verdi. İşte Arkan'ın özellikle Seyrantepe konusunda yaptığı açıklamalar:

* Bu arazi gündeminize nereden girdi Sayın Arkan?
- Seyrantepe süreci 19 Mayıs 2004 tarihinde Galatasaray’ın talebi ve devlet büyüklerimizin vermiş olduğu kararla başladı. İlk tasarlanan, Seyrantepe’nin stad olarak kullanılması, Ali Sami Yen’in ise sportif amaçlı bir toplantı ve kongre merkezi olarak değerlendirilmesiydi. Bu da Seyrantepe Arazisi’ndeki inşaatın tamamlanmasından sonraki projeydi. Yani Ali Sami Yen Stadı'nda maçlarımızı oynayıp, stat inşaatı bittikten sonra Seyrantepe’de karşılaşmalarımıza devam edip Ali Sami Yen merkezine başlayacaktık.

Bu tapunun alınması ilk olarak 7 Eylül 2004 tarihinde Maliye Bakanımız’ın onayıyla oldu. O tarihe kadar geçen süreç görüşmelerle geçti. 7 Eylül’de İstanbul’da gelen yazı, Şişli Tapu Sicil Müdürlüğü’ne geldiğimizde Tapu Sicil Muhafızı Maliye Bakanı’ndan gelen yazının içinde kanunun emredici hükümlerine uyum olmayan bir iki ifadeden dolayı işlem yapılamayacağını söyledi.

* Gerçek bu değil mi, çünkü üzerinde çok tartışıldı size ithamlarda bulunuldu.
- Hepsini belgeleyebilirim.

* Tabi Sayın Arkan, benim endişem yok zaten.
- Bilahare tapunun kendi bir üst kurulu var Sultanahmet’te, oraya bu sorunları intikal ettirdik. Kurul, İstanbul’daki Tapu Sicil Muhafızları’ndan oluşuyor. Bir araya geldiler, Şişli Tapu Sicil Muhafızı’nın söylediği kanuna uyum sağlamayan hususları değerlendirdiler ve bunları şöyle bunları da böyle halletmen lazım. Bunları da halledemezsen düzeltilmesi gerekir gibi açıklamalar yaptılar. Aldık elimize dosyaları Maliye Bakanlığı’na gittik Ankara’ya.

* Ne kadar zahmetli işler böyle...
- Konuşması kolay işte. Bir de işin ilginç yanı problemi hallettikten sonra sanki hiçbir şey yokmuş, bu kadar uğraşmamışsınız gibi oluyor.

* Neyse lafınızı bölmüştüm özür dilerim...
- Bakanlıkta düzelttirdik ve tekrar İstanbul’a geldik ve 14 Ekim tarihinde Seyrantepe tapusunu aldık.

* Hayırlı olsun efendim...
- Olacağına inancım tam. “İrtifa hakkı” tapusunu aldıktan sonra yapılması gereken şey, arazinin vaziyet planı ve değerlendirilmesiyle ilgili kısım.

* Sayın Arkan yine lafınızı keseceğim ama hani siz “istifa” sözü vermiştiniz oraya gelecek misiniz?
- Geliyorum tabi merak etme. Daha var oraya.

‘Galatasaray el atınca, değerlendi!’

* Tamam, hani ben gazeteci olarak görevimi yapayım da.
- Bize bazı kooperatiflerin müracaatı oldu birlikte araziyi değerlendirelim, satın alalım diye. Bunun görüşmelerini yaptık ve ne olursa olsun sonunda, ister Galatasaray’a satın alma yoluyla ister üst kullanım hakkı şeklinde bu arazi üzerinde tasarrufta bulunulacaksa, her türlü imar çalışmasından sonra belli yerlerin kamuya terki gerekiyor. Yani yolların, okul, cami, hastane yerinin terki gerekiyor. Bu yetkiyi geçen sene 11 Aralık 2004’teki genel kurulda aldık. Yani imar durumu için, oradaki terklerin iadesi için yetki istedik ve aldık.

Hep aralık ayına denk geldiği için söylüyorum, o tarihte ihale açılmış olsaydı daha düşük bedelle ihale yapılacaktı. İhale onay tarihi 1 Ocak 2005 oldu. Yer değer tespiti yapıldı. 65 trilyondan ihaleye çıkmıştı. Evvelce de 2-3 kez ihaleye çıktı alan olmadı. Ne zaman ki Galatasaray ilgilendi şimdi herkes şu kadar milyon dolar ver, bu kadar ver dedi. Ama üç kez ihaleden ses çıkmamış. İhale 25 Şubat tarihinde ihaleye katılındı ve ertelendi. Ertelenme gerekçesi imar durumunun belirlendikten sonra ihaleye çıkılması. Ben de oradaydım.

* Evet Fenerbahçe Kulüp Müdürü Serkan Acar da oradaymış...
- Defterdarlık da oradaydı ama bu araziyle ilgisi yoktu. İhalenin iptal gerekçesi elimde. Sonra tekrardan durum değerlendirilmesi yapıldı ve plan çalışması için Bayındırlık Bakanlığı’na gidildi. Bakanlık Şişli ve İstanbul Belediyesi’ne bazı yazılar yazdı. Bunlar yasal prosedürler. Cevabının gelmesini beklemeleri lazım. Bunlar tamamlandı, sonra Galatasaray Kulübü olarak bize düşen ne varsa hazırlayıp ilgili mercilere verdik. Ondan sonra takdir devletindir. İhale tarihi belirlerler ve ihaleyi açarlar. Onu devlet bilir.

‘İstifa etmedim çünkü...’

* Galiba “istifanıza” geldik.
- Evet şimdi geldik. Bakın ben o Galatasaray Kulübü’nün hazırlaması gereken evrakları, yani bana ait tüm sorumlulukları, 15 Mayıs 2005 tarihinde devlete teslim etmem gereken her şeyi teslim edeceğime dair sözü verdim. Tamamlayamazsam istifa ederim dedim. Tamamladım verdim ama ihaleyi açacak olan ben değilim, devlet. Maliye Bakanlığı da o tarihten sonra ihaleyi açmayı uygun görmedi. Bayındırlık Bakanlığı’ndan planlar geldi askıya çıktı ve bu aşamada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’ın burada bir hastane ile ilgili kısmın büyütülmesi talebi oldu. Kendisiyle bu konu en az iki üç defa görüşüldü. Hatta birkaç defasında da Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ın da Başkanımız Özhan Canaydın’a bu olayın çözülüp görüşülmesi yönünde önerisi oldu. Hepsini yerine getirdik, Kadir Bey’le de bir anlaşmazlığımız olmadı ve projede yolumuza devam ediyoruz. Yani son olarak Bayındırlık Bakanlığı’ndan gelen plan bir değişikliğe uğradı. Hastane yeri biraz daha büyüdü, mesele budur.

* İddia şu ki; Seyrantepe hayali bitmiştir. Bunu diyenlerin bir bildiği mi var?
- Bu iş bizim bakış açımıza bağlı. Eğer biz 30 sene üst hakkıyla yolumuza devam etmeyi kabul ediyorsak ve mülkiyeti edinme gibi bir derdimiz olmayacaksa, Seyrantepe Tapusu Galatasaray’ın kasasındadır. Ama biz bu mülkün tapusunu almak istiyoruz diyorsak, Sayın Kadir Topbaş ile yapılan görüşmelerin sonucunu bekleyip ondan sonra bakmalıyız.

‘Kongreye de saygı duyarız’

* Seyrantepe Galatasaray’ındır diyorsunuz açık açık.
- Mülkiyeti şu anda değil ama üst kullanım tapusu bizimdir. Bakın şu anda ben Seyrantepe’nin etrafını telle çeviririm ve kimseyi sokmam. İstiyorsanız deneyin. Tapu kasamızda. Problem olan bir şey yok. Biz kulübün menfaatlerini düşünerek mülkiyet tapusu almanın daha yararlı olduğunu söylüyoruz. Eğer Galatasaray kongresi, tapu mapu istemiyoruz, stadımızı buraya yapıp 30 sene kullanıp sonra terk edelim diyorlarsa, o da bir karardır saygı gösteririz. Ama bizce menfaatler bunu gerektirmiyor. Bu mülk bir şekilde Galatasaray’ın aktifleri içine girmelidir.

* Fenerbahçe söylentilerdeki gibi bir engel girişiminde bulundu mu sizce?
- Zannetmiyorum. Belki gazetelerde çıkan yazılar bu bürokratik çalışmalarda bürokratlara bir tedirginlik yaratmış olabilir ama yapılan iş tamamen kanuni bir iş. Kanunsuz işi devlet yapmaz.

‘Fenerbahçe'yi yorumlamam’

* Peki felsefedeki gibi tersten gidelim biraz. Fenerbahçe’ye böyle bir arazi verilseydi siz ne yapardınız?
- Galatasaray Kulübü’nün bu konularla ilgili davranış şekli her zamanki gibidir. Sadece kendi işlerimizle ilgileniriz. Diğer kulüplerle ilgili hiçbir şeyi bugüne kadar gündeme getirdiğimiz görülmemiştir.

* O zaman Fenerbahçe’den gelen açıklamaları nasıl görüyorsunuz?
- Fenerbahçe’nin yaptığı açıklamalar medyada yer aldı ama ben gözümle açıklama yaptıklarını görmedim, duymadım. Doğru mu değil mi bilmiyorum. Keşke herkese verilse. Bunlar kamu yararına bir dernektir. Sonuçta ne Özhan Canaydın, ne de Sayın Aziz Yıldırım bu tapuları alıp evlerine götürecek. Camialara kalacak değerlendirilecektir. Kaldı ki Türkiye olarak çok gerilerdeyiz, kendi aramızdaki çekişmelerden dolayı, ileriyi göremiyoruz. Real Madrid örneğini unutmayın. Madrid Belediyesi, bir arazi verdi ve kulübe şehir merkezindeki araziyi sattırdı. Bugün statla ilgili birçok finansman şirketiyle görüşüyorum. Hepsinin bana söylediği “belediye ne kadar bu işin içinde?”... Amsterdam Arena Stadı’nın, yanılmıyorsam yüzde 35’i belediyenin katkısıyla yapılmıştır. Belediyenin görevleri arasında bunlar da var. Bir maç, bir organizasyon olduğu zaman dükkanlar çalışıyor, insanlar aktif oluyor ekonomi dönmüyor mu? Otoparklar, sosyal olgu var. Bilhassa İstanbul’da belediyeler kulüplere mesafeli duruyor. Anadolu’da belediyeler kulüplerin içinde. Fenerbahçe bir stat yapıp değer oluşturdu, biz yapıp değer oluşturacağız. Bunlar sonuçta kamunun. Satışı, devri söz konusu değil ki. Kar amacı güden bir şirket, faaliyet yok ki ortada.

* Seyrantepe Arazisi’ne gittiğiniz zaman ne hissediyorsunuz?
- Bana heyecan veriyor. Bazı arkadaşlar ‘burada stat olmaz’ diyor. Hiç katılmıyorum, çünkü şehir o istikamete doğru gelişiyor. Otoyolun kenarı, metro istasyonu geliyor. Türkiye’de de böyle bir stat konumu olduğunu zannetmiyorum. Hangi stadın içine metro giriyor, görmedim. Bir alt geçitle stada ulaşacak taraftar.

‘Stadın bittiğini görmek istiyorum’

* Seyrantepe ile ilgili en büyük hayaliniz nedir?
- Stadın açıldığı günü görmek istiyorum.

* O gün yöneticiliğinizin son günü mü olacak?
- Bir bayrak yarışı. Gelen alır götürür bayrağı hiç şüphem yok. Ama yapılacak stadın üstünün kapalı olması için uğraşıyoruz. Yani sadece 4 tarafı değil, tamamı kapanacak. Güneşli havalarda açılacak, yağmurda, karda kapanacak. Dar ve dik bir stat olacak, etrafında da atletizm pisti olmayacak. Tapuyu aldıktan sonra taraftarın beklentilerini aldım statla ilgili olarak. Ve 15 bin maili tek başıma okudum. Genelde müşterek olan talepleri tespit ettim. İki katlı olacak ve içinde kreş olacak. Ayrıca Sami Yen’deki gibi ikinci kat birinci katın bir ölçüde üzerine gelecek. Tam tur loca olacak. Aslan ağzından stada girilecek. Aslanlı yol olacak ve orada Galatasaray’a büyük emeği geçmiş insanlarımızın heykelleri olacak. Zaten bölgenin ismi Aslantepe olarak belirlendi gibi. Komplekse de Ali Sami Yen Kompleksi ismi yakışır. Stadın ismi belki bir gruba satılabilir.

* Güzel şeyler anlatıyorsunuz da neden o zaman sizin aksinize birilerinin hayal gücü tükendi?
- Belki de bizden kaynaklandı. İyi açıklama yapamadık galiba. Ama şunu gördük ki bazı açıklamaları yapmak projeye zarar veriyor. Önümüze engel çıkıyor.

* Sürpriz bir gelişme olabilir mi, yani yakında açıklayacağınız yeni bir gelişme Seyrantepe ile ilgili olarak?
- Her an olabilir. Biz durmuyoruz devam ediyoruz. Stat yüzde 100 Seyrantepe’de olacak. Ama üst hakkı bizdeyken, ama tapusu bizdeyken olacak. Ufak bir nüans var, bu giderildikten sonra mutlaka oraya stat yapılacak.

* Favori stadınız hangisi?
- Münih’teki Alliance Arena... Ama imkansız. 400 milyon Euro’luk bir stat. Gerçekçi olmak lazım.

* Hiç gizlice stat gezmeye gittiniz mi?
- Hollanda ve Almanya’ya gittim. Portekiz’e gidecektim gidemedim. Schalke’ye gittik.

* Bu kadar şey anlatıyorsunuz, özel hayatınızda çok zorlandığınız kesin. Nasıl altından kalkıyorsunuz?
-Finansman sıkıntılarımız olmasa her şey daha kolay olurdu. Ne yapılacağı belli. Ama ilk hareketin başlaması lazım. Sayın Kadir Topbaş çok iyi niyetli bize karşı. Sayın Başkan benim de bulunduğum bir toplantıda 15 Aralık 2005 tarihinde sorunun sonuçlandırılabileceğini ifade etti.



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler