Pazartesi akşamı Başakşehir maçını izledim,bir şeyler yazdım ama sanırım sistemle ilgili sıkıntı oldu, yazım kayıp. Yeniden duygularımı paylaşmak istiyorum. Bizi bu duruma iten en önemli sorunlardan biri taraftarın oyuncu seçmesi ve şımartması. Örneğin Sneıjder, bu adama bu kadar iyi kontrat alma fırsatını kim verdi. Taraftar korkusuna atılan imza tefeci imzası gibi. Dünyanın her tarafında 30 yaşı geçmiş takımdaşlık duygusu taşıdığı düşünülen oyuncular kontratta fiyat düşürür. Biz elimizdeki oyuncuya hala imza parası ödüyoruz. 2 senedir duba gibi olmuş , neredeyse gol atmayı unutmuş, asistlerin çoğunu sıradan maçlarda ( 11 gollü Akhisar ve Alanya maçı 5 asist) yapan adam bir sene daha yaklaşık 5 Milyon Euro alacak. Tamam yıldız oyuncu ama son şampiyonluktan sonra yok oğlu yok. Böyle adamlar düşüşte olduğu zamanlar takıma hiç olmamalarından çok daha fazla zarar verirler. Lütfen hepimiz kendimize çeki düzen verelim, sevmenin bir dozu var, gerisi şımartmak oluyor.

  Gelelim Tudor'a Beyefendiye. Başakşehir maçında hayatımda ilk defa 5 yemeyi istedim. Bu Tudor'la bu ilişkiyi en kısa sürede kesebilmek için. (Beraberinde Özbek Brotherslar tabi ki). Bu kadar sığ düşünceli biri olacağını Rize maçı öncesine kadar düşünmemiştim. Adam Galatasaray'ı çalıştırdığının farkında değil. Önde olduğu maçı koparacağına bek çıkarıp stoper alıyor,sonuç hüsran.Ne maç önünü ne maçı okuyayabilen bir teknik adam.  8. sıra üstüne çıkabilecek , arada büyük takım galibiyetleriyle övünebilecek bir çalıştırıcı olabilir olsa olsa. Bu kadar kadroyla  oyunama, sapkın taktikler olur mu? Oynayan adam oynayamaz bu istikrarsızlıkla.

  Biz bu adamdan ivedi bir şekilde kurtulup önümüze bakmalıyız. Bu saatten sonra tecrübesiz antrenör seçemeyiz. Ya yeni bir Derwall bulacağız ya da kanser olmaya devam edeceğiz. Birinci Derwall adayım normalde ismini duymaktan bana  gına gelen Lucescu. Ama bir fırsat adamı.10 Nisan haberlerine göre Zenit'ten ayrılacak. Sanırım son bir babalık yapar takımıza. İkinci adayımı sonra söyleyeceğim. 

  Önümüzdeki sene bence yüzde 25 feda senesi olmalı. Yıllık ücretlerden yüzde 25 indirime gidilmeli. İndirimiz kabul etmeyene Beşiktaş'ın Egemen Korkmaz tarifesi uygulanmalıdır.En azından bu yüzde 25 indirimler maç başı ya da kupa primi olarak kontrata eklenebilir. Başarısız olursa takımda, oyuncularda bunun acısını beraber çeker.

  Yeni gelen oyuncuların yıllık ücretleri makul olmalı mümkünse bonservis ödenmemeli. Kampa mutlaka yetişmeli. Kontratlara 20 maç aşağı oynadığında fesh hakkı eklenmeli. Altyapıya 16-20 yaş arası öncelikle fizik olarak iyi , sonra gelişime açık yabancı oyuncular transfer edilmeli,bunlar gelecek planına eklenmeli. Bu oyunculara toplam 1 milyon euro bonservisi geçmeyecek bir bütçe hazırlanmalı. Altyapının gelecek vaad eden yerli oyuncuları gerekirse kurs maksatlı İspanya, Belçika ve Hollanda'ya bir yıl gönderilmeli. Farklı bir eğitim almalı, farklı bir bakış açısı kazanmalılar.

   Ve Lucescu olmazsa asla ikinci sınıf bir çalıştırıcı kabul edilmemeli, kaprissiz, özverili ve lider özellikleri baskın olan adaylara yoğunlaşılmadır. Kulübü bilsin bilmesin Galatasarayın tarihi anlatılmalı, ilk amacının Türk olmayan takımları yenmek olduğu anlatılmalı,beraberliğin eksik oynarken bile iyi bir skor olmadığı anlatılmalı, hakem hatalarına sığınma değil aleyhte hakem hatalarına rağmen galip gelmenin en önemli düstur olduğu anlatılmalı, anlatılmalı ki artık zaman kaybetmeyelim. Çünkü buna tahammülümüz artık  yok.

  Ben her sene şampiyonluk beklemiyorum ama her sene Şampiyonlar Ligi görmek isterim. Bu vizyonla olur Donk'larla , Ahmet'lerle Cavanda'larla  olmaz. İlla büyük yıldız isimlerle de olmaz. İsimsiz adamlar bize 6 atacaklardı neredeyse. 

   Bir an önce eski günlere dönmek dileğiyle. Hoşçakalın!!