İşte 2 Aslan!

Krediler seferber Rimini’de oynadığı ilk 8 maçta harika bir performans ortaya koydu. Hatta Juventus ve Bologna karşılaşmalarında sahanın en iyi oyuncusu seçildi. Özellikle Eylül 2006’da Bologna’ya attığı muhteşem gol sonrası La Gazzetta dello Sport’ta manşete taşınan Barusso, İtalya’da en çok konuşulan isimlerden biri haline geldi. Rimini Sportif Direktörü Walter Muratori, “Onu 300 bin Euro’ya aldık. Ama bonservisinin diğer yarısını da almak için gerekirse tüm kredilerimizi tüketmeye hazırız” demiş ve 1.2 milyon Euro ödeyerek, dediğini yapmıştı.
Sağ bacağı kırıldı ama...
28 Ekim 2006’daki Crotone maçında sağ bacağı kırılan Barruso, 4 ay sahalardan uzak kaldı. Buna rağmen ona karşı olan ilgi hiç azalmadı. Inter, Milan ve Arsenal, sakatlıktan yeni kurtulan Ganalı için kesenin ağzını sonuna kadar açtı. Nitekim kulüplerin arasındaki savaşı 3 milyon Euro bonservis bedeli ödeyen Roma kazandı. Bu transferdeki en büyük etken, Barusso’nun sağ bacağındaki operasyonun, Totti’yi de ameliyat eden Roma doktoru Prof. Marianni tarafından gerçekleştirilmiş olmasıydı. “Hayata yeniden döndüm” diyen Barusso, Roma’ya sempati beslemeye başladı.
Hem savunma hem hücum
Roma’da Aquilani, De Rossi, Pizarro ve Perrotta’dan oluşan 4’lü orta sahada forma şansı bulmakta zorlanan Barusso, hücum yönüyle Essien’e, savunma yönüyle de Desailly’ye benzetiliyor. Onun için orta sahanın top hırsızı deyimi yerli yerine oturuyor. Çok güçlü, topla da, topsuz alanda da dengeli. Ve en önemlisi, mesafe tanımaksızın uzun mesafeden ‘ölümcül’ şutları var.
Ciro bir idmankolik!
İtalyan amatör takımı Manfredonia’yı şampiyonluğa taşıyıp, Serie C-2’ye yükselmesini sağlayan Barusso’ya, arkadaşları ‘Ciro’ diye sesleniyor. Zayıf tekniğini güçlü fiziği ve uzaktan etkili şutlarıyla telafi etmeye uğraşan Barusso, 24 saat çalışmayı seven bir futbolcu. Hatta bunun için kendisine özel bir kondisyoner kiralayan Ganalı oyuncu, özel fizik kuvvetlendirme antrenmanları yapıyor. Bu sayede bacağı kırılmasına karşın, kısa sürede eski formuna kavuşmayı bildi.
Galatasarayımız'ın Manchester City’den transferi Andreas İsaksson’u, Expressen’in başarılı muhabiri Carl Juborg’a sorduk. İşte cevabı:
18 yaşında Juventus’a
3 Ekim 1981’de Trelleborg’da doğan Andreas İsaksson, futbolculuk kariyerine aynı bölgede başladı. 1998 ve 1999 yıllarında Trelleborg forması giyen İsveçli kaleci, performansıyla İtalyan devi Juventus’un dikkatini çekti. 1999’da Juventus’e transfer olarak henüz 18 yaşında en büyük hayallerinden birini gerçekleştiren Andreas, ne yazık ki Van Der Sar’ın arkasında hiç şans bulamadan ayrılmak zorunda kaldı.
Ülkesinde kendini buldu
2001’de Djugarden’in kalesine geçen genç eldiven, takımıyla 2002 ve 2003 yıllarında şampiyonluk yaşadı. Ayrıca 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında İsveç’te yılın kalecisi seçilerek sesini yeniden duyurdu.
City’ye transferi...
Mart 2002’de İsveç Milli Takımı’nın birinci kalecisi Hedman sakatlanınca, görevi devralan İsaksson, EURO 2004’te ortaya koyduğu müthiş performansla Fransa’nın Rennes takımına transfer oldu. Rennes’de de harika bir grafik çizen başarılı file bekçisi, sakatlanmasına karşın Almanya’daki 2006 Dünya Kupası’nda büyük beğeni topladı ve 3.5 milyon Euro’ya Manchester City’ye geçti. Ancak diz ve ayak bileğindeki sakatlıklar, kendisini göstermesini engelledi. 15 Ağustos 2006’da transfer olduğu Ada’da 9 Aralık’a kadar şans bulamadı.
Sakatlık belası
Sakatlığını üzerinden atıp form tutmaya başladığında, üst üste 4 maç gol yemeyerek Ada’da en beğenilen kaleciler arasına girdi İsaksson. Hatta 2006-2007’nin son maçında Defoe’nin penaltısını kurtarınca, taraftarlar onu kahraman ilan etti. Bu heyecanla yeni sezon hazırlıklarına koyulan İsaksson, Belçika kampında da sakatlanınca, 2 ay daha sahalardan uzak kaldı. Bu kez dönüşünü 31 Ekim 2007’deki Bolton maçında yaptı, hem de gol yemeden. Ancak Eriksson ile bir türlü yıldızı barışmadı ve ayrılma kararı aldı.
Tam bir aile babası
Andreas İsaksson, kız arkadaşı Marielle ile birkaç hafta önce evlendi. Philip adında 2 yaşında bir oğlu olan İsveçli kaleci, gece hayatına önem vermiyor. Tüm zamanını eşi ve çocuğuyla birlikte geçiren 26 yaşındaki file bekçisi, yaşamının sportif yönlerine dikkat ediyor. Marielle de İsaksson gibi sporcu. Ülkesindeki tenis turnuvalarında şampiyonlukları bile var Bayan İsaksson’un... Zaten başarılı kalecinin Galatasaray’a transferinin gecikmesindeki en büyük neden de Marielle’ydi.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın

Hull City'de Ruben Selles dönemi bitti

Lacazette için açıklama: "Bu onun son maçı"

Rayo Vallecano ile Real Betis 1'er puanı paylaştı

Osasuna, Atletico Madrid'i 2 golle devirdi

Tottenham'da Farioli sürprizi

Mustafa Muhammed'e ağır 'homofobi' cezası

Ancelotti: "Gönül rahatlığıyla ayrılacağım"

Real Madrid, galibiyete 90+5'te aldı!

Ajax puan kaybetti, PSV liderliğe yükseldi

Real Madrid, Dean Huijsen ile anlaştı!
