Gerets'in zor kararı: Hakan'la veya Hakan'sız!

 

Rize deplasmanında alınan 3 puan, Fenerbahçe maçı öncesinde hem moral, hem de puan farkının açılmaması adına önemli bir galibiyet oldu.

Milli maçlar nedeniyle lige verilen ara Galatasaray'a bir hayli yaramış. Toparlanmış, kendine gelmiş... Rizespor karşısında genelde iyi bir oyun vardı. Futbolcular, üzerlerindeki stresi atmış olmanın rahatlığıyla, ilk haftalardaki formalarına geri dönmüş göründüler. Bu sezon hiç beklemediğimiz anda hata yapabilen Tomas, bu maçta da topu Mondragon'a atmak isterken, rakibin önüne çok tehlikeli bir geri pas çıkardı. Tomas'ın bu tür hatalarını bir an önce düzeltmesi gerekiyor. Özellikle Fenerbahçe maçında daha dikkatli olmalı.

Onun dışında Sasa İliç yine sahada göze batan isimlerdendi. Sasa, gittikçe orta alana daha çok yardım etmeye başladı. Bu da Saidou'nun orta sahadaki yalnızlığını bir nebze olsun azaltıyor. İleride ise her zamanki gibi etkili olmaya devam ediyor. "Muhteşem" transferimiz Heinz'sız bir takımın çok daha iyi olduğunu açıkca söyleyebilirim. Futbol yaşamında belki de son yılını geçiren Ergün, ağır olmasına ve yine pas hataları yapmasına rağmen sol kanatta Heinz'a oranla kat kat iyi göründü.

Sezon başından beri takımda dikkatimi çeken bir isim var. Orhan Ak... Orhan, hemen hemen her maçta defanstan forvete uzun ve isabetli pas çıkarıyor. Bunu bu maçta da yaptı. Onun uzun pasında topla buluşan Ümit Karan, Necati'yi golle buluşturdu. Daha önceki maçlarda da Ümit'e mükemmel bir gol attırmıştı. Galatasaray'ın bu sezonki tek yenilgisi Gençlerbirliği maçını hatırlayacak olursak, Ergün defansın solunda Orhan'ı bir hayli aratmıştı. Yani sol taraf için Orhan'a bir alternatif bulmak şart. Defansın bir diğer kanat oyuncusu Cihan ise ileriye bindirmeleri ile sahanın en iyilerindendi...

Gelelim Fenerbahçe maçına... Gerets'in bu maç için iki seçeneği var:

Bunlardan ilki, Hagi'nin geçen sezon Fenerbahçe'yi yendiği sistem ile oynamak. Yani pas yapmak yerine, ileride Hakan Şükür'lü forvete top şişirerek gol aramak, Fenerbahçe orta sahasıyla karşı karşıya kalmamak, dolayısıyla top kaptırma ve kontra yeme tehlikelerinden kurtulmak...

Bir diğer seçenek ise, Appiah ve Aurelio ikilisiyle mücadele edebilmek için çift ön libero ile maça başlamak, forvette ise Necati ve Sasa veya Ümit Karan'ı kullanmak. Çünkü, Fenerbahçe'nin özellikle Luciano'nun olduğu bölgede büyük bir zaafı olduğu aşikar. Sasa ve Necati ile cepheden ceza alanına girmek, gol yapma yüzdesini yükseltir. Onun dışında böyle bir sistemde yine Hasan Şaş'a büyük iş düşecek. Belkide maçın kaderini belirleyen isim olacak. 

Bu maç için söyleceğim tek şey, özellikle hakem son düdüğü çalana kadar disiplini elden bırakmamaktır. Fenerbahçe maçlara düşük tempo ile başlarken, Galatasaray oyun açısından özellikle ilk yarıda etkili oluyor. Yani ilk yarıda atılacak gol veya goller, büyük avantaj sağlayacaktır. Bunun dışında maç sonuna kadar aynı tempo ile gol arayan Fenerbahçe'ye karşı kesinlikle son dakikaya kadar mücadeleyi bırakmamak gerekir.

Şu bir gerçek ki Galatasaray'ın bu galibiyete çok ihtiyacı olduğu kesin. Camiada böylesine bıçak sırtı dönemlerin yaşandığı bir ortamda futbolcular, taraftarlar ve Gerets için büyük bir moral kaynağı olacaktır. Sistem ne olursa olsun, her zaman inandığım bir şey varki o da; futbolcular ne kadar galibiyeti ister, ne kadar mücadele ederler, ne kadar inanırlarsa Galatasaray kazanmaya o kadar yakın olur...



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler