Erkasap: "Daha tecrübeli ve bilgiliyiz"

 

Erkasap: "Daha tecrübeli ve bilgiliyiz"
Galatasaray'ın elde ettiği tarihi başarılarda hep onun da adı vardı. Teknik kadroda Fatih Terim'den sonra gelen ikinci adamdı Müfit Erkasap. Yıllardır Terim'le omuz omuza, kol kola mücadele veren Erkasap, kimi gün geldi G.Saray'ın yaşadığı sıkıntılar nedeniyle ağır eleştirilere hedef oldu. Erkasap, kendini ve G.Saray'ı anlattı.

Terim ile uzun yıllar birliktesiniz. En yakınındaki adamsınız. Terim değişti mi?
"Dünyada değişmeyen gelişmeyen hiç bir şey yok. Gelişim yeniliktir. Biz 1996 yılında göreve başladık, 2000 yılında zirveye ulaştık. O dönemde tam 46 oyuncu gitti, yerine yenileri geldi. 1996 ile 2003 yılı elbette aynı değil. O gün başardık. Bugün de aynı şeyleri yaptık. Çabalarımızın karşılığını göremedik. Ama şu bir gerçek, o günlerden daha tecrübeli ve bilgiliyiz."

O dönemle bu dönemin farklılıkları nelerdi G.Saray'da?
"G.Saray'ın şartları bizi bir tercihe zorladı, ama olmadı. Güven duygusuyla yaptığımız bu tercihte beklenen sonuçları alamadık. Şimdi yine bir tercih yaptık. Değişime gittik. 1996-2000 arasında temeli Türk kültürü üzerine dayalı bir ortak değer yarattık. Herkes bunu paylaşıyordu. Şimdi bu ortak değer yok mu, diye soracaksınız. Olması için tercihlerimizi kullandık."

Terim, futbolcularla diyaloğa bile girmiyor, onlarla Müfit Erkasap aracılığı ile konuşuyor diye eleştiri alıyor.
"Kesinlikle doğru değil. Biz insanların saygınlığına, onurlarına değer veriyoruz ki, aynı sorumluluğu taşısın. Şevkatli ve babacan yaklaşıyoruz ki sadık olsun. Hocam, iyi olanı teşvik ediyor, bilmeyene öğretiyor ki, hevesle çalışsın. Bu davranış, bilmeden görmeden nasıl eleştirilir anlamıyorum.

24 saat telefonumuz açık. Bunu  üm futbolcularımız bilir. ‘Biz' duygusunu yaratmaya çalışan bir ekip için bu eleştiri insafsızlık olur. Ama bir özeleştiri isterseniz, belki daha fazla futbolcularla birlikte olmalıydım derim. Belki yetersiz kaldım. Zamanımı planlayamadım. Bu olabilir. Ama diğeri asla."

Terim’in her dediğine ‘Evet’ dediğiniz, fikrinizi hiç söylemediğiniz, tartışmadığınız söyleniyor. Yetersiz mi kalıyorsunuz?
"Herkes bir şey söylüyor, bizim hakkımızda bir karar veriyor. Biz bir ekibiz. Çalışma düzenimiz, ortak değerlerimiz var. Bu ekibin her bireyi bunu benimsemiş ve ortak bir zihin haritası çizmişiz. Bizim temel değerlerimiz var; 1- GÜVEN, 2- AÇIKLIK, 3- DÜRÜSTLÜK, 4- KATILIM ve İŞBİRLİĞİ.

Bizim ilişkimizdeki güven duygusu, herkesin ağzıyla söylediği ‘Ben sana güveniyorum' gibi klasik bir güven duygusu değil. Güven duygusu ve bunun kökleri herkesin hayatına göre değişir. Birine güvenmek aslında kendine güvenmektir. Ve dolayısıyla başkasının da size güvenmesidir. Bu bakımdan Terim'in bana, benim Terim'e olan güven duygum sonsuzdur. Güven duygusunu oluşturan en büyük etken açıklık ve dürüstlüktür. Şimdi, Terim ile aramızda bunlar varken, katılım ve işbirliğinin olmaması mümkün mü?"

Yani siz de katıldığınız ve katılmadığınız kararları açık açık tartışıyorsunuz Terim ile..
"Elbette. Gece 3'lere 4'lere kadar oturan, konuşan insanlar tartışmaz mı? 7-8 saat sus otur, olur mu, böyle şey. Aksi bir durum işin ruhuna ters zaten. Ben fikrimi söylemeyeyim, oturayım diye bir düşünce olabilir mi? Böyle bir durumda taviz çıkar ortaya. Türk kültüründe açıklık, dürüstlük patavatsızlıkla karıştırılır. Patavatsızlık yapmam isteniyorsa, bu benim davranışımda yoktur. Yapmadım, yapmam da."

Peki niye bu eleştiriler o zaman. Yetersiz mi kalıyorsunuz?
"Bizim tartışma hedefimiz haklı çıkmak değil, işin gelişmesi içindir. Tırnak içinde söylüyorum, ‘Bu tip değer ve ilkeler üzerine kurulmuş beraberliklere çok sık rastlanmadığı için, bizim anlaşılamamamızı yadırgamıyorum' Sonuç olarak ben işimi ciddiyetle yapan, ilkeleri olan bir insanım. Alçak gönüllü tavrım farklı yorumlanıyor. Mütevazi oluyorum gerçek sanıyorlar."

Terim'in kulübede oturacağı sandalyeyi sildiğiniz bile söylendi. Bir de tokat olayı yaşanmıştı? Bu tür eleştiriler için ne diyeceksiniz?
"Fatih hocanın sevgisini gösterdiği bir takım davranışları vardır. O davranışlar bir coşkunun ifadesidir. Bunu en sevdiklerine yapar. Ben böyle bir şey hatırlamıyorum, olsa bile insanlar, arkadaşları için birbirlerine destek olur."

Siz fikrinizi söylüyorsunuz. Peki ya diğer ekip arkadaşlarınız. Onlar da konuşuyor mu?
"Fikrimizi paylaştığımız, tartıştığımız ortamı kimse gördü mü? Biz planı, stratejiyi birlikte yaparız. Ekibimizdeki herkes fikrini söyler. Aksi taktirde başarı çıkmaz ki ortaya. Kimse merak etmesin biz içimizde dinanizmi yaşıyoruz ve mutluyuz."

Artık Terim'den ayrılma zamanı gelmedi mi?
"1975 yılından bu yana birlikteyim Fatih Terim ile. Birbirimizin evinden çıkmadık. Benim gördüğüm ve anlatmakla sayfalara sığdıramayacağım bir çalışma düzeni var hocanın. Git bir yerde çalış. Nerede çalışayım? Bugün Fatih Terim ve G.Saray'dan daha iyisi var mı?"

Fatih hoca ile kulübede konuşur musunuz? Şu oyuncuyu çıkaralım, bunu alalım gibi. Sizin uyarınızı bekler mi?
"Bu uçağın kaptan pilotu Terim. Uçağı, o kaldırır. Ama yanında da yardımcı pilot olarak bizler varız. Benden hep sesli düşünmemi ister. Konuşmazsam rahatsız olur, kim çıkacak, kim girecek hepsini konuşuruz." 

Fatih Terim özü sözü bir, davranışlarında tutarlı, sözünü tutan, ayrım gözetmeden adil davranan, iç uyumu, özgüveni ve öz saygısı yüksek, baskı altında bile doğru ve doğruya en yakın kararları alabilen bir liderdir. Bulunduğu şartları iyi gözlemler ve değerlendirir. Ekibine karşı sorumluluk duygusu taşır. Gerektiği zaman ekip adına risk alır. Geleceğe ait her zaman bir resmi olan, hitabet becerisiyle geleceğe ait görüşlerini etkileyip anlatabilen, her alanda ekibinin görüşünü dinleyen ve insana değerli olduğunu hissettiren bir insandır.

Hagi lider bir futbolcuydu. O dönemlerde bizim yaratmış olduğumuz değer sistemini sahada uygulayan bir futbolcuydu. Ben futbol oynadığım zaman Bülent 10 yaşındaydı. O alt yapıda top oynardı. Bizi beklerdi. Fatih Terim ile birlikte idmandan sonra penaltı atardık, ona. O, G.Saray'ın en kariyerli futbolcusu. Biz onu içimizde istedik. Zaten içimizde de. Bülent konusunda yaşanan gelişmede tüm teknik ekip onunla birlikte konuştuk. Bülent yardımcı antrenör olsaydı, bundan niye rahatsızlık duyayım? 

Müfit Erkasap, "Sorunlu ya da sizin sorun yaşadığınız futbolcular var mı?" ve "G.Saray'da gruplar var mı?" sorularına ise şu yanıtı verdi:

"Sorunlu hiç bir futbolcumuz yok. Ama insan beklentisinin sınırı da yok. G.Saray geleneklerine uygun davranıyoruz. Birimlerin birbirlerine uyumu ortada. İyi sonuçlar alamadığımız bir dönem yaşıyoruz. Ama bakıyorsunuz başkanımız çıkıyor, "Sorumluluk" diyor. Hocamız çıkıyor, "Sorumluluk benim" diyor. Herkes sorumluluğu kendinde buluyor. Elbette zaman zaman bizim de içimizde bazı anlaşmazlıklar da oluyor.

Bizim geleneklerimiz başarıdan da önemli. Çatışmalarımızı medyanın alıştığı tarzda ele almıyoruz. 1996'da da gruplar vardı takımda. Bugün de var. Ben futbol oynadığım dönemde de vardı. O zaman Fatih hoca, B.Mehmet, Gökmen ayrı bir gruptu. Onlar bizim büyüklerimizdi. Ama takımı yıkmak için grup olmaz G.Saray'da. Bir takım kişiler uygunsuz davransa da sonunda mahcup olup üzülmüştür."

2000 yılından bu yana Türkiye'deki bütün yetenekli oyuncuların listesi elimizde. Ayrıca heryerde Fatih hocanın dostları vardır. Yetenekli bir futbolcu gördükleri zaman hemen haber verirler. Gider izleriz. Mesela bayramın birinci günü biz Beylerbeyi-Bakırköy maçına bir futbolcuyu izlemeye gittik. Teknik ekibin dışında 10 kişilik bir kadromuz daha var. Tamamen bilimsel yöntemlerle çalışıyoruz. Ben İtalya'da çalıştım. Brezilya'ya gittim orada incelemeler yaptım. Brezilya en çok bilimi ve istatistiği kullanan ülke. G.Saray da, dünyada bu sistemi kurmuş çok ender takımlardan biri. 

Kaynak: Hürriyet



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler