Önüne kattı götürdü
Şikeyle çalkalanan futbol dünyasında futbolun varlığını kanıtlayan Galatasaray da Liverpool’u önüne kattı götürdü! Ne maçtı ama… Her dakikasından keyif aldık. Üç mükemmel gol seyrettik.  
Webaslan.com
Önüne kattı götürdü
Temel at almış Veliefendi’de koşturuyor. Eşe dosta benim ata oynayın kazanın demiş. Millet bastırmış parayı, Düldül sonuncu gelmiş!
Yahu demişler yaktın bizi. Senin at at geçmedi, sonuncu.
İyi ya demiş Temel. Alayını önüne kattı götürdü!...

Şikeyle çalkalanan futbol dünyasında futbolun varlığını kanıtlayan Galatasaray da Liverpool’u önüne kattı götürdü!
Ne maçtı ama…
Her dakikasından keyif aldık. Üç mükemmel gol seyrettik.

Galatasaray’ın Twente ve İnter maçlarını beğenmemiştim. Takımın saha etkinliği yoktu. Oyunun devamlılığı yoktu. Liverpool maçı oyun mantalitesi açısından iyi not aldı.
Mevsim başı olmasına rağmen farklı görüntüler vardı.



1-Maç boyu hakimiyet Galatasaray’ındı. Rakibe fırsat tanımadılar. Bunun sebebi ön libero denen çağdışı oyuncunun olmamasıydı. Melo, Selçuk ve Sabri takımı işletenler olarak tek beyin altı bacak olarak oynadılar. Çağdaş futbolun gereklerini yerine getirdiler.
Neydi bunlar?
Yardımlaşma, pas alışverişinde kendini gösterme, rakibi kontrolde imece.

Kazım ve Arda da; Melo, Selçuk ve Sabri’ye yardımcı olunca forvette takım bütünlüğü yaratıldı. Rakip, çok adamlı orta alanda topa sahip olamadı.

2-Çabuk ve zaman kaybetmeden oyun. Ayakta top tutmama. Topla alan kat etmeme. Dikine ve topsuz koşular vardı. Bu tarz futbol hem göze hoş geldi hem maç tempo kazandı.

3-Gereksiz geri paslar yoktu. Bu, takımın kendine güveni demekti. Oynama arzusu demekti. Geri pasın olmamasında bir başka önemli konu da; rakibin arkasına saklanan oyuncunun olmamasıydı. Galatasaray takım halinde futbol oynamak istiyordu. Boş alana kaçıp pas almak arzusu belirgindi. Bunu da daha çok Melo ve Selçuk yaptılar.

Selçuk çok koştu, alan değiştirdi ve aldığı-kazandığı topları iyi dağıttı. Selçuk’un bir başka etkinliği de pas dağıtışındaki maharetti.  Kontra uzun topları ve rakiplerin arasından attığı derinlemesine paslar takımı işletti. Selçuk’un başı devamlı havada. Ne yapacağını biliyor, takım arkadaşlarını iyi gözlüyor. Bu önemli bir meziyet. Yapabilirlik gücü de çok olunca takıma kalite geliyor.



Felipo Melo, Selçuk’tan farklı. O, daha hazır olmamasına rağmen sert ve rakibi yıldıran bir oyuncu. Sezgileri kuvvetli. Rakibi iyi kontrol ediyor ve ikili mücadelelerde çabuk pes etmiyor. Bu tavrı takımının yerleşmesini sağladığı gibi rakibin de atak hızını düşürüyor. Önemli bir faktör. Takıma alışır, fizik gücünü de artırırsa oyun içinde nerede oynadığını pek fark edemezsiniz. Melo belirli bir görevin adamı değil. Çok yönlü. Futbol oynamak isteyen bir tip. Oyun zekası da işlek. Fazla riske de girmiyor. Galatasaray’ın eksikliğini çektiği bir oyuncu tipi.

Sabri ilginç bir oyuncu. Yetenekleri var, yeteneklerini konuşturmada dilsiz.
Çoğunca beyniyle ayağı arasında senkron tutmuyor. Son hareketlerde hata yapıyor ama fizik gücü, çabukluğu ve ciğeriyle bu açıklarını kapatıyor. Rakip için amansız bir takipçi.
Sabri için çok kez; bu çocuk sağ bekte ziyan oluyor. Yokluktan sağ bek oynatıldığı için verimi düşüyor. Sabri’nin gerçek yeri orta sahanın sağı. Hatta sağın ileri geri uzun yol şoförü, diyordum.
Neden?
Sabri zaman zaman çok ciddi pozisyon hataları yaptığı için sağ bek oynaması sakıncalı. Oyunun içinde olduğunda yaptığı hataları arkadaşları kapatabiliyor. Allah’ı var sınırlı yetenek Sabri rakip için kene, takım için dinamo!
Terim bunu biliyor ve dikkat edin ona Suat Kaya rolü veriyor. Çok doğru.
Suat da rakibi bozan, çok koşan, yanındakinin işini kolaylaştıran oyuncu tipiydi. Suat’in benzer versiyonu da Sabri. Liverpool maçında olabileceği kadar iyiydi. Alkışı hak etti.

Galatasaray son yıllardaki Mustafa Sarp, Ayhan, Barış, Lorik açmazından kurtulmuş gözüktü.
Arena’daki taraftar bunu gördü ve coştu.

4-Savunma hala güvenli değil. Ujfalusi, Eboue gelene kadar sağ bek olabilir. Liverpool karşısında Ujfalusi’yi zevkle seyrettim. 33 yaşında akıllı bir adam. Sağ kanadı mükemmel kullandı. Zamanlama hatası yapmadı ve sık atağa kalktı. Oyunu ve rakibi iyi kontrol ediyor. Gol atağında gözüktüğü gibi, savunma güvenliğinden de ödün vermiyor. Tecrübeli ve işini bilen oyuncu.
Ancak;
Bu yaşıyla sağ kanatta devamlı oynaması verimini düşürebilir. Gökhan Zan’ın yerinde oynaması Ujfalusi için çok daha uygun. Bu diziliş takım için de iyi. Çünkü;
Gökhan Zan-Servet ikilisi topu oyuna sokmada ve de pozisyon almada gevşekler.
Terim de bunu biliyor. Sabri’yi sağ bek oynatmamak için bu yolu deniyor. Eboue gelirse Ujfalusi kesin göbeğe geçer.

5-Baros ilk günlerindeki gibi. Fırsatçı ve akıllı. Attığı iki gol de pozisyon takibi ile oldu. Baroş duracağı ve hamle yapacağı yeri iyi seçiyor. İkinci golündeki atağı mükemmeldi. Golü hissetti. Baroş Galatasaray’ın vaz geçmemesi gereken bir oyuncu. Gol şansı da çok yüksek. Geçen yılı saymıyorum. Dağılmış takımdaki sakat Baroş ancak o kadar oynardı. Bu Baroş daha hoş.
Terim’in de vaz geçeceğini sanmam!

Yine golcü bir oyuncu Elmander. Göreceksiniz bu Elmander takımın vaz geçilmezi olacak ve forvet hattında Terim’i en zorlayan isim olacak. Elmander hem golcü hem ileri uç arkası hizmet görevlisi. İki işi de güzel yapıyor. Fizik gücü de cabası. Galatasaray için iyi seçim.
Attığı gol iki sayılmalıydı!...

Şimdi bir de Forlan gelirse Galatasaray’ın forvetini kurmak kabus olur.
Oynayandan çok oynamayan aranır!

Önemli bir not;
Galatasaray (sağ bek hariç, Eboue) bu haliyle yeterli. Daha fazla transfer takımı bozar diye düşünüyorum. Uyum da çok önemli. Terim bu kadroyu istediği kıvama sokar.

Daha Muslera gelecek.
Kalede tasa yok!
Muslera ile takım bir kat daha güven kazanacak.
Ayrıca Liverpool maçında Aykut ve Ufuk da hata yapmadılar.
Şükür!

Liverpool’un da mecali yoktu. Kuyt girdi biraz hızlandılar.
Doğrusu kadroyu görünce Liverpool’u pek seyretmedim. İlgim Galatasaray’ın üzerindeydi. Sadece gözüm İnsua’yı ısrdı!

Bir hatırlatma daha;
Takıma giren de çıkan da uyumlu. Yedekler de iyiydi. Takım içi ahenk de gözlendi.

Son yıllarda üzülen taraftar Liverpool maçıyla Arena’yı doldurdu.
Helal olsun. Çok özlemişler galiba rakibi ısıran Galatasaray’ı.
Alkışladılar işte!
Terim’in rakibi zorlayan oyun anlayışı ve takım olabilme özelliği de kendini hissettirdi.

Terim bu işte;
Bir yanı yazı öteki yanı tura!
Dünkü yazım kendi isteği üzerine tura tarafı idi.
Olaylara damga vurmak istedi!
Ne gerekse…
Takımı coşmuş, Liverpool’u üçlemiş anlatsa ya oyunu…

Bugün Terim’in yazı tarafını yazdım.
Takımını.

Umarım talih de bu yıl Galatasaray için güzel şeyler yazar!



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler