Galatasaray'ın iskeleti oturdu. Takım işlemeye başladı. Bunda baş etken Elmander'dir. Sonrasında Baroş.
Orduspor maçında bu bir kez daha belgelendi.
Elmander gibisi Türkiye'ye gelmedi.
Hagi, Alex üstün yetenek, kabul. Ancak Elmander 6'lı forvetin vazgeçilmezi. Çok iyi bir forvet.  Takımını rahatlatan adam. Gol atan, attıran,  rakibe basan, savunmasına dönen, rakibi kovalayan…
Geldiğinden beri söylüyorum; Elmander santrfor değil. Forvet arkası. O bir çağdaş futbol cengaveri.
Elmander'de ne ararsan var.



Elmander-Baroş oyunu ilerde tutuyor
Sezon başı, hatta yakın zamana kadar Elmander'in yalnız maçlarını düşünün, kanatlardan da top gelmeyince rakip savunma arasında tek başına boğulduğunu, oraya buraya boşuna koştuğunu düşünün. Bir de yanına Baroş'un geldiği maçları görün.
Bugün Galatasaray içte dışta goller de atıyor gol de yemiyor puanları da alıyor.
Elmander-Baroş ikilisi oyunu ileride tutuyor. Goller de atıyor.
Oysa bunlar çift santrfor denen modası geçmiş, rakip on sekizde dikili duran oyuncu tipi de değil! Geziyorlar.
Orduspor maçı bunun ispatıdır.

İlk 15 dakika Orduspor orta alanda birikti, savunmasını öne çıkarttı, Galatasaray'ın üzerine gelmesine mani olmaya çalıştı. Yakaladığı toplarla Culio, Stancu, Ali Çamdalı, Dalmat ve Gosso ile gol kovaladı. Galatasaray'ın, rakibe çabuk basan adamları Orduspor'a bu fırsatı tanımadı. Ujfalusi ve Semih'in sert oyunları, Eboue'nin seyrek de olsa akıl dolu hücuma çıkışları yavaş yavaş oyunu Galatasaray'ın lehine çevirdi. Belki Orduspor oynuyor gözüktü ama tehlikeleri Galatasaray yarattı, golleri Galatasaray attı.

Goller derslik!
Orta alanda Elmander'den, Eboue'ye uzatılan pas harika bir görüş. Eboue'nin o bölgeye hareketlenmesi ayrı bir güzellik. Eboue'nin şık ortasına kaleci Fevzi'nin Baroş'a golü de net bir ikramı… Kaleci Fevzi ne kadar hatalı da olsa golün yapılışı çok güzel.
Bu golde üç kişi iki pasta rakibi açık düşürüyor. Bu da; Elmander, Baroş ve Eboue'nin futbol zekasıdır.

Sonrası da var;
Baroş'tan Kazım'a al da at!
Auta…
İkinci yarı Baroş, Orduspor savunmasını peşine takıp gidiyor. Durdurabilene aşk olsun!
Pas veriyor, şut çekiyor, Elmander'le şık hareketler yapıyor, arkadaşlarına yol açıyor ve sonunda Baroş, Kazım'a öyle bir ara pası atıyor ki Kazım atamasa ayıba girer!
Galatasaray iki farkla öne geçiyor.



Melo ve yok Selçuk… Eboue ve yarı-var Kazım
Terim'deki başka değişim Melo'yu az da olsa serbest bırakmasıdır. Melo hem savunmanın içine girip kademe yaptı hem rakip kale önünde gözüktü. Gole bile koştu.
Eboue de önemli bir faktör. Oyunu iyi okuyor. Duracağı yer, atacağı pas belli.

Elmander, Baroş, Eboue'nin uyumu futbol için bir güzellik. Bunlara Melo ve yokları oynamalarına rağmen Selçuk'la Kazım'ın da zaman zaman katılması Galatasaray'ın futboluna kalite katıyor. Selçuk ve Kazım hala % 50 verim…
Emre'nin de oyunu çabuklaştırması ve ileri-geri çalışması artı değerler kattı takıma.

Kazanmak elbette güzel ama…
Orduspor galibiyetine limon sıkmamak için 'ama'nın arkasını getireyim mi getirmeyeyim mi bilemiyorum ama; Orduspor lige hızlı girdi bu maç öncesi hocası bile yoktu! Son sıralara düştü.
Terim çok şanslı. Bu kritik virajda üç önemli rakibini de düşüş döneminde yakaladı. Yendi.
Oysa;
Takımın hala eksikleri var. İki kanat ve sol bek… Hatta oyun içi yönetmen.
Takım kanatlardan akamıyor.

Melo, Eboue, Baroş ve Elmander'in üstün performansı, Ujfalusi, Semih ve Muslera'nın
hemen hemen hatasız oynaması iyi de, sezon böyle gitmez!
Bu oyuncuların da düşüş dönemleri olacak. İşte o zaman Galatasaray'ı taşıyabilecek oyuncusu yok denecek kadar az.
Galatasaray yönetimi bu duruma aldanır takviye yapmazsa sezon sonu hüsran yaşar.
Galatasaray Ocak'ta eksiklerini gidermeli. Hem de takas yoluyla… İçerden… Şart!
Bugün galibiyete rağmen, güzel oyuna rağmen kuşkularım devam ediyor.
Çünkü benim için Galatasaray'ın rakibi Orduspor, Trabzonspor, Fenerbahçe değil.
Barça… ManU… Milan.
Onun için de Terim iyi bir takım yaratmalı.
Yaratırsa onu ve ekibini alkışlamasını da biliriz.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın