Geçen yazınızda basketbolu degerlendirmistiniz, bu sefer de basketle basyalalim mi?

Elbette ve büyük bir keyifle... Derin Galatasaray pişmiş aşa su katmaya çalıştı bu hafta içinde... Oktay Mahmuti ile onyıllar sonra gelen başarıyı gözardı edercesine Mahmuti'yi parkeden ofise, eski Tofas'li Zdovc'u da kenar yönetime transfer etmeye çalıştı. Neyse ki gerçek sebep ve nedenini anlamanın çok mümkün olmadığı bu tarihi yanlıştan çabuk dönüldü ve Mahmuti olması gerektiği gibi antrenörlük görevinde kaldı.

Bütün bunlar olurken sembol yabancımız Rancik Rusya'ya, pota altı silahımız Ermal'de eski kulübü Efes'e transfer oldular. Andric'le iki yıllık nikah tazelenirken, BJK'den ülkedelki en önemli yeteneklerden Cevher ve Enes'in 3. sıradan seçildiği drafte katılmaktan son anda vazgeçen Karsiyaka'li Furkan uzun rotasyonuna dahil edildiler. Efes'li Ender ile yapılan sözleşmenin de 3 yıllık olduğu açıklanması ile su an için geçtiğimiz seneki kadromuza göre guclendigimiz ve Mahmuti önderliğinde sert savunma yaparak yine başa oynayacağımızı belirtelim..

Futbola geçmeden Enes'e ne diyorsunuz?

Türk spor tarihinin bireysel anlamda en yetenekli ve başarılı sporcusu olma ihtimali çok kuvvetli Enes'in 2 sene boyunca resmi hiçbir maç oynayamamış olmasına rağmen draftte Pau Gasol gibi 3. sıradan seçilmiş olması potansiyelinin en önemli göstergesi.

Yeri gelmişken yıllarca Tanjevic'in ağırlıklı olarak Ülker'deki oyuncuları kullanarak oluşturup potansiyelini kullanamadığı basketbolcularımızdan en çok siyrilani olan Enes'in Kentucky Universitesi'inde oynayamaması için NewYork Times gazetesine özel demeçler veren ve kendine yapılan masraflardan (yaklaşık USD 100.000) daha çok para ödendiği için (yaklaşık USD 130.000) NCAA yönetimine konuyu belgeleri ile ispat eden Nedim Karakas'i ve kendisinin böyle davranması için ayna tutan kulüp yönetimini ve bu konuya gıkının çıkarmayan mümtaz Türk Basınını bir kez daha saygı ve sevgi ile anıyorum.

Lâfı yine dönüp dolaştırıp Fenerbahce'ye getirdiniz?

Elbette getiririm. Bire birde Ünal Aysal ile başa çıkamayacağını farkeden Aziz Yıldırım başkanımızı daha önceden kendi hegomanyasina aldığı diğer kulüp başkanları ile aynı ortama getirerek üstü kapalı sinyaller veriyor; burada gizli patron benim diye... Birebir kahve ictiklerinde hesabı Aysal ödeyecek iken Yıldırım masayı kalabalık tutup bu ortamda ben öderim diyor. Başkanın sportif danışmanı sevgili Bülent Tulun'a buradan duyurulur. Neymiş efendim, Aydinlar'ın futbol federasyonu baskanligi'ni BJK'de, bizde desteklemisiz. Kimdir yönetimi peki Sn. Aydinlar'in? Basketten sonra futbolda da Aziz Yildirim'in dediklerinden çıkmayan eski kaptanımız Lütfi Arıboğan, kankası Göksel Gümüşdağ, hakem camiasından Özgener... İlk icraat ne olacak; yabancı sınırlaması kalkacak! Kimde daha çok yabancı var; BJK ve FB'de... Bunun GS'e faydası ne? Benim buna verilecek cevabım henüz yok sevgili okurlar..

Futbola geçelim artık..

Stoper şart... Hem de en iyisinden... Geçen sene hem sağ bek hem de stoperde harikalar yaratan Ali'den doğan boşluğu hala dolduramadık! Kimse kusura bakmasın iki sezonda toplamda 30 maç oynayaman ve oynadığı maçlarda da faydasından çok zararı olan Gökhan'in hiç bir şekilde bu takımda yeri yok. Keza Cağlar'ında... Eldeki kadroya bakınca Elmander-Baros-Stancu-Mehmet Batdal-Kazım-Pino var forvet oynayabilecek olan... Ne Drogba'ya ve de Forlan'a hayır diyecek durumda değiliz fakat stoper mevkiinde (stoper oynayabilecek olanlara lütfen bakmayınız) Ufjaluisi ve Servet dışında elde oyuncu yok..Sağ bek Sabri, sol bek Hakan ve yedeği Çağlar var...

Eldeki iki stoperimiz önümüzdeki sezon bittiğinde toplamda 65 yaşında olacaklar... Biraz yaşlı, biraz da sayı olarak eksik degilmi Allah Aşkına sevgili okurlar? Yine başında çıktığı üzere kendi milli takımında da oynamaya başlamış Real Madrid'de istediği gibi forma bulamayan Garay tarzı 25-26 yaşında cıva gibi bir stoperi bünyeye katsak, elimizde en az 3 tane sağlam stoper olsa daha iyi ve mantıklı olmaz mi? Bu sayede dilendiginde (pardon zorunda kalındığında) o mevkii de oyanayacak olan Hakan ve Çağlar'ın kalecinin hemen önünde yapacakları ölümcül hatalara şahit etmemiş oluruz?

Hakan geçen sene iyice biriktirdiği 'Galatasaray Camiasına olan borcunu' Fatih Hoca'nin önderliğinde ödese, Çağlar'da yedek solbek olarak geçen sene gösterememiş olduğu 'pozitif hareketleri' bu sene gösterse yuregimizdeki acı belki o zaman bir nebze soğur..Stoper mevkiinde Song-Tomas beraberliğinde gelen 2005-2006 sezonundan bu yana önümüzdeki sezonlarında stoperini bu seneden bünyeye katmak adına Garay tarzı sağ bek oynama özelliği olmayan bir (oz)stoperin varlığı forvete yapılması planlanan marjinal katkıdan çok daha önemli bizim açımızdan..Direkt oynayabilecek stoper demişken takıma genç bir stoper de eklemekte fayda var; önerimiz 2008-09 sezonunda A takım formamizi başarı ile giyip bu sene Adana DS'dan Sivasspor'a geçen Murat Akça...

Peki ya kale?

Konuşmaya bile gerek yok... Geçtiğimiz sene takımının kalesini korumuş, 30-31 yaşını asmamış, kendi milli takımında da oynayan ve önümüzdeki 5 sezonda gözü kapalı görev verebileceğimiz bir kaleci olmadan ne stoper ne de forvet almaya bile gerek yok..1 numara en olmazsa olmazimiz su an için..

Orta saha?

Ortanın ortası kalabalık..Selçuk, Yekta, Cana, Ceyhun ve zorunda kalındığı durumlarda görev verilebilecek Ayhan var..Solda Arda-Culio görev yapabilecekken sağda Ufjaluisi sağbek oynadığında ortaya çekilebilecek Sabri var..Fakat bunu yapabilmek için az önce bahsettiğimiz stoper transferini yapmak şart...Yoksa geçmişte Capone'yi –Umit Davala ile değiştirip takımda 6 oyuncunun mevkiisini kaydırarak yürüyen akşamı bozmadan tarihi başarılar yaratan Fatih Hoca'ya aradan geçen 10 yıla rağmen çok daha kötü bir oyuncu nüvesi teslim etmiş oluruz...

Bu açıdan bakıldığında ortanın sağına bir takviye de önümüzdeki günlerde söz konusu olabilir...Zira Emre, Mustafa gibi Aydın artık bu veya başka bir bolgedehicbir şekilde görev yapmamalı ve 21'lik Serkan'da Sabri'yi yedeklemek yerine (19'luk Musa'le beraber) başka bir takıma kiralanarak orada güç-kuvvet kazanıp esas hedef olarak 2012-13 sezonunu hedeflemeli...

Fatih hoca resmi imza atmadan Bülent Tulun ile sorunlar başgösterdi..Bu konuda diyecekleriniz?

Bakınız ne Fatih Hoca, ne Bülent Tulun , ne Ali Dürüst ne Adnan Öztürk, ne de Başkan Ünal Aysal geçtiğimiz dönemde görev alan kişiler değiller..Hepsi birikim anlamında en üst seviyede profesyoneller ve hepsi birarada göreve beraber daha yeni soyundular...Doğal olarak kişilik ve ego çatışması olacaktır; önemli olan sezon başlamadan buna son verip tüm futbol camiası karşısında 'yek vucut' durmaktır..Benim yukarıda bahsettiğim kulübün önde gelen isimlerinden beklediğim esas budur..'Soz konusu Galatasaray ise gerisi teferruattir' cümlesi sıkıştığımız anlarda bize yol gösterecek olan slogandır..

Eklemek istediğiniz son şey nedir?

Takım yarın 09.00'da Florya'da sahaya iniyor..Yeni sponsor marka Nike ekipmanları ile..Bu hafta içinde transferlerin bir kısmının gerçekleşip fotoğrafların yeni ekipmanlarla çekileceğini düşünüyorum.


Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın