Topbaşı yaparken

Kulubümüz maddi açıdan son derece zor yıllar geçiriyor...  

Webaslan.com
Topbaşı yaparken
Hemen hemen her sezon başında adeta bir gelenek haline gelen Galatasaray ile ilgili 'kadroda köklü değişiklikler yapmaları lazım' yorumlarını okuyor, dinliyoruz. Biz Galatasaraylıların aramızda yaptığımız sohbetlerde ise en az 1-2 kişi çıkıp 'oynatacaksın gençleri 3 yıl, vallahi çok daha iyi olur' deyiveriyor. Bu arada takimimiz 1 yılı kötü geçirip hemen ertesi yıl  şampiyon oluyor ve 'dağıtacaksın bu kadroyu' felsefesini güdenlerimizin kafası karışıveriyor.' Seneye de kesin şampiyonuz, ben size dememiş miydim' diyenlerimiz için ise bir sonraki sezon hüsranla sonuçlanıveriyor.

Doğrusu ne peki sevgili okurlar? Bence hem hiçbiri hem de her ikisi..

Kulubümüz maddi açıdan son derece zor yıllar geçiriyor, harcanan her kuruşun geri dönmesi ve bu borç sarmalından kurtulmamız gerek bir an evvel. Bunun bilincinde olan yönetim ne olursa olsun stadı artık tamamlatmanın önemini kavradı, taraftarların üzerlerine düşeni yaparak bir an evvel ASY'e hakettiği şekilde veda etmek gündemin esas maddesi..

Bugünlerde Servet'i 8 milyon euro'ya Marsilya'ya satmaya çalışan yönetimin esas amacı futbolculara olan 17 milyon euro'ya yakın oldugu söylenen borç
rakamını azaltmak. Yönetim devre arasında Meira'yi satarken de alacağımız bonservis tutarı kadar Meira'ya önündeki 3.5 yilda da yapacağı ödemeleri düşünüp en an 10 milyon euro'luk bir tasarrufa gitmişti. Evet belki de Meira yollanmasa Uefa'da cok daha fazla ilerleyebilirdik (Meira iyi oldugundan değil; O sahada olsa M.Topal, Hakan, Kewell gibi oyuncularımızı kendi mevkilerinde oynatacağımızdan) ama bu olmadi. Meira'dan toplamda 10 milyon euro tasarruf eden yönetim bundan 3 hafta önce M.Yıldız'ı 5 milyon euro bonservis bedeli ile transfer etmeye çalışır gözükmüştü; demek ki inandırıcı değillermiş..

Servet son 2 sezonda oynadığı futbolla  ve mücadelesi ile Galatasaraylı milyonların gönlünde taht kurdu, büyük olasılıkla bizden giderken de yüklüce
bir bonservis kazandırıp gidecek. Sezon içinde sözleşmesini yenilediği ve bu davranışta bulunduğu için ve saha içinde kendi kapasitesini asmaya çalıştığı icin teşekkür ediyorum kendisine. Bizim kadromuzu yeniden giyerse veyahutta transferinde bir son dakika pürüzü çıkıp bu sene de kalırsa; gecen seneki yaptığı gibi Kadıköy'de tüm ısrarlara rağmen Galatasaray seyircisini selamlamayı asla es geçmemeli..

Konuyu son günlerde basında yer alan Sivasspor'lu Hayrettin takasına getirmek istiyorum; yönetimin Hayrettin'e karşılık gerçekten 4 tane genç oyuncuyu teklif ettiğine inanmak pek mümkün değil. Tamam Aydın bu sene, M.Güven'de son senelerde kendilerine verilen şansları çok iyi değerlendirmediler ama kenarda 1.Lig'de çok iş yaparak geri dönen ve Yaser'le yaşıt Özgürcan, daha bizle 3-4 resmi maç oynamamış Alparslan varken nasıl bu 4 genç oyuncunun toplamda bir Hayrettin ettiğini anlamak mümkün değil sevgili okurlar.. Bu haberin asparagastan öte bir değer taşıdığına inanmıyorum..

Yönetim Sivaslı Hayrettin olsun olmasın, Hakan'ı stoper oynatma sevdasından dolayı Volkan'ın yerine bir sol bek arayışına girmiş ise bu da doğru değil. Hakan stoper, ön libero hatta ve hatta ortanın solunda oynayabiliyor ama en verimli olduğu yer sol bek ve bu mevkii de O'nun yerine başka bir oyuncuyu ikame ettiğimizde bilhassa defansif açıdan çok zorlanıyoruz.. Daha önce yazdığımız gibi, M.Topal'ı ısrarla stoperde, Sabri'yi de sağ bekte oynatarak başta bu oyunculara sonra da kendimize haksızlık ediyoruz.. Arada bir sakat/cezalı oyuncuların çokluğunda bu tip görevlendirmeler normal karşılanabilir ama sezonun genelinde bunu bir strateji olarak benimsemeye çalışmak kesinlikle yanlış bir tercih.. Şu an görünürdeki en önemli eksiklik gerektiğinde stoper de oynayabilecek bir sağ bek.. Bu oyuncuyu Uğur/S.Kurtuluş yedeklerken, Servet'in gidişine göre O'nun kadar devamlılık sağlayacak en az 1 stoper daha almamız bir zorunluluk. Sol bekte Hakan/Volkan ikilisi Turkcell Süper Lig'in en iyi ilk 11/yedek solbekleri, umarım yönetim daha iyilerini (!) bulmadan bu düzeni bozmaya kalkışmaz.

Takımımız bugün Florya'da iş başı yaparken sezon formalarından da bahsedelim biraz.. Klasik parçalı, beyaz, kırmızı ve evet sıkı durun dördüncü forma olarak ta mor formayı giyecek bu sene Aslanlar.. Bu seneki klasik formamız arkasındaki Taçsız Kral Metin Oktay'la tasarlanmış, beyaz formamızın kollarında sarı renk hakim, kırmızı ise 2 sene önce UEFA maçlarında giydiğimiz forma gibi kıpkırmızı ve son olarak mor formamızda Fiorentina'nın yıllardır giydiği klasik formaya benzer bir görünüme sahip..

Yazımın sonunda basketbol takımımızın bütçesinin yıllık 10 milyon dolardan 2 milyon dolara inmiş olmasını ise içinde bulunduğumuz ekonomik koşulların kaçınılmaz bir sonucu olarak doğru bulduğumu belirtmek istiyorum. Son 2 sezondur ilk 2'de olan takımlarla başa baş oynayabilmek için 20 milyon dolar ve üstü bir bütçeye sahip olunması aşikar. 10 milyon dolarlık bütçe ile Play off'a hep 4 veya 5. sıradan girip final şansı elde edemeden ligi bu sıralarda bitirmektense daha düşük bir bütçeyle Ersin Görkem gibi kendi altyapımızdan yetişmiş oyuncuları tekrar bünyemize katarak ligde play off'un tehlikeli bir takımı olmamız çok daha akıllıca. Yıllar önce Orhun Ene örneğinde olduğu gibi Kerem Tunçeri'yi 2-3 sezon sonrasında bünyemize katabildiğimiz, Fatih Solak gibi hem çok iyi bir Galatasaraylı hem de özverili oyuncularımızı tekrar bünyemizde uzun yıllar tutabildiğimiz bir takım seyircide inanın  çok daha fazla aidiyet duygusu yaratacaktır ve basketbol için şart olan devamlılık ve o amatör ruh geri dönecektir; esas başarı ise o zaman bizim olacaktır..

Bir sonraki yazımda Rijkaard'ın takıma neler katacağı yönündeki tespitlerimde sizle birlikte olacağım..

Saygı ve sevgilerimle,

Ant İpek


Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler