Şimdi birlik zamanı

Bazı maçlarda neredeyse 90 dakika tek kale oynarsınız ama top bir türlü kaleye girmez. Yönetim de o hesap, şimdiye kadar her ne kadar iyi niyetle mücadele etse de olmayınca olmuyor... Stat projesi, yüzüncü yılda şampiyonluğun kaçması, Ribery olayı, transferlerdeki olumsuzluklar derken, Kaptan Bülent'in camiadan dışlanması bardağı taşıran son damla oldu. Önümüzdeki seçimlerde Özhan Canaydın'ın başkan seçilebilme olasılığını bir mucize olarak değerlendiriyorum.

Daha sezon başındayız. Önümüzde UEFA, Süper Lig ve Türkiye Kupası yolunda yapacağımız onlarca maç var. Eğer artık başarı için sabırsızlanıyorsak yapmamız gereken, bu uzun ve zorlu yolda birlik ve beraberliği sağlamak, takıma güvenmek ve tabii ki Ali Sami Yen'i rakip takım için bir cehenneme çevirmektir.

Gelelim Ankaragücü deplasmanına. Gerets, yine aynı sistemle oyuna başladı. Daha maçın başlarında verilmeyen penaltı ve Sasa'nın müsait pozisyonda kaleciden dönen şutu, Necati ve Cihan'ın sakatlanması oyunun ilerleyen dakikalarda zora girmesine neden oldu. Sasa İliç Konyaspor karşısındaki etkili oyununu Ankaragücü maçında da gösterdi. Net gol pozisyonlarına girdi, takım arkadaşlarına iyi toplar attı. Boş bir transfer olmadığını, ortaya koyduğu oyunla gösterdi. Her ne kadar bu maçta girdiği pozisyonları gole çeviremese de, maç süresince net pozisyonlar yakalaması gol yapma olasılığını da artırıyor. Fakat asıl önemlisi bu performansın devamlılığını sağlayabilmesidir...

Sasa'nın olumsuz yönü ise orta sahaya neredeyse hiç yardım etmemesi. Maç boyunca top bir o kalede bir bu kalede, iki takımda gol pozisyonları yakaladı. İlerleyen haftalarda takımın orta alanda sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. Hem forvet oyuncuları hem de defans, bu alanı doldurmak için ekstra enerji sarfetmek zorunda kaldı.

Öte yandan Song ve Tomas yine herzamanki gibi formlarının zirvesinde mücadele ettiler. Song'un bu sezon ileri çıkışlarını çok göreceğiz. Önümüzdeki haftalarda gol bulması sürpriz olmaz.

Forvet hattındaki zenginliğimiz şimdiden farklılığını ortaya koymaya başladı. Ümit Karan ilk on birde çıktığı ilk maçı boş geçmedi. Hakan Şükür ise hastalığına rağmen mücadeleci bir oyun ortaya koyarak, elinden geleni yapmaya çalıştı. Söz Hakan Şükür'e gelmişken O'nun yeniden milli formayı giyecek olması, 2006 Dünya Kupası yolunda Milli Takım 'a büyük katkı sağlayacaktır. Kral'a Milli Takım ve Galatasaray forması altında bol gollü maçlar diliyorum.