Manisaspor yenilgisi sonrası, Galatasaray'da perde arkasında yaşanan gelişmeler su yüzüne çıktı. İkinci Başkan Mehmet Helvacı'nın Başkan Adnan Polat'ın yokluğunda yönetimi toplama girişimi, yeter sayıyı bulamadığı için sonuçsuz kaldı ancak bu konu üzerinde çok konuşuldu, yazıldı. Bütün bunlar olurken, Başkan Adnan Polat, bayram tatili için gittiği Bangkok'taydı. Kendisine telefonla ulaştık. İşte noktasına, virgülüne dokunmadan Adnan Polat'ın gündemi sarsacak şok açıklamaları:

AMAÇ YÖNETİMİ DEVİRMEK
Dört yıl süresince yapılan iyi şeyleri görmek istemeyenler var. Devamlı bizi eleştiren birkaç kişilik muhalefet yönetim içinde huzursuzluk çıkartmaya çalışıyor. Amaçları yönetimi devirmek. Medyayı gerçek dışı haberler uçuruyorlar. Mehmet Helvacı da buna çanak tutuyor. Toplu istifalarla yönetim devrilecekmiş' bunlar asılsız haberler. Polat yönetimi kolay devrilmez Galatasaraylı da başkanı aleyhine davranmaz, Ancak Divan Kurulu'ndaki bencil konuşmasından dolayı İkinci Başkan Mehmet Helvacı'ya kırgınım. Helvacı adeta Brütüs olmuş bizi arkadan hançerliyor. İnsanın içinden sende mi Brutus demek geliyor!

LİSELİLERE SAYGIM BÜYÜK
Bu camiada saygın bir hiyerarşi vardır. Ben liseli değilim ama Lise'ye saygım büyüktür. Orası bir kültür hazinesidir. Orada 'ben' yok 'biz' vardır. Başkanlığım döneminde bu gayret içinde oldum. Merhum Başkan Canaydın ona itaatimden ve bana tevdi ettiği işleri çok iyi yürütmemden ötürü beni başkanlığa aday gösterdi. Galatasaray'da işleri başkan delege eder, yönetim kurulu üyeleri de bu görevleri yerine getirir. Ben de öyle yaptım; Stat sorumluluğunu eski bürokrat olan Sayın Işın Çelebi'ye verdim. İletişim ve Pazarlamayı bu dalda ülkenin önde gelen ismi Sayın Yiğit Şardan'a verdim. Mali sorunlara destek için nakit akışı ve bankalarla ilişkileri Sayın Ali Haşhaş'a verdim. Üç senedir peşinde koşulan şirket birleşimi görevinin hukuki bölümünü de Sayın Helvacı'ya bıraktım. Helvacı'nın Divan Kurulu'nda ; 'şirketleri ben birleştirdim' demesi hatadır. Her ne kadar yüreğinde başkanlık yatıyor da olsa Sayın Mehmet Helvacı'nın Divan Kurulu'ndaki söylemi hiç de hoş değildi.

DİVAN SAĞDUYU MERKEZİDİR
Muhalefet, yönetimin uyumunu bozmak için Divan'da bile acımasızca tavır sergiliyor. Divan Kurulu muhalefet kürsüsü değil tam tersine 'sağduyu' merkezidir. Her fırsatta aynı kişiler tarafından eleştirilmekten bıktım. Ne Seyrantepe, ne şirketlerin birleştirilmesi, ne Riva'nın ihaleye çıkıyor olması önemseniyor. Bunlar Galatasaray'ın geleceğini kurtaracak muazzam projeler ama muhalefet bunları yok sayıp Adnan Sezgin'le, borç batağında oluşla, Adnan Polat'ı yıpratmaya çalışıyor. Borç konusunda en masum kişi benim. Ben son dört yıldır görevdeyim. Borcu ödemeye çalışan da dört senedir benim yönetimlerim. Durum ortada. Ama insanlar görmek istemiyor. Galatasaray artık rahata çıkmak üzere. Koltukta artık çivi yok! Bu yüzden de Galatasaray Başkanlığı ve yönetimi çok cazip.

ÖZGÖRKEY'İN İSTİFASI YASA GEREĞİDİR
Şirketlerin birleştirilmesinde eski yöneticilerin istifa etmesi yasa gereğiydi. Cemal Özgörkey'in istifası olay oldu. Özgörkey de net konuşmuyor. Yönetim Kurulumdan hiç kimsenin gözümde ayrıcalığı yoktur. Çalışan ve başkanına itaat eden camiadan takdir görür.

NAKİT AKIŞI DÜZENE GİRİYOR
Geçmiş 16 senenin ceremesi de Polat'a çektirilmeğe çalışılıyor. Oysa Galatasaray'ı yakından takip edenler bugün telaffuz edilen borçların nelerden kaynaklandığını, nerelerden geldiğini ve bunca yıl kimlerin bu borçları ödemeye çare bulduklarını veya bulamadıklarını biliyor. Ve hala bütün bu sorunlar, gerçek sorumlularından arındırılıp benim omzuna yüklenmeye çalışılıyor. Bunları yapanlar da Galatasaray'ı çok yakından tanıyanlar. Muhalefet her olayı büyüterek erken seçime çanak tutuyor. Ancak yüz yaşı aşkın Galatasaray'da imza toplanarak yapılan bir erken seçim de görülmemiş.

"Şirketleşme ve Seyrantepe ekip işi"
Galatasaray başkanlık sistemidir, herkes başkana tabidir. Ancak Galatasaray'da yapılan her iş ortak bir çalışmanın ürünüdür. Ayrıca şirket birleşiminde mutlu sonu hazırlayanlar da bankalardan 70 milyon doları kısa sürede temin eden; Ali Haşhaş, Işın Çelebi ve Yiğit Şardan'dır.Yıllardır özlenen Seyrantepe bitmek üzere, Galatasaray muhteşem bir stada kavuşuyor ama gel gör ki muhalefet her fırsatta stadın çatısını, yollarını diline doluyor. Oysa bunlar detay... O statta herkesin emeği var. En çok da Işın Çelebi'nin. Her kim emek verdiyse onlara teşekkür her Galatasaraylının borcudur.

"En çok ben üzülüyorum"
Rijkaard'ı getirdiğimizde Türkiye ayağa kalktı. Dünya Galatasaray'ı konuştu ama uyumsuzluk yaşadık. Hagi geldi o da aynı sorunları yaşıyor. Schuster de yaşıyor. Del Bosque de yaşadı, başarısız oldu gitti İspanya'yı dünya şampiyonu yaptı. Futboldaki başarısızlığa en çok ben üzülüyorum. Yıllanmış, yıpranmış bir takım yenileniyor. Bu sancıların olması doğaldır. Yeni statla birlikte eski günlerimize döneceğiz. Galatasaray'da transfer bitmez. Göreceksiniz.

"İstifa ile yönetimi düşürmek G.Saraylıya yakışmaz"
Galatasaray'da yönetimin düşmesi için yönetim kadrosunda yedi üyenin altında sayısal bir durum gerek. Beş kişi istifa edecek ki yönetim altı kişiye düşecek. O da yetmez. Dört yedek üye otomatikman istifalardan boşalanların yerini dolduracak. Onlar da bu görevi kabul etmez ise ancak yönetim düşer. Bunları düşünmek bile bu camiaya yakışmaz. Kimsenin istifa edeceğini sanmıyorum. Galatasaray böyle bir hataya düşmez. Hizipleşmek doğru değil. Dış mihraklı tahriklerle yönetimde sorun çıkarmak kimseye yaramaz. İstifayı çare olarak görenlere sesleniyorum; Galatasaray istifa edip görevden kaçana bir daha görev vermez. İstifa eden kendine eder. Bugüne kadar muhalefetin tuzağına düşüp istifa ile devrilen yönetim de yoktur. 2008 seçimlerinde kendine güvenip taşın altına elini sokmayanlar, benim karşıma aday dahi çıkaramayanlar şimdi beni devirmeye çalışıyor. Bildiğim yoldan dönmeyeceğim. Galatasaray dedikoduyla değil, çalışmayla yönetilir.

Yeni Şafak - Abdullah Eğilmez

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın