Riva gerçekleri!

 

Fanatik
Galatasaray’ın kasası ondan soruluyor. Seyrantepe, Riva, AIG denince akla hep o geliyor. Özhan Canaydın’ın sağ kolu Refik Arkan, merak edilenleri bir bir açıkladı 

Galatasaray’ın pürüzsüz, ihtilafsız hiçbir gayri menkulü yok. 4 yıldır görevdeyim ve tüm bu ihtilafları tek tek çözerek minimuma indirdik. Bir tarafta şahıslar bir tarafta devlet olduğu için işler kolay çözülmüyor. Bir kısmı da yargıda...

Bazı gayri menkullerin sorunlarını büyük ölçüde giderdik ancak Galatasaray’ın iş bölümü yaparken daha radikal kararlar alması lazım. 1-2 kişinin sadece bu gayri menkullerle uğraşmasıyla olacak iş değil...

Bu birimi şu anki yönetim kurabilirdi ama büyük bir ek maliyet gerektiriyor. Şu an için de böyle bir mali durumumuz yok. O bakımdan yönetim kurulu üyeleri şahsi gayretleriyle halletmeye çalışıyor. Ama mali yapılanmayı tamamladığımız an mutlaka tesislerle, gayri menkullerle ilgili bir birimin oluşturulması lazım...

Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Refik Arkan’la konuşmak en doğrusu olacaktı. Özel şeyler konuşmadık mı, konuştuk. Bugün açıklamaması gereken şeyleri anlattı mı, bir kısmını. Ona hak verdim mi, verdim ve takdir ettim... Uzaktan davulun sesi hoş geliyormuş gerçekten. Sayın Arkan’ın açıkladıklarına bakarsak, hem Riva hem Seyrantepe hem de diğer projeler için çok ‘ince’ çalışmış. Bu ince lafının değerini tüm Galatasaraylılar bilmeli. Belki kulübün gelecek kuşaklarının sonra anlayacakları çalışmalar yapmış. Konuşmasının en ilginç tarafı şuydu: ‘Yaptıklarımı konuştuğum an duyuluyor. Bazen kendime bile söylemiyorum. Yönetim toplantısında bilindiği an bir yerlere gidiyor. O zaman işler aksar, Galatasaray zarar görür. Buna izin veremem...’ İlginç sözcükler değil mi? Ama bana gösterdiği birkaç ayrıntıdan dolayı ne demek istediğini anladım. Bu röportajdan sonra umarım aklınızda soru işareti kalmaz. Zaten bu kadar açık konuşan bir yönetici bulabileceğimizi de zannetmiyorum.

* Sayın Arkan, çocukluğumda Riva’ya denize giderdik. Gitmeden önce de ağaçların altında babam soğuk karpuzu keser, ağzımızdan sular aka aka yerdik. Çocukluğumun en unutulmaz anısıdır bu güzel günler. Aklım erdikten sonra anladım ki o ağaçların orası Galatasaray’ınmış. Sayın Selahattin Beyazıt doğumumdan bile çok önce araziyi almış. O günün güzelim Riva’sının yerinde bugün bir beton çöplüğü var. Umarım bir güzellik de siz katarsınız oraya temennimle başlayayım. A’dan Z’ye şu hikayenizi anlatır mısınız, bilmeyenler öğrensin...

- 1 milyon 175 bin metrekarelik bir arazidir. Sayın Başkanımız Selahattin Beyazıt tarafından kulübümüze kazandırılmıştır. Fakat ne ilgilenen olmuş ne de bir proje yaratma gayreti içine girilmiştir.

Yönetime geldiğimiz günden itibaren Riva’yı değerlendirmeyi düşündük. Öncelikle imar meselesini halletmeye çalıştık. Arazimiz çevresindeki gayri menkullerin inşaat emsali 30-35 civarında. Bizim arazimizin bu hakkı 16’ydı. Biz bu 16’nın artırılması gerektiğini görüp, Bayındırlık Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü’ne müracaat ettik. Onlar bir raporla arazinin yüzde 25 imar durumu emsali olabileceğini söyledi. O raporu alıp 3 numaralı Anıtlar Kurulu’na gittik. Araziyle ilgili karar almak üzere bir süreç başlattılar. Sonunda Anıtlar Kurulu 16’yı ancak 20’ye çıkarttı. Biz 25’e çıkması için çalışıyoruz.

2002 yılında kongre üyelerinin katıldığı bir toplantıda büyük müteahhit firmalara sahip Galatasaraylılar “Riva arazimize 20-25 milyon dolar veren varsa iyidir” ifadesinde bulunmuşlardır. Çünkü o tarihte gayri menkul piyasası çok hareketli değildi. Türkiye’deki çoğu bankaların ortağı olduğu Türkiye Sınai Kalkınma Bankası bir rapor hazırladı. Raporda Galatasaray’ın mali yapısının yeniden nasıl yapılandırılacağı yönünde bilgiler vardı. Riva’nın borçları kapatmada çok önemli bir unsur olduğu belirtiliyordu. Raporu aldıktan sonra borçlu olduğumuz bankalarla masaya oturduk. Ve bu projenin hayata geçirilmesine karar verildi. Borçlu olduğumuz bankalar birleşti, tek sözcü tayin etti. Galatasaray da projenin nasıl hayata geçirileceği üzerine çalıştı. Galatasaraylı müteahhitlerin verdiği 25 milyon dolardı. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası 40 milyon dolar öngörmüştü. Kısa bir süre önce Denizbank, değer tespiti yaptı, 50 milyon dolar. Şu an arazinin 75-80 milyon dolar değerinde olduğunu söyleyerek yola çıkıyoruz ve TOKİ’nin yaptığı ‘hasılat bölüşümü’ yani metrekare üzerinden anlaşma yapmak istiyoruz, banka, Galatasaray ve müteahhit olarak satılabilir metrekarenin üzerinde kulübün hisse alması şeklinde projeyi tamamlayacağız. Bankalara borcumuz bitene kadar Galatasaray 1 lira almayacak. Borç bitti, o zaman artan paralar kulübe gelecek. Zaman isteyen bir şey. Kamuoyunda büyük ilgi uyandırırsa, bu süre kısalabilir. Ama en erken Haziran-Temmuz 2006’dan evvel böyle bir giriş olacağını zannetmiyorum.

* Firmalar kimler?
- Projenin 3 bacağı var. Bankalar, Galatasaray ve müteahhit. Galatasaray Kulübü 5-6 müteahhitten teklif aldı ve en iyi olanı, inşaatı bitirme kapasitesi gücü olan müteahhitlerden bir tanesini seçip bankalara teklif edeceğiz. Onlar da uygun görürse proje yapılacak. Çok yakında açıklayacağız.

* Bayağı yolunuz var anlaşılan...
- Var tabii ama müteahhitin belirlenmesinden sonra 3-4 ay proje belirlenme süresi olacak. Bir kısmı villa bir kısmı apartman mı veya tamamı villa mı, spor tesisi mi olur, bu belirlenecek. Ama biz metrekare üzerinden bedel alacağız. Burada minimum banka mevcutlarımızın garanti edilmesi lazım. Aldığımız teklifler Türkiye’nin önde gelen firmalarıdır.

* Galatasaray ne zaman kasasına para alır?
- Şahit oluyoruz, öyle satışlar oluyor ki, bin daire bugün çıkıp yarın satılıyor. Böyle bir talep olursa, haziran ayında ciddi bir para akışı olur.

* Ne kadar olur?
- Kulübümüzün bu projeden beklentisi, takriben 110 milyon dolar olur, aşağı düşmez.

* Galatasaray Camiası biraz ‘hard’ diyebiliriz. “Riva’yı satıyor yönetim” diyorlar. Öyle mi?
- Riva sonuç itibariyle elbette satılacak ama Galatasaray arsayı satmayacak. Kulüp kendi arsasını kuracağı bir şirkete devredecek. Örneğin “Riva A.Ş.” gibi bir şirket olacak. İleride gayri menkul alanların tapusunu devredecek. Ama Galatasaray arsayı satıp arkasını dönüp gitmeyecek, değerlendirecek. Üzerine villalar yapılacak, para kazanılacak. Doğrudan doğruya arsayı satıp işi bitirmeyecek Galatasaray. Değerlendirmiş olacak.

* Sonuçta arazi elden gitmiş olacak ama...
- Evet gidecek. Bu paranın girmesi için de arsanın gitmesi lazım. Bir sadece arsayı satmak var, bir de üzerine katma değer oluşturup satmak var. Bugün araziyi satarsınız 60-70 milyon dolara ama o zaman 110-120 milyon dolardan olursunuz. Biz arsayı bir kişi veya kuruma satmaya yokuz. Binaların satışından da gelir elde edilmesini istiyoruz.

* Ev yapılıp satılmasa da ‘Disneyland’ gibi projelerle bir ömür boyu gelebilecek bir para akışı sağlansa daha iyi değil mi?
- Böyle bir teklif gelmedi. Arazinin konumu zaten böyle eğlence tesisinin yapılmasına müsait değil.

* Tamam o zaman bunun gibi başka bir fikir uygulanamaz mıydı, araştırdınız mı?
- Şehre çok daha yakın olan bir gayri menkulle ilgili böyle bir projemiz oldu ama sıcak bakılmadı.

* Bir yanda 110 milyon doları alıp bir daha para almayacaksınız, bir yanda da hep sıcak para göreceksiniz. Bende insanların bu sıkıntılarında haklı oldukları izlenimi doğuyor. Belki bu 110 milyon doların gelmesi de muamma...
- Muamma yanlış olur. 5-6 müteahhidin vermiş olduğu teklifler bende. Oradaki ortalama ortada.

* Binalar satılmazsa, geç satılırsa ne olacak?
- Tekliflerde şu şart var; “Kulübün banka borcunu garanti edeceksin” Bu olduktan sonra zaman içinde satılsın. Kulübün önünü açabilmek için banka borcunun gündemden düşmesi lazım. 1997’den itibaren ne diyoruz? Öyle borçlanıldı ki, başkan adayı çıkmıyor. Bu yükün altına kimse girmek istemiyor. Eee! Bu proje Galatasaray’ın önünü açıyor. Bilançodan 60-70 milyon dolar bir anda çıkıyor.

* Sayın Arkan siz diyorsunuz ki bu işi 2006 Mart’tan önce halledelim, başkan adayları çıksın ve demokratik bir seçim olsun, öyle mi?
- Tabii ki. Proje yönetimin projesi değil. Eğer gayri menkulün piyasadaki talebinin artması söz konusu olmasaydı yine beklenecekti. Ne zaman talep oluşursa o zaman çıkartmak lazımdı. Piyasa uygun, bankalar hazır. Piyasa şartları bozulur, fiyatlar düşerse 10 sene daha mı bekleyecek Galatasaray.

* Mart çok mu geç olur?
- Çok geç olmaz belki ama 2006 Mart’ından sonra tekrar kontratların tamamlanması ve gündeme gelip oluşması eylül ayını bulur. Eylülden sonra da bir 6 ay projenin hazırlanıp satışa sunulması 2007 Haziran’ı bulur. Yönetim olarak acelemiz neden, biz bunu oluşturduk, bu talebi kaçırmamak lazım. Yoksa martta olmuş, nisanda olmuş fark yok.

*Tam borç nedir?
- 150 milyon dolar.

* 110 Riva’dan gelecek...
- Böyle söylersem yanıltmış olurum. Şimdi borç 150. Eğer haziranda muazzam bir talep olur satış tamamen biterse, dediğinize katılıyorum. O zaman borç büyük ölçüde biter ama temkinli konuşalım ve 1-1,5 yıl içinde tamamlandı diyelim. O zaman iki sene içinde kasamıza 110 milyon dolar gelir. Borçları daha uzun vade içinde ödeme imkanı bulur ve bilançosu, borç stoğu azalmış olur. Bu giriş olduğu zaman borçları otomatik olarak kurulmuş şirkete devrederiz ve o borç, o şirket tarafından bankalara ödenir.

* ‘Kurtuluş’ lafına takıldı herkes. Riva’yı niye tek kurtuluş olarak lanse ettiniz?
- Bu lafı etmedim ama ortaya atıldığı doğru. Bir gerçek var, bütün spor kulüplerinin tarihindeki en büyük mali proje Riva Projesi’dir. Mali sorunlarının yüzde 80’ini hallediyor. Önümüzü açacak.

* Neden yönetim olarak şu yaptıklarınızı anlatamıyorsunuz?
- Bakın bir dönem Galatasaray sıkıştı ve AIG’ye hisse satışı yaptı. Gelirinin yüzde 20’sini sattı. Ama başka beklentileri de vardı. Bu beklentiler gerçekleşmedi. O yönetim gitti, biz hisseleri geri aldık. Aktifimize girmedi ama Ünal Aysal Ağabey’in elinde geri gelecek. Sonra yine mali sıkıntı oldu. Yüzde 16 daha gelirlerimizden sattık. Galatasaray bugün gelirlerinden yüzde 36 eksiktir. Bu rakam 10 milyon dolar senelik. Riva duran bir varlık, hiçbir katma değeri yok. Galatasaraylılar’ın projeyi tartışması gerekirken başka şeyi tartışıyoruz. Desinler ki; “Kat karşılığına göre yapın, hasılat bölüşümüne göre yapmayın”, “tamam peki”... Bunu tartışalım. Projeyi biz yaparsak başka sorunlar yaşarız. Kaç villa, konut projesi yaptı bu kulüp! İnşaatı tamamlayabilecek güçte firmalarla çalışacaksınız ki, satın alacak kimselere güven vereceksiniz.

Seçimden çok kısa bir süre önce Ada’nın yanı sıra hisselerin yüzde 16’sı satıldı. Kimse “seçim geliyor” demedi. Riva Projesi başladı, yarın başka bir başkan geldi, bu proje yürümeyecek mi? Bankalardan rapor alınması, değer tespit, mutabakat, imar planlarının hazırlanması... İlan verdik, başkanlara bilgi verildi, divanda açıklandı. “Neden gazetecilere açıklandı?” diyorlar bu sefer.

* Ama içeriğinden bahsetmemişsiniz.
- Niye anlatmayalım, olur mu öyle şey. Platformun toplantısına gittim, üyesi olmadığım halde, onlara da anlattım. Hiçbir ortamda teknik öneri almadım. Gelen hep siyasi öneri.

* Ne gibi siyasi öneri?
- ‘Yetkiyi verelim, imzayı yeni gelen yönetim atsın’ gibi. Böyle anlayış kabul edilemez. Projeyi beğenmiyorsanız, reddedin.

* Size güvenmiyorlar mı?
- Bu güven oylaması değil. Bir yönetim herkesin yüzde 100 desteğiyle mi kazanılıyor. Yönetim kurulu üyesiyim, belki ben de yönetimden şikayetçiyim. Olamaz mı? Olabilir. Biz bir projeyi tartışıyoruz, sapla saman karıştırılmasın. Şartlar oluşmadı diyen birisi varsa söylesin onu tartışalım.

* Kongreden ‘geçer’ alır mısınız?
- Bence şu an için şansımız yüzde 50-50...
 



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler