Pino ve Emre Çolak!
Misimoviç transfer edildiğinden beri en derli toplu oyununu oynarken Insua'nın yedekten gelmesine rağmen hazır görünmesi takımımızın artılarıydı.
Webaslan.com
Aynı zamanda artık Trabzonspor deplasmanında görev yapmasını beklediğimiz Baros'un hemen arkasında (Misimoviç'in hemen sağ çaprazında) görev yaparak katkı sağlaması da kuvvetle muhtemel...
Antalyaspor'un geçtiğimiz sezonki bilhassa ASY'deki maçlarda bize karşı sağlamış olduğu üstünlük dünkü maçtaki en büyük avantajımızdı. Takım olarak bir felsefesi olan ve kadrosunu geneline baktığımızda hemen hemen her mevkii de kalburüstü oyunculara sahip ve içeride/dışarıda pozitif futbol oynayan rakibimize karşı –bu kadar eksiğe rağmen- korakor mücadele sonrası gelip gelmek zorundaydık.
Ayhan'ın yokluğunda Mustafa-Cana-Barış'ın bir arada oynayarak tempoyu düşürmemeleri maç boyunca bize bu bölgede avantaj sağladı zira rakip teknik adam Özdilek bilhassa duran toplarda Necati/Tita/Veysel'den oluşan ileri üçlüsünü orta saha çizgisinde bekleterek kontrataklar ile gol bulmayı plandığı için rakibin sportmenlikten zerre kadar nasibini almamış yegane oyuncusu Sedat, formsuz Uğur ile orta sahada yalnız kalarak bize boyun eğdiler. Misimoviç'in kullandığı köşe vuruşlarında kaleci Ömer hariç bizden ve rakipten 5'er oyuncunun bulunması işimizi kolaylaştırdı ve golü de böyle bir pozisyonda bulduk.
Tita demişken bu tarz oyuncuların 6+2'de bir kontenjan bulmalarının avantajından da bahsetmek istiyorum. Ülkeyi iyi tanıyan; kalburüstü 1-2 takımda birden çok sezon oynamış bu tip görev adamları ülkemizi hiç tanımayan yabancıların buraya ısınmasını beklerken kaybettiği zamanı kaybetmeyecekleri ve devamlı bir standartta oynadıkları için tercih etmeliyiz. 2011-12 sezonunda sadece bonservisi elinde diye Ali-Serdar gibi saçma transferler yapağına bu tarz transferler yapmayı düşünmeli yönetim.
Misimoviç transfer edildiğinden beri en derli toplu oyununu oynarken Insua'nın yedekten gelmesine rağmen hazır görünmesi takımımızın artılarıydı. Mustafa orta sahada atağa kalkarken sola yakın oynayan oyuncularımıza yardım etmeyerek bizden kocaman bir eksi daha alırken Mustafa'nın tersine Barış sessiz sedasız çok verimli bir 90 dakika oynadı..Cana'ya gelince; belli ki daha rahatlamış son 1-2 haftada..Ama istenilen seviyeye ulaşması sanırım daha 1-2 hafta daha alacak. Bir parantezde 19 yaşındaki Emre için; sahada ne yapacağını bilmez bir görüntü içerisinde idi ve oyuna kendisi gibi sonradan giren Ali ile takımın en kötü iki oyuncusundan biri olmayı başardı genç Emre. Yapması gereken öncelikle yere daha sağlam basması ve kendine güvenmeye devam ederek panik yapmadan oynaması.
Antremanlardan sonra kalıp ağırlık çalışıp güçlenmesi lazım ki sahada daha dik durabilsin; ne yazık ki geçen seneden beri vücudunda herhangi bir gelişme yok…Bunları yerine getiremezse en az kendisin kadar yetenekli olan Serdar Eylik Denizlispor'dan geri alınarak kendisini 18 dışında rahatlıkla bırakabilir (Umarız sayın Polat ve Sezgin;kendi elleri ile 4 aydır bizde özel/resmi dakika dahi alamayan Çağlar'ı Denizlispor'dan aldıkalrı gibi Serdar'ı da geri getirebilirler). Bunca eksiğin olduğu kadroda Hagi'nin "bol şut çekin" direktifi doğrultusunda topu gevelemeyerek direkt kaleye yönelmemiz bir zorunluluktu ve bunu da gayet iyi uyguladık maçın sonuna kadar..
Maçın hakemi Gezer; son çeyrek harici karşılaşmayı iyi yönetmesine rağmen; 80. Dakikada Pino'ya yapılan bariz faulde "devam" kararı vererek çok yanlış bir karar verdi.. Maçı beş dakika uzatması ise yine yanlış, saçma ve gereksizdi.
Senelerdir dile getirdiği gibi çoğu hakemimiz "ben taraftar baskısı yemiyorum" cümlesinin kendi şuuraltlarında yaptıkları baskıları kaldıramayarak böyle saçmasapan kararlar verebiliyorlar; faul tam önlerinde olmasına rağmen çalmadı ve rakibin kendini bilmez oyuncusu Sedat'ta Luganovari bir şekilde pozisyonu karıştırdı her sene olduğu gibi.. Bıktın artık senden Sedat, bıktık..Sivaslı Sedat'ı, Bursaspor'lu Hüseyin'i, Eskişehir'li Koray'ı, Fenerbahçeli Emre'yi, Ankaragücü'lü Hürriyet'i yanına al ve git Sedat..Uzakta bir yerlere gidin ve sporu neden yaptığınızı hatırlayana kadar geri de gelmeyin..
Ekim ayı içinde oynadığımız 4. ve son maçta ilk ve son galibiyetimizi alarak sıralamada üzerimizde bulunan çoğu rakibinde puan kaybetmesi ile "tekrar" havaya girmiş durumdayız..Lider Bursaspor ile aramızda bulunan 8 puanlık fark çoğunuz gibi benimde gözümü korkutuyor sevgili okurlar..Haftaya Trabzonspor deplasmanında "yine" galip gelmek zorundayız; zira puan sıralamasına baktığımızda takımların hemen hemen "sadece aldıkları galibiyet" sayısına göre sıralandığına şahit oluyoruz..Keşke Trabzon deplasmanından alınacak bir berberlik iyidir diyebilecek durumda olsa idik fakat ligin ilk 9 haftasında zaten 14 puan kaybederek bu hakkımızı epey kullandık..
Saygı ve sevgilerimle,
Ant İpek
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Diğer Haberler
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL

Lautaro Martinez: "Ayağa kalkmalıyız"

Simone Inzaghi'den geleceği için açıklama!

Desire Doue: "Tanrı bizi kutsadı"

Luis Enrique: "Bunu hak ettik"

Paris'te çıkan olaylarda 81 kişi gözaltına alındı!

Arda Turan'dan Hakan Çalhanoğlu'na destek mesajı

Mbappe gitti, Şampiyonlar Ligi zaferi geldi!

Mbappe, eski takımı PSG'yi tebrik etti

Vitinha: "Bu sonuç sihirli bir şekilde olmadı"

Luis Enrique'nin PSG'si dört dörtlük!
