Makale Yaz
burakobe
Bu haberi yazdır
Elmamrabat
 Eki
19
 2012

Sevgili renktaşlar merhaba. Galatasaray'ın son 5 iç saha maçını stadyumda izlemiş biri olarak bazı tespitlerimi bu yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum...Haydi başlayalım.

ELMANDER

Elmander'in geçen sezonki şampiyonluğumuzda ve bu sezon inşallah tekrar kazanacağımız şampiyonlukta ne kadar büyük katkısı olduğunu, bu sezon oynamadığı maçlarda anlıyoruz. Bazı forvetler vardır ki, değerleri sadece attığı gol sayılarıyla ölçülemez, takıma katkıları çok daha farklı şekillerde ortaya çıkabilir. İşte Elmander o forvetlerden bir tanesi. Örneğin Burak Yılmaz, bir sezonda 25 gol attıysa, onun için o sezon takıma 25 gollük katkı vermiştir diyebiliriz. Lakin Elmander öyle değil. Şu anda Elmander'in Galatasaray için en büyük artısı, topu ilerde tutabilmesi, takım çıkana kadar savunmayı oyalayabilmesidir. Pres özelliği tabiki çok önemli fakat, onu Umutla'da iyi kötü yapabiliyoruz. Elmander'in forvetteki yokluğu bizim için hücumda kaybedilen toplar, arka tarafta beklenmedik açıklar anlamına geliyor. Braga maçında yediğimiz ilk golü hatırlayalım, Burak sırtı dönük top saklayabilen bir oyuncu değil, haliyle o pozisyonda topun üstünden atlayıp Umut'a bırakmak istedi, sonuç arkada verdiğimiz açık ve yediğimiz gol. Tabi orda ilk başta Semih'in topu taca atmayışı, dönen topu tamamlayan futbolcunun tüm saha koşup, orta sahadan sonra bizim 4 oyuncumuzu geçip golü yapışı ayrıca sebepler. Maalesef bu tarz ayrıntılar Türk spor basınında pek konuşulmadığı, gözler önüne serilmediği için bazı eşikleri bir türlü geçemiyoruz. Orada bizim 4 futbolcumuz topu izlemek yerine arkadan gelen Bragalıları takip etseydi muhtemelen o maçtan 3 puan ile ayrılacaktık. Sözün özü, Elmander bu takıma şart, hem hücuma daha rahat çıkabilmek için, hem de savunmada daha az açık vermek için. Bir de son olarak geçen sezon Kadıköy'de 2-2 bitirdiğimiz maçta Hakan Balta son golün vuruşunu yapmadan önce, Elmander'in kafasını sokup topu nasıl Hakan'ın önüne düşürdüğüne lütfen bir bakın derim.

AMBRABAT

Canımız ciğerimiz Ambrabat'ın henüz beklentileri karşılamadığı ortada. Ancak kendisi şu anda topla adam eksiltebilen, rakibin üstüne gidebilen, neredeyse tek oyuncumuz konumunda. Ambrabat'ın 90 dakika koşup oynayıp maçın içinde görülmesini beklemek bence çok gerçekçi bir yaklaşım değil. Gerekli de değil. Mümkün mertebe bekinin savunmada yardımına gelmesi artıdır. Pres falan yapmasını beklemeye de gerek yok. Bir maç içinde 4-5 defa adamını geçip düzgün bir orta kesmesi, 1-2 iyi şut atıp ara pası vermesi yeterli. Bunları yaptıkça daha çok yapacaktır, daha kaliteli yapacaktır. Maalesef orta sahada emre-hamit-selçuk-melo 4'lüsüyle oynadığımız zaman, 4 tane orta saha göbek oyuncusuyla maça çıkmış gibi bir pozisyona düşüyoruz. Bu oyucuların 4'ü de iyi pasör olabilir, pas futbolda çok kıymetli bir olgu da olabilir ancak pas-dribling dengesini iyi ayarlamamız da şart.Hal böyle olunca kanatlarda verim sıfıra düşüyor. Kaldı ki elimizde Eboue gibi ofansif yönü kuvvetli bir bek varken kanatlar Galatasaray'ın çok büyük artısı olabilir. Ambratta ne olursa olsun sonuna kadar ısrar edilip Galatasaray'a kazandırılması gerektiğine inanıyorum.

Bir de Taraftar

Galatasaray taraftarı çok büyüktür, takım 3 maç üst üste kötü sonuç alsa da, maç sonunda yanına çağırıp alkışlar. Kültürlüdür. Lakin Galatasaray taraftarını büyük yapan önemli faktörlerden biri de, takımına maç içinde verdiği inanılmaz destektir. Maalesef Ali Sami Yen ruhunu henüz arenaya tam anlamıyla yansıtamadık. Kırılan desibel rekorları sizi aldatmasın, 52bin taraftarı ambiansı o kadar güzel bir stada doldurduğunuzda rekor kırabilirsiniz. Ancak o ayarda olmasa da, taraftar maç içinde devamlılık göstermelidir. Pegasus tribünü maç boyunca yalnız bırakılıyor. 30bin kişi maçın 80 dakikasında tezahurat anlamında maçın içinde değil. Manchester'a "Welcome to Hell" diyeceksek, Cluj maçında cehennemin sözde olmadığını, hala burada var olduğunu bir hatırlamamız lazım.

Son Söz

Eksileri konuştuk,belki bir faydası olur diye.Gelelim artılarımıza. Galatasaray'ımızı çok güzel günler bekliyor, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Medyada bunun önüne geçmek için çok ciddi bir çaba var, çünkü 2000 ruhunun bu takıma yavaş yavaş yerleşmeye başladığı görüldü. Alınan 2-3 istenmeyen skor kimseyi yanıltmasın. En büyük şansımız Fatih Terim, diğer bir şansımız ise, çok önemli bir ayrıntı, Muslera, Melo, Eboue, Elmander, şimdi sakat olsa da Ufa gibi takımın iskeletini oluşturan yabancılarımızın Galatasaray futbolculuğundan Galatasaraylılığa doğru geçiyor olmaları. Bu bizim takıma çok şeyler katacaktır göreceksiniz... Fatih Terim takımlarının istenen düzeyde başlamasa da sezon sonu yaklaştıkça önüne gelen takımı parçalama geleneğini unutmayalım.

Sarı Kırmızı günler dilerim.





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2012
 
Ekim (1)
Son Girilen Makaleler
kabatasli
| 06 Şubat 2024 |
| 01 Şubat 2024 |
| 30 Ocak 2024 |
kabatasli
| 27 Ocak 2024 |
kabatasli
| 11 Ocak 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...