Kral Hakan ile dobra dobra...

 

Kral Hakan ile dobra dobra...
A Milli Takım ve Galatasaray’daki günlerinde bir çok kez zirveye çıktı. En iyi olduğu dönemlerde bile eleştirildi. Futbolculuğu değil ama özel yaşantısı hep tartışıldı. Takım içindeki gruplaşmaların sorumlusu olarak tutuldu. Yurtdışındaki maceraları bile olay oldu. Cim Bom’da ne zaman para krizi yaşansa, hep O’nun ismi gündeme geldi. Kimileri daha da ileri gitti, ‘Türk futbolunun sorunlu çocuğu’ yakıştırmasını yaptı. Ve söz sırası Kral’a geldi. Hakan Şükür, tüm sorularımıza açık ve net cevaplar verdi...

* Geçtiğimiz yıl herkes senin sergileyeceğin performansı merak ediyordu. Yine çok iyiydin ancak takım başarısızdı. Neler yaşadın, anlatır mısın?
Her dönemde “Acaba ne yapacak?” diye düşünüp, beni aşağıya itmek isteyenlerin fikirleri ortalarda dolaşır. Tabii bazılarının da doğal kaygıları olması normal. Çünkü 1 yıl futbol oynamamışsınız, sakatlıklar yaşamışsınız ve yeniden eski takımınıza dönüyorsunuz. Geçen yıl sezon başı hazırlık dönemi ve devre arası hazırlık kampı geçiremedim. Bütün bu olumsuzluklara rağmen işimi çok sevdiğim için başarılı oldum. Çok talihsizlikler yaşadık. Sakatlıklar, birçok oyuncunun transfer edilişi ve gönderilişi, formsuzluklar ve bazı arkadaşlarımızın hem Avrupa’yı hem de ligi kaldıramamaları takımı olumsuz etkiledi. Moral bozukluğu içinde, amaçsız ve sadece UEFA Kupası’nı düşünen bir takımda performansım düştü. Bu da gol ortalamamı düşürdü. Özellikle ikinci yarıda çok etkilendim.

* Peki sen nasıl oluyor da yine başarılı olabiliyorsun?
Ben artık belli bir yerlere gelmişim, bir ismim var. O noktada kalabilmek önemli. İşimi çok sevmem ve saygısızlık etmemem beni burada tutuyor. İnsanlar bana bitti gözüyle bakarak farklı şeyleri yaratmaya çalıştılar ama öyle olmadı. Ben ufak tefek sarsıntıları da aşarak yine başarılı oldum.

* Hakan, senin adın zaman zaman kavgalarla gündeme geldi. Gerçekten bu kavgalar yaşandı mı?
Bunun altında birşey olmalı. İnsanlar böyle şeyleri çıkarırken bir amaç güdüyorlar. Bir takımda kavga olmazsa başarı olmaz. Kaptan olarak birşeyi ne amaçla söylediğiniz önemli. Çünkü siz tecrübeli biri olarak konuşuyorsunuz ama yanlış anlaşılabiliyor. İsminizin büyük oluşu, haber değerinin fazla olmasına neden oluyor. Böyle bir kavga olmasa da arkadaşlar bunları duyunca üzülüyorlar. Çünkü bizim gibi tecrübeli değiller. Ama buradan uyarıyorum. Bu sezon için de çok farklı şeyler yazılıp çizilecek. Taraftarlarımız bu gibi şeylere kendilerini alıştırsınlar. 100. yılda bu tip dolmuşlara gelmemek lazım.

* 100. yılda rakipleriniz sizi engellemek isteyecektir. Bu konuda neler düşünüyorsun?
Tabii ki onlar da şampiyon olmak isteyecekler. İyi transferler yaptılar, iyi takımlar kurdular. Ancak mevcut kadromuz yeter diye düşünüyorum. Birkaç takviye daha yapılırsa iyi olur. Eğer bu sezon takım olabilirsek başarı gelir.

* Galatasaray ruhu bu sene uyanacak mı?
Artık bu işi o ruh meselesinden çıkarıp profesyonel ahlâka dönüştürmek gerekir. Dediğim gibi herkes sorumluluğunun bilincinde hareket ederse, başarı gelecektir.

* Sezon sonunda Galatasaray’ı nasıl hayal ediyorsun?
Tabii ki şampiyon olarak hayal ediyorum. Ben her sene bunu hayal ederim ve bu hayalle başlarım.

* İçinde bir ukde kaldı mı?
Hayır. Hiçbir şeyi rekorları kırmak için yapmadım. İstatistikler beni bir yerlere getirdi. Yapılabilecek birşey varsa da adayım ama bu takımın başarısıyla orantılı.

* Hakan Şükür’ün hep ‘alternatifi yok’ diye konuşuluyor. Sen kendine bir alternatif görüyor musun?
Mesleklerde alternatif kelimesini kullanmak bence yanlış. Allah herkesi çok farklı yaratmış. Kimse için ‘Hakan kadar başarılı olacak, olmalı’ gibi kavramları kabul etmiyorum. Ben kimseyi idol almadım. Kıskançlık duygusu bende yok. Tabii ki ortaya koyduğum futbolcu tipi çok farklı biri. Türk futbolunda da değişik bir oyuncuyum.

* Ya yeni transferler?
Conceiçao çok büyük bir kulüpten geldi. Hem kendi adına, hem de bizim adımıza çok olumlu bir katkı. Saidou ise İstanbulspor’da üç hafta antrenman yaptığım dönemden tanıdığım çok temiz, çok iyi bir insan. Beraber hareket etme yapısı var. Ama İstanbul’da o bugüne kadar hep gözardı edildi.

* Peki özel hayatında neler yaparsın?
Özel hayatımız pek olmuyor. 15 gün önce turnedeydik sonra transfer görüşmeleri... Fırsat buldukça bütün telefonlarımı kapatıp çocuklarım ve eşimle vakit geçirmeye çalışıyorum. Tabii ki dostluklarımız, arkadaşlıklarımız var. Bir de restoranımız var, onunla ilgileniyorum.

* Peki futboldan sonra yine futbolun içinde mi kalmak istiyorsun? Teknik direktörlük yapmayı düşünür müsün?
Futbolun içinde kalmayı bugüne kadar hiç düşünmemiştim ama Dünya Kupası’ndan sonra federasyonun bize verdiği bir antrenörlük belgesi var. Neden olmasın dediğim anlar oluyor. Ama ben daha çok Türk futbolunda eksikliğini gördüğüm idari menacerlik mesleğini düşünüyorum. İtalya’da bu anlamda çalışanlarla çok yakın ilişkilerim oldu. Ama bunların hepsi ekonomik özgürlüğe bağlı.

* Taraftarlara mesajın ne olacak? Sizi geçen yıl çok protesto ettiler.
Tabii ki ayaklarımızın gitmediği anlar oluyor. Tepkilerine hak veriyorsunuz. Ben bunu şöyle bir sözle açıklıyorum; bize verdikleri sevgiyi onlara verdiğimiz mutlulukla yaşatmak istiyoruz.

* İki sezondur 10 numara giyiyorsun. Metin Oktay ve Hagi de 10 numara giydi. Düşüncelerin neler?
Allah öyle nasip etti ve bizi terfi ettirdi. Biz de 9 numaradan 10 numaraya yükseldik. O formayı giymek sorumluluk istiyor ama ben hiçbir zaman sırtıma bakmadım. Tabii ki iyi bir yabancı gelirse, formamı vermeyi düşünebilirim ama ben 10 numarayı çok seviyorum. Aslında mühim olan sırtınızdaki numaralar değil, sahada yaptığınız numaralardır.

* İmza meselesine gelelim... Sözleşmen hakkında çok spekülasyon yapıldı. Şu andaki son durum nedir?
Galatasaray’a gelirken boş mukaveleye imza attım. Hiçbir para talebim olmadı. Yeni kontratımın da aynı geçen seneki gibi yapılmasını istedim. Onlar da “Tamam bize bırak” dediler. Tekmeye kafanızı sokmanızı isteniyorsa, bazı garantileri almak zorundasınız. Ben onlardan sadece bir kontrat istedim. Sözlerimin hepsini yerine getirdim. Ama bizim gibi oyuncular için ‘nasıl olsa bir yere gitmez’ düşüncesi nedeniyle hep ağırdan alındık. Herkes tatile giderken biz 15 gün İstanbul’da bekledik ve transfer meseleleriyle uğraştık. Bülent de aynı sıkıntıyı çekti. Biz artık bu gibi şeyleri yaşamak istemiyoruz. Bize 10 yerine 5 verilsin ama ne alacağımızı bilelim. Şu anki yönetimi kendimize çok yakın buluyoruz. Ödemedikleri anda bile bize olan yaklaşımları çok iyi. Onun için hiçbir kaygımız olmuyor.

* 100. yılda futbolu noktalamak istediğini söylemiştin. Halâ böyle mi düşünüyorsun?
Evet bu sezon sonu bırakacağımı söylemiştim ama çevremden gelen övgüler, bana gösterilen ilgi ve kendi fiziğimle ilgili düşüncelerim bu fikrimi değiştirmeme neden oldu. Artık fiziğim tam anlamıyla oturdu. Özellikle Avrupa’da yaşayan insanlar daha gerçekçi bakıyorlar. Ve benim oynamam gerektiğini düşünüyorlar. Ancak ülkemizde durum böyle değil. Kendimi eksik hissetmediğim sürece oynamaya devam edeceğim, bunun bir sınırı yok. Zaten eksik hissedersem bırakırım. Hatta şu an kendimde diğer oyunculara göre biraz da fazla hissettiğim yönler var.

* Hagi hakkındaki düşüncelerin nelerdir? Eski takım arkadaşın, şimdi senin hocan...
Hagi örnek aldığımız, aramızdan çıkan, lider olmayı seven, çok hırslı ve bize güvenen bir hoca. Bu bize gurur veriyor. Biz elimizden geleni yapmalıyız ve uygulamalıyız ki, birlikte başarılı olalım. O hırsını bize yansıttığı takdirde çok başarılı olacağımıza inanıyorum. Biraz katı bir disiplin anlayışı var. Belki biraz fazla agresif. Birçok şeyi bir anda istemesi onun bir özelliği. İçimizdeyken bile çok iyi bir profesyoneldi. Genel olarak bizden çok şey bekliyor.


 



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler