Kazanmadan Olmaz

 

Kazanmadan Olmaz
Hem geçen senenden kalan şampiyonluğun keyfi hem de bu sene hedeflenen şampiyonluğun ümitleri birer birer erimeye devam etti Denizli’de. Geçen seneki Galatasaray son dakikalarda maçları çevirerek ne olursa olsun maçı kazanarak ilerlerken; bu sene daha beşinci maçta dördüncü kez puan kaybedildi. Hem de daha oynanmış hiçbir derby yokken  ve Şampiyonlar Ligi yoğunluğu başlamamışken. Kazanmak alışkanlık yapan bir şeydir ve Galatasaray bu alışkanlığını iyice kaybetmeye başladı.

Maça başlarken risk almasını seven bir hoca olan Gerets,  yeni transferlerinin ikisini birden sahaya sürmüştü. Her zamanki problemli bölgesi olan orta sahanın göbeği Inamoto ve Mehmet Topal’a emanet edilmişti. Merak edenler için maça geçmeden bu iki oyuncu için birkaç laf edelim:

Inamoto, topla çok oynamayan gücü yettiğince de mücadeleden kaçınmayan ama çok da meziyetli olmayan bir oyuncu görüntüsü verdi. İlk yarı başarılıydı ve GS’de eksik olan kilit pas veren orta saha oyuncusu konusunda katkılar yapabileceğini de gösterdi. Ama ikinci yarı neredeyse varlığıyla yokluğu belli olmadı. Fiziksel olarak oyundan düşünce de hiç etkinliği kalmadı.
Mehmet Topal, kendine güvenli duruşu topu alıp verişlerindeki rahatlık ve yumuşaklıkla umut verdi. Inamoto’ya göre daha hazırdı. Ama GS orta sahasındaki yaratıcılık eksikliğini giderme konusunda çok da başarılı olamadı.

Maça geldiğimizde ise önceki deplasmanların bir karbon kopyasını izledik. Çok basit bir kaleci-defans hatasından yenen  gol, arkasından gelen baskıyla bulunan beraberlik, kaçan penaltı ve kaybedilen puanlar. Taraftarı da yanında olmayan, gücü sınırlı bir takım olan Denizli önünde bile ilk dakikalarda verilen pozisyonlar gol için alarm veriyordu. Ama kimsenin beklemediği bir Mondragon hatasından geldi gol. Hemen arkasından kurulan baskı Hasan Şaş’la beraberliği getirdi ve daha 25 dakika dolmamıştı ki öne geçme şansını yine penaltı noktasında bulmuştu Galatasaray. İliç direğe nişanladığında penaltıyı Galatasaray’ın daha çok pozisyon bulabileceğini düşünüyordu herkes. Ama düşünülen olmadı. Necati ve Hasan Kabze’nin girmeleri bile Galatasaray’ın etkili pozisyonlar bulmasına yetmedi. Gerets’in beklere “İleri çıkın! Bindirin!” diye bağırmaktan sesi kısıldı ama kanatlardan bir tane bile etkili orta gelmedi bu 3 forvete ve maç Galatasaray’ın zirveden iki puan daha uzaklaşmasıyla sona erdi.

Eğer bir takım 3 deplasmanında da daha maça ısınamadan mağlup duruma düşüyor, ilk yarılar bitmeden öne geçecek fırsatları yakalıyor ama maçları puan kaybederek bitiriyorsa; bu konunun üzerinde düşünmek gerekir. Düşünmesi , düşünmeden öte önlem alması gereken de takımın kenar yönetimidir. 1 kez tesadüf, 2 kere şansızlık olabilir ama bir şey 3üncü defa oluyorsa gerçektir. Gerets şapkasını önüne koyup düşünmeli ve zorlu Bordeaux,Beşiktaş ve Trabzon maçları öncesi çözümleri bulmalıdır. Galatasaray güzel bir yıl geçirmek istiyorsa, acilen kendini toparlamak ve kazanmayı yeniden öğrenmek zorunda!

Emre UGURLU



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler