"Her kulvarda şampiyonluk adayıyız"
Galatasaray’ın başarılı oyuncusu Sabri Sarıoğlu, AVEA Kamp Günlğü programına konuk oldu.

Her futbolcuya tatil nasıl geçti diyoruz, daha sonra ilk yarı değerlendirmesini alıyoruz ve sonrada özele dönüyoruz.. Senin tatilin güzel geçti, hayırlı bir iş oldu. İstersen sen anlat...
Tabii ligin ilk yarısını hayırlısıyla bitiridk. Son Ziraat Türkiye Kupası’nı oynadıktan sonra tatile girdik. Ben tatilde özel hayatıma yeni bir sayfa daha açtım. Sevdiğim insanla nişanlandım. Benim için güzel oldu. Ondan sonra biraz tatil imkanı oldu. Biraz dinlendik, kafa olarak rahatladık. İlk yarının stresini biraz attık üstümüzden. Benim için ilk yarı tatili güzel oldu, iyi geçti. Ama artık çalışmalar başladı, bundan sonrası bizim için daha önemli.
Yapıldı mı evlilik planı?
Daha tam tarihi kesinleşmedi. Zaten netleştiği zaman herkes sizin sayenizde öğrenir.
Peki fiziksel anlamda o 30 maçın yorgunluğu atılabildi mi?
Tabii sonuçta on günlük bir tatil süremiz vardı. Bunu en iyi şekilde değerlendirdik. Takım arkadaşlarım olsun, ben olayım yurdun çeşitli yerlerine, yurt dışına tatillere gidildi. Kafa olarak ve fizik kondisyon olarak iyi dinlendiklerine inanıyorum, ben kendi açımdan iyi dinlendim. Şu an kamp boyunca bir sakatlığım var inşallah onu da atlatırsam benim için çok iyi olacak.
İlk yarı değerlendirmesini bir yaparsak, enlerle ifade edecek olursak Sabri en iyi karşılaşmanız hangisiydi? En kötü karşılaşmanız hangisiydi? Şöyle ilk yarıyı enlerle ifade edecek olursak nasıl söylersin?
En iyi karşılaşmalar maç maç ayırmayalım ama sezon başından ligin o ilk 6. haftasına kadar çok iyi performans gösterdik, seri galibiyetler aldık. Ondan sonra bir düşüşe geçtik. En iyi maçlar olarak onları sıralayabilirim. Daha sonra zaten bir performans düşüklüğü yaşadık, istemediğimiz puan kayıpları oldu. Bu bizim için kötü oldu. Ama hayırlısıyla ilk yarıyı bitirdik. Ben yine kötü olarak değerlendirmiyorum. Bazı çevreler kötü olduğunu söylüyor ama sonuçta biz şu an kötü durumda değiliz. Liderle aramızda bir puan fark var. Ve önümüzde hem Türkiye Kupası hem lig hem de UEFA Avrupa Ligi var. Hepsinde de yolumuza devam ediyoruz, bizim için iyi geçiyor. İlk yarı iyi geçti, inşallah ikinci yarı ilk yarıdan daha iyi bir performans gösteririz.
Sistem zorladı mı sizi? Yeni bir sistem deneniyor neticede...
Hayır. Günümüz futbolunda her hocanın kendine göre sistemi vardır. Futbolular bir an önce buna uyum sağlamak zorundadır. Biz buna uyum sağladık. Çoğu maçta bunu yerine getirdiğimize inanıyorum. Tabii aksaklık olmayacak diye birşey yok aksaklıklarda yaşadık, olumsuzluklarda yaşadık. Ama hocamızın istediği sistem doğrultusunda en iyi şekilde o görevi yerine getirdiğimize inanıyorum.
Peki kamp dönemine dönecek olursak senin için şanssız bir şekilde devam ediyor. Sakatlığın tam olarak nedir, ne kadar sürede iyileşeceksin?
Sakatlığım şu an kalçayla arka adelenin birleşiminde bir ödemim vardı. O da biraz aşağıya doğru ağrı yapıyordu bana. Şu an ağrılarım azaldı, hızla iyileşiyorum. Çalışmalarıma devam ediyorum. Salonda olsun, sahada koşular olsun şu an iyi gidiyor. İnşallah böyle devam ederse iki üç gün içersinde antrenmanlara başlarım.
İlk yarının sonunda da bir sakatlığın vardı. Yine birbiriyle bağlantılı sakatlıklar mıydı bunlar?
Sağ ayağımdaydı, şimdi sol ayağımda. Kısmet böyleymiş, allah daha kötüsünden saklasın. Dediğim gibi hızlı bir şekilde iyileşiyorum. İnşallah iki üç gün içersinde takımla beraber çalışmaya başlarım.
Bu geride bıraktığımız üç günün telafisi yapılabilir değil mi? Çok fazla zaman kaybı olamadı senin için çalışma anlamında...
Tabi tabi çok fazla olamadı. Sonuçta ister istemez o sıkıntıyı çekiyorsunuz. Takımın o fizik kondisyonlu ağırlıklı idmanalarına katılmak benim için daha iyi olabilirdi ama kısmet böyleymiş. İyileştiğim zamandan itibaren bende aradaki açığı kapatmak için elimden gelen herşeyi yapacağım.
Peki taraftarlarımızdan biri demiş ki Sabri Sarıoğlu’na çok koşup yorulmadığı için taraftarlar arasında ciğersiz yakıştırması yapılıyor. Bu aslında olumsuz bir kelimedir ama olumlu kullanmaya çalışmışlar. Bu konuda kendisi ne düşünüyor demiş?
Espiriyle karışık güzel bir yorum yapmışlar. Her futbolcunun kendine has özellikleri vardır. Benimde özelliklerimin en başında süratim ve dayanıklılığım geliyor. Bende maç içinde varımı yoğumu, bütün gücümü Galatasaray’ın başarısı için veriyorum. Yorgunluk dinlemeksizin elimden gelen herşeyi yapıyorum. Tabi yorulmadığımız zamanlar yok diyemem, yorulduğumuz zamanlarda var ama bunu sahada yansıtmamaya çalışıyorum. Varımı yoğumu, bütün gücümü takımım için veriyorum. Buda beni çok koşan, taraftarın tabiriyle ciğersiz anlamına gelen bir lakaba yönlendiriyor. Ama sonuçta şakayla karışık güzel tabir.
Frank Rijkaard’ın deyimiylede çift motorlu Sabri.. Peki bu birazda senin fizyolojinle alakalı birşey. Sen çok koşuyorsun çünkü.
Tabii dediğim gibi her futbolcunun farklı özellikleri vardır.
Özel bir çalışması varmıdır bu işin?
Sonuçta ben Galatasaray alt yapısında yetiştim. O hamurla yoğruldum. Onun bana verdiği avantajları sahada gösteriyorum. Tabi çok uzun bir süre oldu benim Galatasaray’da bulunmam. 16 senedir Galatasaray’dayım. O çalışmalarımın bana verdiği avantajı şu an kullanıyorum. İnşallahta böyle devam eder.
Peki alt yapıdan gelen ve şu an kampta bulunan genç oyuncularla ilgili neler düşünüyorsun?
Galatasaray’ın alt yapısı dediğim gibi Türkiye’nin en iyi alt yapısı. Her sene alt yapıdan A Takım’a çıkan oyuncular var. Türk futboluna çok sayıda alt yapıdan oyuncu yetiştirdi. Hem Galatasaray A Takımı’nda oynadılar, hem Milli Takım’da oynadılar. O yönden alt yapı benim için ayrı bir değer kazanıyor. Şu an çok güzel bir sistem oturtturuldu. Yeni alt yapı koordinatörümüzde geldi. Şu an herşey çok iyi. Takip edebildiğim kadarıyla herşey çok güzel gidiyor. İnşallah daha çok futbolcu, daha çok genç kardeşlerimiz A Takım’a çıkıp Galatasaray’ın geleceğini oluşturacaklar.
A2 oyuncularıyla da konuşuyoruz onlarda güzel olduğunu söylüyorlar. Emre Çolak’la olsun, Berkin’le olsun. Fakat tek kötü şey saçlarını kaybetmiş olmaları.
Tabi sonuçta bende o dönemlerden geçtim. Benim şu an A Takım’la sekizinci yılım. Ben iki defa kazıttım. Bende onların yolundan geçtim.
Senin saçını kim kesmişti Sabri?
Benim saçımı Arif Ağabey, Küçük Hakan, Hakan Şükür. İlk başta insan çekiniyor ama sonra alışıyor. Onlarda ilk başta çekiniyorlardı ama artık alıştılar. Bu kampın bir eğlencesi, güzelliği ve bende inanıyorum, öbür arkadaşlarımda inanıyor. Bu bir uğurdur bizim için. İnanıyorumki onların saç kazıtması onlara uğur getirir, A Takım’a faydalı olurlar.
Melodi bile yapmıştınız izledik Galatasaray Televizyonu farkıyla. Ağır melodiden yükseğe doğru bir hareket yapıyorsunuz.
Hababam sınıfının melodisi vardı. Bir hüzünlü sahne, bir mutlu sahne. Onu canlandırdık. Kamplar biraz sıkıcı geçebiliyor. O sıkıcılığı biraz bozmak için aktiviteler yapıyoruz. Güzel oluyor. Takımda çok güzel bir arkadaşlık var. Bu arkadaşlığı da güzel aktivitlerle süsleyince daha bir güzel oluyor kamp.
Ama aynı zamanda kamplar dayanışmanın pekiştirildiği yerler oluyor değil mi?
Sonuçta herkes iç içe. Antrenmanlar dışına yemekler olsun, boş zamanlar olsun, herkes bir odada toplanıyor ve ayrı ayrı oturup muhabbetler ediyor. Maç hakkında konuşuluyor, takım hakkında konuşuluyor. Daha iyi neler yapabiliriz diye konuşuyoruz. Buda bizi hem kampın o sıkıcı havasından kurtarıyor. Hemde takım için daha iyi ne yapabiliriz diye güzel konuşmalar oluyor.
Önümüzdeki döneme bakarsak, ligin ikinci yarısı zor bir periyot. Fikstürde çok avantajlı gözükmüyor en azından. Üç cephede mücadele edeceksiniz neler söylersin zorlu periyotla ilgili?
Öncelikle ben fikstürün avantajı veya dezavantajı olduğuna inanmıyorum. Artık ligimiz çok kaliteli bir lig. İçerde dışarda zorlu maçlar oynuyorsunuz. Kim daha çok içerde oynuyor, kim daha çok dışarda oynuyor bunun önemi yok. Büyük takımsanız zaten bunları önemsememek lazım. İçerde dışarda her zaman aynı konsantrasyonla, aynı galibiyet hedefiyle çalışıyoruz, sahaya çıkıyoruz. Bizim için ikinci yarıdaki fikstür önemli değil, önemli olan oynayacağımız maçlarda bizim neler yapabileceğimiz. Biz sahaya istediklerimizi yansıtırsak zaten bizim için hiçbir dezavantaj olmaz.
Bir taraftarımız Sabri Sarıoğlu, Rijkaard’la sezona çok güzel başladı ve şu an performansı üst düzede, dahada artıyor. Bu yükselişin sebebi nedir ve kime borçludur demiş...
Ben Galatasaray A Takımı’na çıktığımdan beri elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Çoğu maçta iyi oynadığımı düşünüyorum. Tabi kötü oynadığım dönemlerde oldu. Bu futbolcu için normal birşeydir. Her zaman performansınız üst düzeyde olmuyor. Bazen inişlerde oluyor. Bu inişlerden sıyrılmayı bilmek lazım. Özellikle geçen sezon iyi bir performans gösteremedim. Kendime yakıştıramadığım bir performans gösterdim. Ama bu sene herşeyi geride bırakıp sezona iyi başladım. Çalışmalar olsun, maçlar olsun, antrenmanlar olsun herşeye elimden geldiğince iyi konsantre olup, iyi bir şekilde çalışmalarımı devam ettiriyorum. Bunuda zaten ligde olsun, Avrupa’da olsun, kupa maçlarında olsun gösterdiğim performansla herkes tarafından da beğeni topluyorum. Bu benim için iyi birşey ama benim için yeterli değil. Daha iyi yapabileceğime inanıyorum. Bunu gerçekleştirmek içinde elimden gelen herşeyi yapıyorum.
Yani Sabri aslında performansını Sabri’ye borçlu..
Sadece banada bağlı değil. Sonuçta hocanızın verdiği destek olsun, güven olsun, gösterdiği taktik disiplin olsun, verdiği görev olsun, onlarında çok büyük katkısı var. Hocamızda sağolsun sezon başından beri bütün takım arkadaşlarımla olsun, benimle olsun çok ilgileniyor. Sadece Frank Rijkaard değil, yardımcı hocalarda çok ilgileniyorlar. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Bu sezon herşey çok güzel gidiyor. Çok iyi bir dayanışma var. Futbolcu hoca arasında çok iyi bir ilişki var. Ben performasımdaki artışta onlarında katkısı olduğunu düşünüyorum, onlara teşekkür ediyorum. Dediğim gibi ben kendimi biraz daha geliştireceğim, daha iyi olacağıma inanıyorum. Bunuda başaracak güçteyim. İnşallahta ikinci yarı bunu dahada ileri götürürüm.
Antrenmanlardaki teknik heyetin yaptırdığı hareketlerde arkadaşlığı pekiştiren hareketler değil mi? Çok yoruyor sizi ama çokta keyifli oluyor.
Evet. Zaten öyle olması gerekiyor. Yoğun antrenmanlar oluyor, ağır antrenmanlar oluyor. Sonuçta fizik kondisyonumuzu kaybetmemek için kondisyon ağırlıklı antrenmanlar yapıyoruz. Buda bize yorucu geliyor ama böyle güzel oyunlarla veya güzel aktivitelerle idman içinde hocalarımız bunları birleştiriyor. Hem eğleniyoruz, hem gülüyoruz, hem de güzel çalışmalar yapıyoruz. Bu bizim için daha iyi oluyor. Çünkü sade kondisyon ağırlıklı idman yapmak futbolcuyu biraz sıkıyor. Tabi çalışmak önemli bizim için ama böyle aktivitelerle birleştirilince daha bir eğlenceli geçiyor antrenmanlar. Bunuda zaten herkes görüyor, izliyor. Ne kadar keyifli olduğumuzu herkes görüyor.
Sabri bir taraftarımız sormuşki Sabri’yle taraftar arasındaki bu güzel bağ nereden geliyor.
Sonuçta alt yapıdan gelmiş bir oyuncuyum. Taraftarımızda alt yapıdan gelen oyunculara her zaman sahip çıkmıştır. Ben A Takım’a çıktığım ilk zamandan beri varımı yoğumu, herşeyimi Galatasaray için verdiğimi herkes biliyor, Galatasaray taraftarı özellikle biliyor. Bununda karşılığı bana sevgi gösterisi olarak dönüyor. Bazen performansımda düşüş olduğu zaman onlarda şaşırıyor veya üzülüyorlar. O yüzden ister istemez tepki veriyorlar, bunları da gayet normal karşılıyorum. Sonuçta benden çok büyük beklentileri var. Bende bu beklentileri karşılamak için elimden gereken herşeyi yapıyorum. Karşılamadığım zamanlar tabi onlarda üzülüyor bende üzülüyorum. Ama şunu bilsinler ki ben Galatasaraylıyım, Galatasaray taraftarı gibiyim. Galatasaray taraftarını çok seviyorum. Onlarında beni sevdiğine inanıyorum. Bilsinler ki Sabri onları her zaman mutlu etmek için elinden gelen herşeyi yapacaktır.
Yalnız öyle bir bağ var ki çok sayıda mesajda Sabri, Avrupa’nın en büyük takımlarında oynar, oynasın. Avrupa’ya gitsin şeklinde de dilekleri var.
Bu dileklerine çok teşekkür ediyorum. Sonuçta futbol oynuyoruz. Bugün Galatasaray’dayız, yarın nerede olacağımız belli değil. Ben Galatasaraylı’yım, Galatasaray’da kalmak istiyorum. Ama hedeflerim arasında Avrupa’da da oynamak var. Fakat sonuçta bu kısmet işi arz talep meselesi. Sizin beğenilmeniz, başka kulüpler tarafından takip edilmeniz insanı gururlandırıyor. Hedeflerim arasında Avrupa’da oynamak var ama hiçbir zaman illa Galatasaray’dan ayrılacağım diye bir şart yok. Ben Galatasaraylıyım, Galatasaray’da olmaktan gurur duyuyorum. Mutluyum, dediğim gibi Avrupa’ya gidersemde Galatasaray’ın menfaatleri doğrultusunda bir şart oluşursa yönetimimizde, başkanımızda izin verirse tabiki ben Galatasaray’ı yurt dışında temsil etmek isterim. Hem ülkemi, hem Galatasaray’ı iyi bir şekilde temsil edeceğime inanıyorum.
Bizde inanıyoruz. İlginç bir soru. Sabri neden şutu dışarı attığında elini başına koyar demiş taraftarımız..
O üzüntü meselesi. Sonuçta şut çekiyorsunuz, inanarak çekiyorsunuz, bütün gücü veriyorsunuz, sonuçta orada fiziksel bir yorgunluğunuz var, rakiple boğuşuyorsunuz, o an gol olması için elinizden gelen herşeyi yapıyorsunuz. Gol olmayınca futbolcu normal olarak üzülüyor. Bende elimi başıma götürüyorum. Alışkanlıkta değil, bir anlık refles.
Bir taraftar Sabri bir röportajında A Takım’a ilk çıktığında ehliyeti olmadığı için antrenmanlara minübüsle gittiğini ve utandığını söylemişti. Bunu tekrar anlatabilir mi demiş. Bizde hiç duymamıştık tekrar anlatırsan seviniriz.
Utanma değil. O yanlış ifade olmuş. Ben 16-17 yaşıma girerken A Takım’a çıktım. Ehliyet yaşının 18 olduğunu herkes biliyor zaten. O zamanlar ehliyetim olmadığı için arabamda yoktu zaten. Ehliyeti aldığım zaman babamın arabasıyla geliyordum. O zamanlar minübüsle geliyordum, bundan hiçbir zaman gocunmadım. Çokta keyifliydi benim için. Ben dokuz buçuk, on yaşıma girerken Galatasaray Kulübü’ne adım attım. İlk bir ay beni babam arabayla getiriyordu kulübe. Ondan sonra yolları öğretti bana. On yaşımdan beri A Takım’a çıkana kadar, ehliyetimi alana kadar, minübüslerle yolculuk ettim. Benim için çok güzel anılarla dolu bir serüvendi o. Çünkü minübüs yolculuğunu çok seviyorum. Şu an imkanım olsa veya fazla rahatsızlık görmeyeceğimi bilsem yine biner yolculuk yaparım. Minübüsle yolculuk etmek çok keyifli çünkü on yaşından beri yapıyorsunuz bunu ve benim evimden Florya’ya iki vesaitle gidiyordum. Dediğim gibi çok güzel anılarla dolu yolculuklar geçirdim. Hiçbir zaman utanmadım, gocunmadımda. Göğsümü gere gere minübüse bindiğimi herkese söylerim zaten.
Futbolculuğunda böyle zor yanı var değil mi? Özlem duyduğunuz şeyleri geride bırakmak zorunda kalıyorsunuz.
Sonuçta dışarı çıkıyorsunuz çok büyük bir ilgi görüyorsunuz, sevgi görüyorsunuz Galatasaray taraftarlarından ya da başka kulüp taraftarlarından. Sonuçta Milli Takım formasıda giyiyorum. İlgi görüyorsunuz ama bu bazen aşırı kaçıyor. İster istemez bazen bazı insanları geri çevirebiliyoruz. Ama ben elimden geldiğince herkesi kırmamak için gerekirse fotoğraf, gerekirse imza dağıtmaktan kaçınmıyorum. Bana böyle davranmaları da beni mutlu ediyor. Sonuçta bana bir sevgi var, insan sevilincede mutluluk duyuyor. Bende bu mutluluğu, bu sevgiyi karşılıksız bırakmıyorum. Elimden geldiğince onlara yardım ediyorum.
Herhalde bu yüzdende taraftarın çok sevdiği bir isim haline geldin. Şampiyonluk üçlüsünü nerede çektirecek diye sormuş bir taraftarımız.
Şampiyon olalımda yeri ve zamanı önemli değil. Şampiyon olmak bizim için çok önemli. Sonuçta şampiyonluk için bu yola başladık. Elimizden gelen herşeyi şampiyonluk doğrultusunda yapıyoruz. Şampiyon olursak eğer, inşallahta olacağız, taraftarımızla istediği bu sevinci her yerde kutlamaya hazırım.
Peki önce Lig şampiyonluğumu gelir yoksa Avrupa Lig’i şampiyonluğu mu?
Hepsi. Sonuçta Galatasaray gibi büyük camiada oynuyorsanız yarıştığınız her kulvarda şampiyonluk hedefiniz olması lazım. Başka bir hedef olamaz. Bizde şu anda 3 kulvarda en iyi şekilde ilerliyoruz. Hedefimiz 3 kulvarda da şampiyonluk. Hiçbir zaman bu hedefimizden sapmadık. Bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Dediğim gibi üç kulvarda da Galalatasaray varsa, üç kulvarada da şampiyonluğun en büyük adayıdır.
Ziraat Türkiye Kupası son dönemde biraz geri planda kalıyor. Motivasyon sorunu yaşatıyor mu futbolcularda?
Motivasyon sorunu yaşatmıyor. Sonuçta Lig ve Avrupa Ligi’nin yanında biraz taraftarın gözünde heyecanı kaçıyor ama dediğim gibi biz hani derler ya gazozuna maç yapsan bile iddaalı olacaksın diye. Biz gazozuna maç yapsak bile Galatasaray takımı olarak hedefimiz her zaman kazanmaktır. Ziraat Türkiye Kupası’nda da hedefimiz şampiyonluk. Dediğim gibi hedefin küçüğü büyüğü yok. Bizim önümüzde üç tane hedef var, üçünüde önemsiyoruz. Bütün konsantrasyonumuzu kazanmak ve şampiyon olmak adına kurduk. İnşallah hedeflediğimiz 3 kulvarda da şampiyonluğa ulaşacağız.
Siz zaten 5’e 2 antrenmanında bile oldukça hırslısınız. Neredeyse birbirinizi yiyeceksiniz. En keyifli antrenman bölümü o mu ? Sen nasıl sıralıyorsun?
En keyifli antrenman 5’e 2’dir tabi. Espiriler dönüyor, biri ortaya geçtiği zaman ona topu kaptırmamak için herşeyi yapıyorsunuz. O da kapmak için herşeyi yapıyor. 5’e 2 futbolcular için en güzel antrenman metodlarından biridir.
Sabri taraftarımızdan gelen günün sorusu şu Sabri futbolcu olmasaydı bu süratiyle Ferrari’ye pilot olup Schumacher’e rakip olurmuydu demiş.
Valla güzel soru tebrik ederim.
Bir taraftarımız da yüz metrede Ussein Bold’a rakip olabilir mi demiş?
O kadar iddaalı olamam herhalde. Kendisi art arda kırdığı rekorlarla yılın sporcusu benim gözümde. Tabi ilginç bir soru. Araba kullanmayı çok seviyorum ama hiçbir zaman dikkatsiz sürat yapmıyorum. Hem kendimin hem başkalarının hayatına tehlikeye atacak şekilde araba kullanmayı sevmem.
Ama bu sürat derken senin bireysel futbol süratinden bahsetmişler.
Bireysel süratim dediğim gibi benim takdir gördüğüm bir özelliğim. Ben futbolcu olmayı çok seviyorum. Bir daha dünyaya gelsem yine futbolcu olurum. Futbolcu olarak kalmayı tercih ederim.
Süratin konusunda taraftarın ciddi bir şekilde memnuniyeti var.
Teşekkür ederim bu özelliğimi övgüler yağdırarak dile getirmelerinden dolayı. Dediğim gibi bu benim özelliğim, dayanıklılığımda diğer bir özelliğim. İnşallah ben bu özelliklerimi koruduğum sürece uzun yıllar Galatasaray’a en iyi şekilde hizmet vereceğim.
Dünya’da beğendiğin bir sağ bek sorsam kimi söylersin? Çünkü sen farklı özelliklere sahip bir sağbeksin.
Benim beğendiğim Cafu. Dünya’nın en iyi sağ beklerinden biridir. Sadece ben değil, bütün dünya aynı şekilde görüş bildiriyor. Ama dediğim gibi herkesin özelliği farklı. Benimde farklı özelliklerim var. Yapabildiklerim var, yapamadıklarım var. Ben kendimi her idmanda geliştirmeye çalışıyorum. Yapadığım özellikleri çalışarak gidermeye çalışıyorum. İnşallah kendimi daha çok geliştirerek oynadığım mevkinin hakkını vermek istiyorum
Son olarak eklemek istediğin birşey varmı Sabri ?
Programa konuk olduğum için çok teşekkür ediyorum. Çok güzel bir sohbet oldu. Soru gönderen herkese de teşekkür ediyorum. Buradan Galatasaray taraftarlarına da selamlarımı iletiyorum. Onlardan istediğimiz bize her zaman destek olsunlar, bizi hiçbir zaman yalnız bırakmasınlar. Onlar bize destek verdikleri sürece biz onların bu sevgisine, desteğine en güzel oyunumuzla, en güzel sonuçlarla karşılık vereceğimize inanıyorum. İnşallahta onlarla el ele şampiyonluklara doğru ilerleyeceğiz.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın

Cenk Özkacar, Köln'e imzaya gidiyor!

Heung Min-Son, MLS'e gitti

PSG'den Barcola için 100 milyon euro'luk talep!

Timothy Weah, Olimpik Marsilya'da!

Christian Eriksen için Burnley devrede

Milan, Ardon Jashari transferinde mutlu sona ulaştı

Inter'de alternatif Jadon Sancho!

Ajax, Ko Itakura transferinde sona yakın

Chelsea, Leipzig ile anlaştı: Xavi Simons

Benjamin Sesko transferinde geri sayım!
