Hasan'dan inciler... "Taraftarımıza büyük görevler düşüyor. Bu sezon bize sonsuz destek vermeliler. Çünkü önümüze taş koymak isteyenler var."

 

Hasan'dan inciler... "Taraftarımıza büyük görevler düşüyor. Bu sezon bize sonsuz destek vermeliler. Çünkü önümüze taş koymak isteyenler var."
2002 Dünya Kupası, kuşkusuz Hasan Şaş’ın kariyerinin dönüm noktalarındandı. Muhteşem futboluyla tüm Dünya’yı kendine hayran bırakan Cim Bom’un yıldızı, o tarihten sonra adeta kabusu yaşadı. Sözleşme sorunu, takımın kötü gidişatı, sürekli düşen performansı, sakatlıklar ve cezalar... Bu dönemde herkes O’nun hakkında konuşurken, hep suskun kaldı. Uzakdoğu’da kendine yakışanı yapan, A Milli Takım formasıyla tekrar şova başlayan Hasan, 100. yıl öncesi özel açıklamalar yaptı...

Dünya Kupası’ndan sonra zor bir dönem geçirdin. Bir anda herşey kötü gitti, sürekli eleştirildin... Öncelikle Dünya Kupası senin için neyi ifade ediyor. Neden böyle oldu?
- Dünya Kupası’ndan sonrası söz konusu olduğunda iyi hissetmediğim bir gerçek. Benim başarısızlığım takımın başarısızlığıyla doğru orantılı. Hiçbir şey iyi gitmedi, ben de iyi değildim. Açıkçası iyi bir ortam yakalayamadım.

Peki takım neden kötü gitti?
- Bir çok transfer yapıldı, gelenler gidenler oldu. Bütün bunlar bizi etkiledi. Arkadaşlığı bir türlü bulamadık. Florya’nın havası değişti. Tam birisine alışıyorduk, o gidiyordu bir başkası geliyordu. Takım olamamanın bedelini de başarısızlıkla ödedik.

Dünya çapında ünlü olmak ve ardından yaşadıkların... Bunlar nasıl duygular?
- Çok güzel bir duygu. Çünkü futbolcu olup da Dünya çapında ünlü olabilmek çok zor. Bunun için kendimle gurur duyuyorum. Ama sadece benim gurur duymam önemli değil. Bu Türkiye için de önemli. Türk sporcusu çok önemli işler yaptı. Basketbolda, futbolda, güreşte ve atletizmde Süreyya Ayhan’la büyük başarılar elde edildi. Alnımızın teriyle, buralara geldik.

İlgili ilgisiz herkesin eleştirmesi seni üzmüyor mu? Özellikle eski futbolcuların eleştirileri hakkında neler düşünüyosun?
- Tabii ki üzüyor... Özellikle eski futbolcuların, yani bizim neler yaşadığımızı bilen insanların haksız eleştirileri hoşuma gitmiyor. Çünkü onlar bizim nelerle boğuştuğumuzu, neler yaptığımızı çok iyi biliyorlar. Bizleri düşünüp, anlayışlı olmalılar.

Dünya Kupası’ndan sonraki döneme geri dönersek, hatayı nerede yaptın?
- En büyük hatayı Dünya Kupası’ndan döner dönmez Galatasaray’a imza atmamakla yaptım. Hiç düşünmeden imza atmalıyım. Ama bunu yapmayınca, maddi manevi bir sürü kaybım oldu.

Monaco’dan ciddi bir teklif vardı. Gittin görüştün, ama kabul etmedin. Bunun için pişman mısın? Çünkü Şampiyonlar Ligi’nde final oynadılar.
- Hayır hiç pişman değilim. Ben pişman olacağım bir olayı yapmam. Genelde düşünür, taşınır ve iyi karar veririm. O zaman şartlar onu gerektiriyordu.

Peki hala Avrupa’ya gitmeyi düşünüyor musun? İçinde böyle bir ukde var mı?
- Evet var. Çok iyi bir teklif olursa, 100. yılda şampiyon olup, öyle gitmek isterim. Çünkü Avrupa’da şartlar hem maddi, hem de manevi açıdan daha iyi. Şimdi daha tecrübeliyim ve ne yapacağımı daha iyi biliyorum.

Bu sezon herkes sizden şampiyonluğu bekliyor. Bu baskı yaratır mı?
- Baskının son haftalarda olması gerekir. Belki son 7-8 hafta. Bu sene ligde geçen seneki gibi kopma olacağını düşünmüyorum. Takımda tecrübeli oyuncular var. Bu ligi kaldıracağız.

Fenerbahçe Alex’i aldı, Beşiktaş’ta da bir çok transfer yapıldı... Galatasaray ise bir tek Conceiçao’yu aldı. Sence de transferde geç mi kalındı?
- Bence iyi yoldayız. Yavaş hareket edilmesi çok doğal. Çünkü oyuncuların kendi ücretleri, bonservis bedelleri ve bize yapılan ödemeler var. Bunların hepsiyle yönetim uğraşıyor. Ama transfer politikamız iyi. Gereken yerlere yararlı oyuncular alınıyor. Conceiçao kendini kanıtlamış bir oyuncu. Süper Kupa finalinden hatırlıyorum. Karşılıklı oynadığımız zamanlarda bizi çok zorladı. Bize tam uydu. Saidou da öyle... Çok iyi bir oyuncu ve beyefendi bir insan.

Bu sene taraftar nasıl bir Galatasaray izleyecek? Sezon sonunda görmek istediğin tablo nedir?
- Sürekli çok koşan, pozisyon üreten ve oynadığı futbolla keyif veren, tempoyu elinde tutan çok zevkli bir Galatasaray görecekler. Benim hedefim ise üç kez şampiyonluk yaşadığım bu forma altında, 100. yılda 4. kez şampiyonluk sevinci yaşayabilmek.

Peki Ali Sami Yen’de mi oynamak istersiniz, Olimpiyat Stadı’nda mı?
- Geçen sene Olimpiyat’ta oynadığımız maçlardan sonra arkadaşlarla hep oturup konuşuyorduk, “Ali Sami Yen’de oynasaydık şöyle yapardık, böyle yapardık” diye... Ama inanın şimdilerde kimse, “Şöyle olsun, burada oynansın” demiyor. Nerede oynanırsa oynansın, 100. yılda hedefimiz şampiyon olmak.

Kendini nasıl bir oyuncu olarak tarif edersin?
- Ben hırslı bir oyuncuyum. Biraz da sinirli. Ama bu sinir, hırstan kaynaklanıyor. Etrafımı tekmelemem de bu yüzden!

Taraftardan beklentileriniz neler? Geçen sezon ıslıklandığınız maçlar oldu.
- Taraftarların bizi 90 dakika desteklemesini bekliyoruz. Avrupa’daki seyirci düzeyine ulaşmamız gerekir. Tacı, korneri alkışlayan, tepki veren seyirci... Belki de İspanya’daki gibi protestolarını beyaz mendil sallayarak göstermeliler. Bu yıl her zamankinden daha çok desteğe, morale ve motivasyona ihtiyacımız var. Çünkü 100. yılda şampiyon olmamamız için önümüze çok taş koyacaklar. Rakipleri destekleyen medya mensupları, yazarlar, diğer rakip takımların yöneticileri, her zaman önümüzde duracak ve bizi engellemeye çalışacak. Ama biz bunların üstesinden geleceğiz. Biz kimsenin desteğini beklemiyoruz. Kimseye de ihtiyacımız yok. Hakemler maçlarımızı normal yönetsinler. Faulümüzü, penaltımızı versinler. Gollerimizi elleriyle kesenleri görsünler yeter!

Son olarak taraftara mesajın nedir?
- Bayrakları dolaplardan çıkarsınlar ve hazır tutsunlar...

Ya Hagi? İlişkiniz nasıl, nasıl bir hoca ve size nasıl davranıyor?
- Hagi bize idmanlarda hiç acımıyor. Dışarıda diyaloğu süper. Bizimle arkadaş gibi. Ama idmanda bambaşka bir Hagi oluyor. Bize hiç arkadaş gibi değil. Çok ciddi bir hoca...

Onunla ilgili olarak futbolculuk döneminden anlatabileceğin bir anın var mı?
- Evet.. Juventus maçında burnum dağılmıştı. Yere düşmüştüm ve burnum çok kanıyordu. Hani şu siyasi hale dönüştürülen İstanbul’daki maç. Hagi o kadar hırslı ki, benim yanıma gelip beni yerden nasıl kaldırdı, nasıl hemen oynattı, anlatamam. Sahadaki hırsıyla teknik direktörlük hırsı aynı. Beraber oynadığımız dönemdeki gibi... Keşke futbolu bırakmasaydı. Onunla birlikte antrenmanlarda oynayınca hep bunu düşünüyorum. Birlikte yeniden oynamayı çok isterdim.
 



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
En çok okunan haberler