Gizli kahramanlar konuştu

Feldkamp'ın apar topar Florya'yı terketmesinin ardından görevi devralan Cevat Güler, Burak Dilmen ve Nezih Ali Boloğlu, lig yarışında olduğu gibi üçü aynı anda konuştular. Bir orkestra uyumunda çalıştıkları, röportaj yaparken bile belli olan üç teknik adam, DHA'nın sorularına şu yanıtları verdi:

- Bu şampiyonluk diğer şampiyonluklardan farklı olarak algılanıyor. Gerçekten öyle mi?

CEVAT GÜLER:

"Her şampiyonluk bir başkasından farklı. Gerets döneminde yaşadığımız şampiyonluk farklı değil miydi? Bizim maçımızı bitirip son 6 dakika diğer maçın sonucunu beklediğimiz dönem çok farklıydı. Belki bu sene yaşadığımız heyecanın çok daha fazlasını yaşadık. Ama her şampiyonluk anlamlı, her şampiyonluk farklı. Bu seneki şampiyonluk bizim ekip açısından farklıydı. Daha çok işin içindeydik. Sezon başından beri işin içindeydik, ama son hafta daha fazla işin içinde olduk. 5 kişilik ekibe dağılmış yük 3 kişinin üstündeydi. Fark da buydu."

BURAK DİLMEN:

"Benim için ayrı bir anlamı vardı bu şampiyonluğun. İlk defa Süper Lig'de bir antrenör olarak şampiyonluk yaşadım. Ayrıca eşim ve çocuğumla da bunu yaşadığım için bunun anlamı benim için büyüktü."

NEZİH ALİ BOLOĞLU:

"Galatasaray'ın 17 şampiyonluğunun hepsi birbirinden değerli. Sayın Feldkamp'ın istifasından sonra, son 6 haftada kulüp bir kriz yaşadı. Takım teknik direktörsüz gözüküyordu. Daha sonra sorumluluk bize devredilmiş gibi bize gösterildi. Şimdi mutlu sona gelince herkes bir şey arıyor. Ama biz sezon başından beri her şampiyonluk için yapılan şeyleri yaptık. Sezon başından beri bu emeği veriyorduk, ama arka planda olduğumuz için görünmüyorduk."

- Görev aldıktan sonra 6'da 6 yaptınız. Görev aldıktan sonra bir tereddütünüz oldu mu?

CEVAT GÜLER :

"Cumartesi sabahı hocamızın takımla vedalaştığı dönemde Ahmet Hocamız'ın da ayrıldığını öğrendik. Bizim için şok oldu. "Veda konuşmasını ne zaman yapalım" dediğimizde, Ahmet Hoca, "Ben de çıkmıyorum" dedi. Biz de normal bir antrenman programı yaptırmaya karar verdik. Akşam saatlerinde Sayın Adnan Sezgin, "Yarın maç konuşmasını sen yapacaksın" dedi. Evet bu benim için yüktü. 2002 yılından beri aktif antrennnörlük görevi yapmıyordum. Maç konuşması yapmayalı aradan 6 yıl geçmişti. Bu benim için de yeni bir heyecandı. Ama kesinlikle "başaramayız", "ya başaramazsak" ikilemi yaşamadık. Önümüzdeki Gençlerbirliği maçına analize olmamız gerektiğini düşündük.

Yaklaşık 2 saat boyunca Gençlerbirliği maçıyla ilgili toplantı yaptık. Galibiyet sonrası basın toplantısı ve açıklama yapmak istemediğimizi söyledik Sayın Adnan Sezgin bunu kabul etti, ama daha sonra "Hayır, olmaz" dendi ve biz apar topar basın toplantısına girdik. Basın toplantısında, "Biz bugün bir galibiyet aldık. Bu galibiyetin üzerine sinerjimizi ve grup dinamiğimizi üzerine koyarak devam edeceğiz. Sezon sonuna doğru da bu dinamiğimiz en üst seviyeye çıkacak" şeklinde bir tabir kullandım. Biz o günkü kararımızı gerçekleştirdik. "Grup dinamiğimizi en üst seviyeye çıkarmak için neler yaparız"ın peşinde olduk, "Ya başaramazsak" düşüncesinin değil."

BURAK DİLMEN :

"Burada ilk senem olmasına rağmen, bende hiç tereddüt olmadı. Galatasaray 4. profesyonel takımım. Sadece 5 kişiden 3 kişiye sorumluluk kaldı, onu paylaşmaya çalıştık. Sayın Adnan Sezgin çok yardımcı oldu, büyük destek verdi ve hiç işimize karışmadı. Başkanımız kesinlikle bize ve takıma zarar verecek hiçbir şey yapmadı. Bize olan saygısını hiçbir şekilde eksik etmedi. Bu sırf bizim ya da futbolcuların başarısı değil, bir ekip başarısı. Herkes elinden geleni ve fazlasını düşünüp yapmaya çalıştı. Şansımız da yaver gitti. Ama Almanların bir sözünü söylemek istiyorum, "Şans her zaman çalışanın ve iyinin yanındadır"

- "Galatasaray teknik direktörsüz şampiyon oldu" diyenlere ne dersiniz?

NEZİH ALİ BOLOĞLU:

"Herkesin bir fikri var, bir şeyler düşünebilir. Bu onların takdiri. Cevat hocamın da teknik direktörlük belgesi var. Benim de A kursu ve kaleci antrenörlüğü belgelerim var. Bizim adımız ve markamız yoktu. Bize görev teklif edilmedi, verildi. Biz de bu 6 haftalık krizi en iyi şekilde atlatmak için tüm camia olarak elbirliği yaptık ve bu noktaya geldik."

CEVAT GÜLER :

"Galatasaray'daki şampiyonluğum, kariyerimdeki 9'uncu şampiyonluğum. 11 yıllık teknik direktörlük lisansı var. Bu diploma sayesinde teknik direktlörlük yapılıyorsa, biz teknik direktörüz. Evet Galatasaray teknik direktörsüzdü, ama Galatasaray'ı taktik anlamda yönetecek kişiler yok diyemeyiz. Biz işini her anlamda en iyi şekilde yapmaya çalışan 3 teknik adamız. Bizim işimizi yapan ünvanlar değil, biziz".

BURAK DİLMEN :

"Bizim liglerimizde teknik direktörlük lisansı olmayıp, teknik direktör diye hitap edilen hocalarımız var. Bu onların teknik direktör olmadığı anlamına gelmez. Sadece şu an için teknik direktörlük lisansları yok, ama olacak. Biz ne olduğumuzu çok iyi biliyoruz."

- Futbolcular ile teknik ekip arasında pozitif bir diyalog olduğu gözlemlendi. Feldkamp ile futbolcular arasında bir kopukluk olduğu ortadaydı. Bu pozitif hava nasıl sağlandı?

NEZİH ALİ BOLOĞLU:

"Bu futbolcularla A takımda 4. senemi bitirdim, keza Cevat Hoca 6 senedir bu takımın içinde.Biz takımla iç içe yaşayan insanlarız. Takımla teknik direktör arasında köprü vazifesini gören kişilerdik. Daha önce sürdürdüğümüz diyalogları aynı şekilde devam ettirdim."

- Fenerbahçe maçı öncesi kaç saat uyuyabildiniz?

CEVAT GÜLER :

"Normalde zaten 5-6 saat uyuyan birisiyim, o akşam da o kadar uyudum. Bir psikolog arkadaşım, böyle önemli maçlar öncesi roman okumamı tavsiye etti. Ben de 35 gün yaklaşık çok ciddi romanlar okudum."

- Feldkamp'ın aldığı kararlarla ilgili hiçbir tartışmanız oldu mu?

BURAK DİLMEN :

"Hocamız ilk önce bizi teker teker tekdir edip, düşüncemizi sordu. Ama en son kararı hep kendisi verdi. Bizim bazı maçlarda kendisine itirazımız da oldu. Çünkü ligi biz tanıyoruz, futbolcuların özelliklerini biz iyi biliyoruz. Yardımcıları olduğumuz için fikirlerimizi hep söylerdik. Ancak Feldkamp kendi doğrusunu bildiğini yapan bir insan. Birileri inatçı diyebilir, birileri kendi bildiğini yapan insan diyebilir. Ben bir yerde ona çok hak veriyoruk."

- Lincoln istenilen fiziksel seviyeye ulaşamadı. Bunun nedeni nedir?

CEVAT GÜLER :

"Lincoln'ün üst üste gelen sakatlıkları oldu. Maç performansını yakalayacak dediğimiz zaman sarı kart cezası oldu. Sonra tekrar sakatlandı. İstediğiniz kadar yüksek tempolu çalışma yaptırsanız bile, maç performansının yerini tutmaz. Maç performansını yakalayamadı bir türlü."

- Galatasaray daha handikaplı koşullara rağmen Fenerbahçe'yi nasıl geçti?

BURAK DİLMEN :

"Biz hiçbir zaman kendimizi onlarla kıyaslamadık. Bizim özelliğimiz bence bu. Özellikle kriz dediğimiz dönemde bu konsantre daha da üst seviyeye çıktı. Feldkamp'ın istifasından sonra herkes daha fazla sorumluluk alması gerektiğini hissetti. Bu söyleyerek olunmaz, futbolcunun kendisinin hissetmesi gerekir. Futbolcuların idmanlardaki konsantresi bile çok yüksekti. Bu yüzden Fenerbahçe'yi hiç bizden üstün görmedik. "

- Şampiyon olacağınıza ne zaman inandınız?

CEVAT GÜLER :

"Gençlerbirliği maçından sonra şampiyon olacağımıza inandım. Arkadaşlarımla yaptığım toplantıda, "Biz yarınki maçı kazanırsak şampiyonuz" dedim. Bizim için ilk maç önemliydi. O şoku atlatırsak, diğer maçlara daha iyi hazırlanacağımızı biliyorduk."

- Hakan Şükür'ün Milli takım'da olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAT GÜLER :

"Fatih Hocam bu ülkede oyuncuların her herakette neler yapabileceğini bilen bir kişi. Yanında da çok ciddi bir ekibi var. En güzelini, en doğru şekliyle o yapmıştır. Benim için burada önemli olan iki şey vardı, Emre'nin ve Mehmet Topal'ın bu sene A Milli Takım'da olması. Galatasaray futbol takımı olarak iki oyuncumuza değer katmış olduk. Bu anlamda Fatih Hoca'nın verdiği karar doğru karardır."

NEZİH ALİ BOLOĞLU:

"Bu konuda en son konuşacak kişi benim. Bu mesleği edinmemi sağlayan kişi Fatih Hoca'dır. Beni yetiştiren insana başarılar diliyorum. Gönlüm onunla, inşallah Avrupa Şampiyonası'nda en iyi başarıları elde edip ülkemize dönecektir." 

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın