UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'ın İngiliz ekibi Chelsea ile eşleşmesi dikkatleri Didier Drogba ve Jose Mourinho üzerine çekerken, spor yazarı Uğur Meleke de bu karşılaşmayı köşe yazısına taşıdı.

Sarı-kırmızılıların nelere dikkat etmesi gerektiğini dile getiren Meleke, Didier Drogba'ya da ayrı bir parantez açtı.

İşte o yazı...

“Bu sene herhangi bir kupanın favorisi olduğumuzu düşünmüyorum. Bir sezonda 30 gol atan santrfora sahip değiliz. Hani o öldürücü dedikleri, bencil olan, o son tek vuruşu yapan... Bizim üç santrforumuzun (Torres, Ba ve Eto’o’nun) toplam gol sayısı (5) sadece benim için değil, kendileri için de hayal kırıklığı tabii ki. Biraz daha fazlasını bekler miydim? Evet... Onların biraz daha fazlasını yapmalarını ister miydik? Şüphesiz... Ama şu anda daha iyisini alma şansımız yok. Benim istediğim santrforların hepsi büyük takımlarda. Büyük takımların da büyük hedefleri var ve devre arasında iyi santrforlarını satmazlar.” Cumartesi akşamı Crystal Palace’ı sayısız gol fırsatı kaçırdıktan sonra ancak 2-1 yenebilen Chelsea’nin menajeri Jose Mourinho, bu  ezon ilk kez hiçbir kupa kazanamayacaklarını itiraf etti.

Üstelik de haftayı lider Arsenal’in yalnızca 2 puan gerisinde kapatmalarına rağmen. Şampiyonlar Ligi’nde Schalke’yi, Lig Kupası’nda da Arsenal’i gol yemeden alt etmiş olmalarına rağmen... Mourinho’nun bu kadar umutsuz olmasının nedeni de açık: Hafta sonu Palace ağlarını havalandıran Torres’in ligde cumaya kadarki gol sayısı yalnızca birdi. Eto’o, Torres ve Demba Ba’nın, ligdeki 32 golün sadece 5’inin altında imzaları var. Ve belli ki Mourinho, elinde bir de Drogba olmasını çok isterdi.

Galatasaray-Chelsea eşleşmesinde belki de Chelsea’nin eksik olan, Galatasaray’ın da tam olan tek şeyi Didier Drogba! Drogba’nın, Galatasaray’ın aynen Juventus önünde yaptığı gibi beşli savunmayla çıkıp 180 dakikayı toplam yarım golle kapatmaya çalışması
gereken bir eşleşme...      Schürrle ve Willian Mourinho’nun takımının 4 kupada halen yoluna devam ediyor olmasıysa orta saha oyuncularının fena olmayan skor performansı sayesinde...

Tüm cephelerde Belçikalı açık Hazard 8, Brezilyalı 10 numara Oscar 6, takımın orta saha yükünü çeken iki emekçi Lampard+Ramires 9 gol kaydetmiş durumda. Mourinho’nun daha çok Şampiyonlar Ligi maçlarında 11’de şans verdiği Schürrle’nin 3, Willian’ın da 1 golünü eklediğimizde Chelsea’nin nerdeyse bütün skor yükünü orta saha oyuncularının çektiğini söylemek yanlış olmaz.

Bu sene oynadıkları 25 resmi maçın 24’ünde 4-2-3-1 dizilişini kullanan Mourinho, sadece bir kez, ligde Tottenham önünde takımını üç ön liberolu 4-3-2-1 dizilişiyle sahaya sürdü (Santrforda Torres, arkasında Oscar-Hazard ikilisi ile)... Galatasaray karşısında da muhtemelen sahaya iki defansif, bir ofansif merkez oyunculu, 4-2-3-1 dizilişiyle çıkacaklar.

ANAHTAR SELÇUK - MELO

Chelsea gibi orta sahasında yetenekli ve golcü oyuncuların olduğu takımlara karşı savunma anahtarı, iki ile üçüncü bölge arasında alan bırakmamak. Savunma üçlüsüyle orta üçlüyü mümkün olduğunca yakın kurup, aradaki havuzda Oscar, Mata, Hazard gibi yetenekli oyuncuların rahat topla buluşmasını engellemek.

Eğer Galatasaray bunu başarır, Chelsea savunmasını uzun vurmaya mecbur ederse, aynen Llorente gibi Torres de Gökhan Zan karşısında bu topları indirmekte güçlük çekecektir. Bu durumda eşleşmenin çok düşük gol sayısına sıkışması, bir gol atanın bile çok avantajlı konuma geçmesi olması...

SAVUNMA SINAVI

Galatasaray’ın Ekim’de oynadığı Juventus, savunmada ciddi hatalar yapan bir takımdı. Aralık’taysa
tamamen oturmuş bir defansla geldi İstanbul’a. Trabzonspor için öncelik maçı golsüz tutmak olacaktır.
Zokora, Colman gibi adamlar dünyaya kendilerini hatırlatmak istiyorlarsa sabah akşam Pogba-Vidal-Pirlo çalışmalılar

Calciopoli sonrası 6 yılın 3’ünü Avrupa dışında geçiren Juventus, 70.829 puanla (Real’in yarısıyla) Devler Ligi kurasına kıl payı ikinci torbadan girmişti. İkinci torbada olmak başlangıçta şans gibi gözüküyordu, lakin üçten Galatasaray’ı çekip rakiplerine 4 puan verince, kendilerini bu kez de Avrupa Ligi’nin ikinci torbasında buldular. Ama Avrupa Ligi kurasında da doğrusu şanssızlardı. Herhalde 11 Aralık kâbusundan sonra bu sene tekrar gelmek isteyecekleri son ülke Türkiye olurdu.

Trabzonspor ise kurada enteresan bir talihe imza atmıştı: Avrupa Ligi 2. ön eleme turunda 80 takım içinde 80’inci sırada olan Derry City’yi çeken Trabzon, play-offta da 62 takım içinde 62’nci olan Kukesi’yi çekmeyi başarmıştı! Dünse talih Trabzonspor’un yanında değildi: Juventus, muhtemel 15 rakip içinde Porto’dan sonra en yüksek UEFA katsayısına sahip takımdı.

Juventus, şu an İtalya’nın en iyisi, ligde de 8 maçlık galibiyet serisiyle Roma’yı sollayıp liderlik koltuğuna oturdu. Son iki yılı zaten açık farkla şampiyon kapatmışlardı; ilham verdikleri İtalyan Milli Takımı’nın Euro 2012 finali ve Konfederasyonlar Kupası 2013 üçüncülüğü de takıma özgüven aşıladı.

HAVA TOPLARI KRİTİK

Galatasaray’ın Ekim’de oynadığı Juventus savunmada ciddi hatalar yapan, özellikle çıkarken çok top kaybeden bir takımdı. Aralık’taysa tamamen oturmuş bir savunma geldi İstanbul’a. Ligde 8 maçtır kalesini kapatıp kazanan bir takıma karşı en önemli koz, eşleşmeyi mümkün olduğu kadar golsüz tutmak olacaktır. Zokora, Colman gibi adamlar dünyaya tekrar kendilerini hatırlatmak istiyorlarsa, sabah akşam Pogba-Vidal-Pirlo çalışmalılar.  

Ligde bu kadar büyük başarılara imza atan Juventus savunmasını, Şampiyonlar Ligi’nden eden eksiklikse Galatasaray’a karşı verdikleri önemli açıktı: Sarı-kırmızılı savunma ile Drogba arasındaki pas bağlantısını kesemediler. Drogba her iki maçta da indirdiği mükemmel toplarla Juventus savunmasını alt üst etti. Trabzon’un da set oyunuyla Juventus savunmasını geçmesi kolay değil. Birinci hedef, Drogba’nın Pogba’ya karşı kurduğu hava topu üstünlüğünü Henrique’nin de kurmaya çalışması olmalı. İkinci hedefse, özellikle orta mesafeden kazanılan frikikleri Olcan’la değerlendirmeye çalışmak...''



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın