Mustafa Denizli'den gündem değerlendirmesi!

Galatasaray’ın eşik maçı bu değil. Galatasaray’ın bir değil, iki tane eşik maçı var. Bunlar da Başakşehir ve Beşiktaş maçlarıdır.

Bu maçları kayıpsız geçtiği zaman Galatasaray yolu yarılamış olur. Trabzonspor maçı zor maç. Evet, Trabzon’a karşı İstanbul’da üstünlüğü var ama Trabzon çok ciddi bir rakip.

Ancak stattaki atmosfer Galatasaray’ın hedefi ve hırsı Trabzon’a karşı daha şanslı kılıyor. Ama zor değil, gerçekten çok zor maç bir maç olacak. Fakat tekrarlıyorum, bir eşik maçı değil.

Trabzon, bu ülkenin en iyi hücum takımlarından biri. Bireysel olarak da takım olarak da. Puan alabilir mi? Birinci soruda da yanıtladık: Eşik maçı değil, ancak Trabzon da hedefi olan bir takım. Avrupa için mücadele ediyor.

Yani iki takım için de zor maç olacak. Tabii ki içeride Galatasaray’ın 50 bine yakın taraftarıyla birlikte maçın favorisi olduğunu söyleyebiliriz.

Fenerbahçe, psikolojik olarak diğer adaylardan biraz geride. Kayseri’de puan kaybı Fenerbahçe’yi yarış dışına iter. Fenerbahçe’nin hocası da, futbolcusu da, camiası da bunun bilincinde.

Kayseri’nin 2. yarıdaki görüntüsü ilk yarıdakinin uzağında. Milli aralar bazı takımları siyahla beyaz kadar değiştirebiliyor.

Yine de Fenerbahçe’nin bu yarışın dışında kalmamak için her şeyi yapacağını düşünüyorum. Fakat haftanın en zor maçlarından.

Yani hiçbir maça ‘üç puan cepte’ diye bakılmaz. Ama Beşiktaş’ın Başakşehir karşısındaki görüntüden farklı bir şekilde çıkacağını zannediyorum. Alanya golcü bir takım olabilir ama İstanbul’da çok şansı olacağını sanmıyorum.

İyileşen Gökhan töre için Alanya maçı bir başlangıç olabilir. Ha, oyuna mı yoksa sezona mı başlangıç olur, bilemem. Bunu hoca değerlendirecek. Hazırsa ben öyle ya da böyle hocanın şans vereceğini düşünüyorum. Medyadan Gökhan’ın hazır olduğu haberlerini okuduk ama işin gerçeğini bilemiyoruz.

Milli takım, eleştirilen formalarla başarılı olsaydı kimsenin umurunda olmazdı. Ama işler kötü gidince böyle bir gündem de oluştu. Ben de milli takımın, bayrağın renklerinin ağırlıkta olduğu bu formayla oynamasını seven biriyim. Türk insanı bunu daha çok seviyor; futbol seveni de sevmeyeni de. Formasına yeniden kavuştu diyebileceğimiz bir görüntü var. Güzel, yani sevimli. Bizim renklerimiz sevimli. Geriye dönüp baktığında da buna yakın formalarla oynamışız.

Her maç hocaların maçıdır. Okan Buruk, sezona iyi başladı sonra bir düşüş yaşadı. Ama tekrar toparladı. Başakşehir de ilk yarıda harika işler yaptı, 2. yarının başında bocaladı.

Ama bir Beşiktaş maçı oynadı ki, o Başakşehir için içerisi dışarısı fark etmez. Her takımı yener. Bir de Akhisar’ın yeni stadının zeminine bayıldım. Oynamak isteyen takımlar için ciddi avantaj.

Başakşehir, Akhisar’ın bir adım önünde. akhisar da harika işler çıkardı. F.Bahçe ve Trabzon maçları nefis işler yaptığı maçlardı. Ama neticede şampiyonluk adayıyla oynuyor. Başakşehir bir adım önde.

Fenerbahçe, eski şampiyonlukların da sayılması için yeniden harekete geçti. Ne diyorsunuz? Bunu değerlendirecek olan kurumlar var Türkiye’de. Benim buradan ‘şu olmalı, bu olmalı’ deme durumum yok. Olamaz da. Yani türkiye’de liglerin milli lig olarak tescillendiği tarih belli. Ondan evvelki şampiyonluklar bölgesel mi, yoksa lig statüsü mü taşır, bu federasyonların bileceği bir iş.

Futbol, artık fiziğe dayalı bir spor olarak daha çok öne çıkıyor. Uzatmaya giden maçlarda 4. oyuncu şansı alternatifleri çoğaltır. Ama bu kuralın sadece Şampiyonlar Ligi’nde olması saçma. Evet, ligde olmaz ama yerel kupa ve milli takımların play-off maçları da uzatmaya gidebiliyor. Uzatma mümkün olan tüm kategorilerde uygulanmalı. Sene de kaç maç uzatmaya gider? En fazla yüzde 5! Birçok federasyon bu uygulama için başvuruda bulunabilir.

Xavi, futbolda fiziğin öne çıkmasına isyan edip, “Bu bir zekâ oyunu. Bolt futbolda iş yapamaz” dedi. Haklı mı? Yüzde yüz katılıyorum. Bunu söyleyenin yeri Barcelona’da hala doldurulamadı. Ondan çok daha fazla koşan veya çalışkan tipleri aldılar ama hala bir Xavi bulamadılar.

Önünde de bunun en güzel örneklerinden biri oynuyordu: Messi... Baksınlar onun ortalamasına. Ne iş yapıyor, ne kadar koşuyor? Fizik kapasite de yüksek olacak ama futbolda birinci planda bunu düşündüğünde Xavi’nin dediği gibi beyini, kaliteyi ve estetiği unutursun. Bunu unutunca seyirciyi de unutur ve uyutursun. Bolt örneği güzel. O zaman maratoncu da düşünürsün. Futbol bir yetenek oyunudur.

Adı üzerinde, bunlar hazırlanma dönemi, test maçları. Takım beni futbol olarak çok tatmin etmedi. Skor önemli değil. Önümüzde bir şampiyona var. Milli takım, yetiştirme yeri değil, yarışma yeridir. Bu yarışmada da o gün için en iyiler değerlendirilir.  Evet, burada yer alan veya almayanlar, grup maçları başladığında form grafiği mükemmelse ne diyeceksin ki? “Yaşın ileri sana görev veremem” mi diyeceksin.

İki hazırlık maçı oynadık. Bu gençlerin de milli takımın da doğru düzgün değerlendirileceği test maçları değildi. Oynadığı takımlar dünya futbolunda çok fazla yeri olmayanlar. İrlanda birçok oyuncuyu ilk kez denedi. Karadağ, bizi daha çok zorladı. Pırıl, pırıl oyunculara sahip olduğumuz bir milli takım var ama bugünden ‘mutlaka böyle devam’ edecek dediğinde durum bu farklı olur.