Yakup ÇINAR
yakupc@maksimum.net

Sene 2009 Gstv'de çalıştığım dönem. Galatasaray'ın devre arası kampıydı ve takımla birlikte Antalya'ya gitmiştik. Hagi'nin de futbol okuluyla birlikte Antalya'nın Kemer ilçesinde bir otelde kampa olduğunu öğrendim. Fırsat bu fırsattı. Ne pahasına olursa olsun bir yolunu bulup Hagi ile röportaj yapmak istiyordum. Lig Tv'nin eski muhabirlerinden Hasan'ı aradım ve Hagi'nin asistanının numarasını aldım. Sonra asistanı aradım ve o akşam için röportaj yapmak istediğimi söyledim. Önce mırın kırın etse de Hagi'ye sorup röportajı okeyledi. Heyecan bende tavan yapmıştı.

Sadece 2 saatlik bir yolculuğun ardından Hagi ile röportaj yapacaktım. Halen Gstv'de kameramanlık yapan ve 5 muhabir değiştiren Erkan ile hemen bir araç kiralayarak Kemer'e doğru yola koyulduk. Antalya'da inanılmaz bir yağmur vardı. Kemer yolunu bilen bilir, çok iyi değildir. 1 saat rötarla Kemer'e geldik. Otelin kapısına yaklaştığımızda artık kalbimin sesini duyabiliyordum. Galatasaray'a gönül vermiş biri olarak, takımın tarihini değiştirmiş isimle röportaj yapacaktım. Eskiden olsa rüyamda görsem bile inanmazdım.

Kapıdan içeri girdik. Üzerinde sarı-kırmızı forma yoktu ama Karpatların Maradona'sı Gheorghe Hagi karşımdaydı. Terlemiş avuç içimle elimi uzattım ve elini sıktım. Yüzünde inanılmaz bir tebessüm vardı. Neden geciktiğimizi sempatik Türkçe'si ile sordu. Havanın inanılmaz derecede yağışlı olduğunu söyleyince, başını tamam röportaja başlayabiliriz dercesine salladı.

Ben onu ilk kez 2001 yılında Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde Milan'ı 2-0 yendiği karşılaşmada bayramın 4. günü karaborsadan aldığım biletle izleme fırsatı bulmuştum. Ali Sami Yen yeni açık tribünündeydim. Maçın 20. dakikasında yaptığı aşırtma vuruşla Galatasaray'ı 1-0 öne geçirmişti. O maçtan 8 yıl sonra bir kez daha canlı canlı bu kez karşımdaydı.

Röportaja başladık. Tabi hemen Galatasaray yıllarından başladım. O an aldığım mutluluk kelimelerle anlatılmaz dersem abartmış olmam. Taki Galatasaray'dan ayrıldığını dönemi sorana kadar. Sanki küçük bir kırgınlığını hissettim ve içim burkuldu. Mikrofonu tutarken inanın ellerim titriyordu. Yaklaşık 20 dakika sürmüştü röportaj ama benim için 2 dakika gibi geldi.

Meslek hayatımın en güzel işlerinden ve günlerinden biriydi. Röportaj halen Galatasaray.org'da duruyor. Linki de burada. ( http://www.galatasaray.org/galatasaraytv/roportaj/haber/3184.php ) Arada da açıp bakıyorum. Şimdi diyeceksiniz ki neden bunları yazdın? Hagi'yi izleme fırsatı bulan her Galatasaraylının gönlünde Hagi'nin yeri ayrıdır.

Vel hasıl-ı kelam Hagi tam 16 yıl önce bugün Galatasaray'a imza atmıştı. İlk geldiğinde 31 değil de 35 yaşında olduğunu iddia edenler olmuştu. O, sarı-kırmızı formayla çıktığı ilk üç maçta galibiyeti getiren golleri atınca, iddialar balon olmuştu. Galatasaray'ın 1996-2000 yılları arasında kazandığı şampiyonluklarda en büyük paya sahip olan isim oldu. Avrupa kupalarında attığı goller hala hafızalarımızdan silinmedi. Neredeyse bir neslin Galatasaraylı olmasına vesile oldu.

Evet yukarıda da belirttiğim gibi, röportaj yaparken ellerim titriyordu. Hayatımın en güzel anıydı. Ayrılığı ve futbolu bıraktığı konusuna gelince gözlerim yaşarmıştı. Sen ne güzel ve özel bir insandın. Bir takımın ve taraftarın başına gelebilecek en güzel şeydin.

Karpatların Maradona'sı, iyi ki Galatasaray'a gelmişsin, iyi ki o imzayı atmışsın.

I Love You Hagi

Peki sizin için Hagi ne anlam ifade ediyor? Yazın yorumlarınızı yayınlayalım...

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın