Erman Toroğlu'ndan Galatasaray değerlendirmesi!

Galatasaray şampiyonluğa gidiyor… Tuhaftır Galatasaray ne zaman karışsa ya Avrupa'da başarılı oluyor ya da Türkiye'de… Galatasaray'ı tahrik ettikleri zaman da (mesela o meşhur yılın teknik adamları, yılın futbolcuları seçilmesi olayı) Fatih Terim bunlardan faydalanıp takımını ateşliyor.

Bir spor adamı olarak Galatasaray'da olanları karşıdan seyrediyorum. İçlerinde samimi olduğum arkadaşlarım da var. Onlarla da konuşuyorum. Şu sonuçlara ve yorumlara varıyorum; Faruk Süren diyor ki; "Başkan beni tehdit etti." Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz diyor ki; "Hayır etmedim." Peki çok kısa ikisinin birbirine söylediklerini yazalım:

Faruk Süren diyor ki tam kongre günü; "Çık kürsüye seçim kararı al, seni ibra edelim." Yani bu şu demektir, seçim kararı almazsan seni ibra etmeyeceğiz… Galatasaray Başkanı da Faruk Süren'in suratına ters ters bakıyor, ağzını açmadan yürüyüp gidiyor.

Şimdi kamuoyuna soruyorum; karşıdan baktığınızda tehdit eden Süren mi Cengiz mi? Burada çok net bir şekilde Faruk Süren tehdit ediyor. Mustafa Cengiz yönetimi seçilmeden evvel Faruk Süren, İnan Kıraç, Duygun Yarsuvat isimleri içeriden aldığım haberlere göre "Mustafa Cengiz'i getirelim gelecek kongrede de götürürüz" diyorlar.

Fakat Cengiz yönetimi hem UEFA hem de parada çok iyi işler yapınca bu sefer de kongredeki etkili isimler taca çıkıyorlar. Ama bakın Galatasaray'ın tüzüğünde çok enteresan bir şekilde hemen hemen hiçbir yerde olmayan bir olay var; 'Mali ibra, idari ibra…' Mali açıdan Mustafa Cengiz yönetimine hiçbir şey yapamıyorlar.

Adam başarılı ve namuslu. Nitekim ibra ediyorlar. Yani diyorlar ki; "Sen Galatasaray'ın parasını pulunu yemedin iyi işler yaptın aferin." Amma velakin ikinci kısma geliyoruz. İdari ibranın açıklaması şudur; en açık şekilde izah ediyorum… "Sen bizim etkili olan grubun dediklerini yapmazsan biz seni yollarız." Nitekim 48 konuşmacı ilerleyen saatlerde al takke ver külah Cengiz'i ibra etmiyorlar.

O sıra futbol takımı da biraz sallanıyor. Nasılsa diyorlar futbol takımının da gidişatı iyi değil, biz Fatih Terim'e de biraz çiçek atarız, seyirciye de biraz çiçek atarız Mustafa Cengiz'i götürürüz. Daha da enteresanı Cengiz yönetimi idari olarak ibra edilmedikten sonra futbolcuların paralarını ödeyerek göreve devam ediyor. Ben bu pozisyonda olsam 'Ne haliniz varsa görün' derim. Cengiz ve ekibi bunu yapsa şu an Galatasaray hangi pozisyonda olurdu?

Takım şampiyon olur, Türkiye Kupası'nı da kazanırsa gelecek paralar Galatasaray'daki bazı isimleri ve akrabaları iştahlandırır. Film hâlâ vizyonda… Beşiktaşlısı da Fenerbahçelisi de Trabzonsporlusu da keyifle izliyor. Hatta 'Yiyin lan birbirinizi' diyorlar. Bakalım filmin sonu nasıl bitecek. Bir Anadolu çocuğu mu kazanacak yoksa monşerler grubu mu?

MHK bu sene ki Süper Lig'de görev alan listeyi seneye artıracakmış. Kötü bir karar değil. Hiç olmazsa alternatifleri çoğalır. Giden komiteye sallıyorlardı. Kendi yaptıkları hatalar gidenlerin hatalarından daha felaket oldu. Yalnız bir şey duyuyorum çok da merak ediyorum, bu ne zaman ve nasıl uygulanacak?

Şu anki komite başkanı Sabri Çelik, Muhittin Boşat ve Mustafa Çulcu TFF ile sözleşme yapmak istiyorlarmış. Bu sözleşmeyi yaptığınız zaman bunun tazminatı da olacak. Merkez Hakem Komitesi zaten istifa etmeden görevden alınamıyor. Yusuf Namoğlu görevden alınmadı istifa etti. Acaba neden etti onu da sormak lazım.

Acaba! TFF'deki bazı isimler haftanın hakemleri açıklanmadan listeyi görmek mi istiyorlardı? Veya başka sıkıntılar mı vardı. Bu gelen grubun TFF'deki bazı kişi ve kişiler tarafından davranış biçimi nasıl acaba? Daha da önemlisi haziranda kongre var. Yeni federasyon seçilecek. Beyler bırakın bu işleri yeni federasyon yapsın. Yangından mal mı kaçırıyorsunuz?

Hakemleri cezalandırıyoruz diyorlardı. Fenerbahçe- Galatasaray derbisini yöneten Ali Palabıyık'a 4 hafta sonra maç verilmiş. Ne güzel ceza değil mi? Bu şu demektir; Bazı keçiler bazı uygulamaları yaptıklarında az cezalandırılırlar, bazıları yaptıklarında çok cezalandırılırlar. Bu cezalar da adil olmalı. Ama nerede?