Denizli'yi böyle kandırdılar...

“Eğer bir gün başarılarımı risk edeceksem uğruna her şeyimi riske edeceğim camia burasıdır.”

Bu sözler; Galatasaray’a imza attığı gün Mustafa Denizli tarafından söylendi. Aradan 2.5 ay geçti, Galatasaray sezon başındaki kötü kadro mühendisliğinin kurbanı olurken, transfer döneminde de istenilen hamleler gerçekleşmedi. Kötü sonuçlar arka arkaya devam ederken, transfer döneminin gerçeklerinin çok daha farklı olduğu ortaya çıktı.

Milliyet, Galatasaray’ın o döneminin kapısını aralarken ilginç detaylara ulaştı: Denizli, 7 ülkeden oyuncu istemiş ve alternatifli 12 kişilik bir listeyi de yönetime sunmuştu. Mustafa Denizli’nin verdiği rapor doğrultusunda transfer için önce işe Hollanda’dan başlandı. Fransa, Belçika, İtalya, İngiltere, İspanya ve Arjantin seferleri ile devam etti. Bu listeden 6’sının alınmasını da şart koşmuştu.

Austin’i vermiyorlar

Ara transfer döneminde istenen oyuncuların ortak özelliği, genç olmalarıydı. Burada amaç bu futbolcuların ilerleyen zamanlarda büyük paralara satılabilmesiydi. Planlama sonrasında çalışmalar başladı ve bütün gelişmeler tek tek Mustafa Hoca’ya anlatılmaya başlandı. Ancak işler nedense yolunda gitmiyordu. Her seferinde, “Oyuncu tamam ama kulüp vermiyor” bilgisi hocaya geliyordu. Denizli de basın toplantısında bunu kamuoyuna duyurarak işlerinin çok zor olduğuna dikkat çekiyordu.

Transferde operasyonun başındaki isim genel sekreter Fatih İşbecer’di. İşbecer, medya departmanı üzerinden 1-2 gazeteciye seyahat ettiği koltuk numarasından, masada istenen rakamlara kadar bütün detayları da servis ediyordu. Ama nedense Galatasaray’ın karşısına hep bir engel çıkıyordu: "Kulüp futbolcuyu satmama kararı almış hocam..."

Bu taktik (!)tuttu da denilebilir. Ta ki Charlie Austin’e kadar... Championship’te Queens Park Rangers forması giyen golcü futbolcuyu Denizli çok istemiş ama transferi gerçekleşmemişti. Denizli’ye de “Hocam kulüp futbolcuyu sezon sonuna kadar satmama kararı aldı” denmişti. Aradan üç gün geçmeden Austin, hem de Galatasaray’ın önerdiği rakamın altına Southampton’a gitti. İşte Denizli burada aldatıldığını, bir komplo ile karşı karşıya kaldığını anladı.

Zaten UEFA’nın mektubuyla birlikte de, “Transferi kapattık” dendi. Final tam da yönetimin istediği şekilde gerçekleşti.

Martin Linnes ilk aday değildi

Cim-Bom’a gelen iki yeni transferden biri olan Martin Linnes de sağ bek listesinin sonundaydı. Liste başı; Norveçli oyuncu değil, Brugge’den Thomas Meunier’di. O da olmadı!

Linnes de bile beklenmedik sorunlar çıkmıştı. Transfer görüşmeleri bir ya da iki kez yapılıp masadan kalkılıyordu. Sonunda Norveçli sağ bekin gelişi gerçekleşti.